SON DAKİKA
Hava Durumu

#Chp Eskişehir İl Başkanlığı

Porsuk Haber Ajansı - Chp Eskişehir İl Başkanlığı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Chp Eskişehir İl Başkanlığı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

CHP İl Başkanlığı Ahmet Hamdi Çamlı Hakkında Suç Duyurusunda Bulundu Haber

CHP İl Başkanlığı Ahmet Hamdi Çamlı Hakkında Suç Duyurusunda Bulundu

Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz, attığı tweetlerle kamuoyunda büyük tepkilere neden olan eski milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı hakkında 81 İlde eş zamanlı olarak Eskişehir Adliyesine giderek suç duyurusunda bulundu. Eskişehir Adliye Sarayı önünde yapılan suç duyurusu ile ilgili olarak bir açıklama yapan İl Başkanı Talat Yalaz şu ifadeleri kullandı; "Bugün Eskişehir Adliyesine gelerek ismini bizim Yeliz, bıyıklı Yeliz diye bildiğimiz ismi Ahmet Hamdi Çamlı olan, geçmişte sayın Cumhurbaşkanının şoförlüğünü yapan, 26 ve 27'nci dönem İstanbul Milletvekili olarak geçmişte görev almış olan bıyıklı Yeliz'in kullandığı "Kanlı 1923 darbesiyle hesaplaşmadan ve helalleşmeden yeni Terörsüz ve büyük devlet yolunda ilerleyemez, bir düdük çalıp yeni onurlu ve beyaz bir sayfa açılmalıdır " ve öncesi, sonrası attığı tweetler nedeniyle 81 ilde İl Başkanları tarafından şikayette bulunduk. Burada Cumhuriyete 1923 kanlı darbesi diye hitap eden bir ifade söz konusu. Şüpheli Türkiye Cumhuriyeti’nin resmen kurulduğu, Türkiye Büyük Millet Meclis kararı ile saltanatın kaldırıldığı ve halk egemenliğine dayalı modern bir devletin inşa edildiği 1923 tarihini, bu şanlı tarihi kanlı darbe olarak nitelendirmektedir. Bu paylaşımda geçen 1923 Kanlı darbesiyle hesaplaşmak ve yeni sayfa açmak ifadesi mevcut anayasal düzeni tanımayan, kurucu değerleri yok sayan ve Cumhuriyet karşıtı bir zihniyetin aleni olarak dışa vurumudur. Şüpheli suça konulu beyanlarında Türkiye Cumhuriyeti Devletini alenen aşağılamaktadır. Yine bu kapsamda 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun kapsamında Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret suçu da işlemiştir. Bu suç isnatlarıyla yani Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve devletin kurum ve organlarını aşağılama ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun kapsamında Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret suçları işlemiştir. Bu kapsamda az önce suç duyurusunda bulunduk. Biz bu anlamda, bugüne kadar iktidardan bu hususta hem yerelden hem merkezi anlamda tepki gelmemesini zımni olarak bu ifadelere destek olarak yorumlamaktayız. Bunu yapmayan iktidar yapay zekaya bile soruşturma açmak suretiyle bir şaşkınlık içinde bulunmaktadır. İşte bakın Türkiye Grok'a soruşturma açan ilk ülke olmuştur. Türkiye’nin hem ulusal hemde uluslararası kapsamda anıldığı konu işte budur. Yine Sözcü Gazetesi halkı aydınlattığı gerçek bilgiyi haberleştirdiği için Sözcü TV kapatılmıştır. Sözcü TV'ye yapılan bu utanç iktidarın sayfasına yazılmış en büyük ayıplardan birisi olarak tarihe geçmiştir. Sözcü gazetesi bu kapsamda güce boyun eğmedi, gerçeği aktardı, ceza bitince yine aktaracaktır. Tam olarak Sözcü gazetesinin ifade ettiği gibi özgür basının susturulmasına yönelik müdahaleler, halk iradesini yok sayıp belediye başkanlarının gözaltına alınması, haksız iddialarla tutuklanması, bürokratlara yönelik baskılar belediyelere yönelik ekonomik tahakkümler, bunların sonucunda gelinen aşamada bizimde irademiz aynı doğrultuda ve aynı yöndedir. Bütün bu baskılara, bütün bu saldırılara karşı Cumhuriyet Halk Partisi olarak dimdik ayaktayız, bir adım geri atmıyoruz, tam bir irade, kesin bir kararlılıkla mücadeleye devam ediyoruz. Buradan açıkça haykırmak ve ifade etmek istiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’ni savunmak, korumak bir suç değil görevdir. Mustafa Kemal Atatürk’ün manevi hatırasına sahip çıkmak bir onurdur, bir şereftir. İradesi gasp edilen milyonların sesini susturmaya bugün Türkiye’de ve dünyada engel olacak bir güç, kuvvet ve kudret mevcut değildir. Şehrimizin reflekssiz siyasetçilerine seslenmek istiyoruz. Özellikle sayın mevkidaşım Gürhan Albayrak ve Nebi Hatipoğlu'na buradan seslenmek istiyorum. Cumhuriyetimize, Cumhuriyetimizin kurulduğu şanlı tarihe kanlı darbe diyen eski milletvekilinize, Recep Tayyip Erdoğan’ın şoförüne diyecek bir kelamınız yokmudur? Aynı refleksi bu konuda da bekliyoruz. Neden susuyorsunuz? Recep Tayyip Erdoğan’ın geçmişte şoförü olduğu içinmi korkuyorsunuz yoksa önceki dönemlerde milletvekiliniz olduğu için mi? Bu kadar toplumda hayal kırıklığı yaratan, bu kadar toplumda tepki olan bir hususta şehrin milletvekili ve iktidar temsilcisi olarak bir çift lafınız yokmu?"

CHP İl Başkanlarından Hodri Meydan! Haber

CHP İl Başkanlarından Hodri Meydan!

Belediye Başkanlarına yönelik gözaltıların ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in çağrısı ile Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz'ın da bulunduğu İl Başkanları Ankara’da bir araya geldi. Yapılan toplantının ardından 81 İl Başkanı ortak bir açıklama yaptı. Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; "Öncelikle sınır ötesi yapılan pençe kilit operasyonunda şehit olan 12 Askerimize Allahtan rahmet yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Ulusumuzun başı sağolsun. 81 İl Başkanı olarak bugün Genel Başkanımız Özgür ÖZEL’in katılımıyla yapmış olduğumuz İl Başkanları toplantısı ile ilgili sonuç bildirgesidir. Türkiye, tarihinin en ağır demokrasi krizlerinden birinden geçiyor. Seçilmiş belediye başkanlarımızın, İzmir il başkanımızın ve Parti Meclisi üyemizin birer birer gözaltına alınması ve tutuklanması adaletin veya hukukun cinayetidir. Saray iradesi ve siyasi emirlerin ürünü bu karar vicdanları yaralamıştır. 31 Mart seçimleri sonucunda partimizin 1’inci parti olmasının ardından iktidarı kaybedeceğini gören saray ve cumhur ittifakı önce belediye başkanlarımıza saldırıp ardından partimizin kurumsal kimliğine karşı bir saldırıya başladı. Bu operasyonlarla neyi amaçladığınızı çok iyi biliyoruz: Seçimde yenemediğiniz Cumhuriyet Halk Partisi’ni yargı sopasıyla ezmeye, örgütümüzü dağıtmaya, halkın iradesini gasp etmeye çalışıyorsunuz. Fakat yanlış yere saldırdınız. Partimizin tarihi mücadelelerin tarihidir. Kurtuluş savaşı günlerinden gelen, Köklerini Kuva-i Milliye’ den alan ve bugüne kadar da ülkemizin demokrasi mücadelesinde en sert kavgaların içinden geçen partidir Cumhuriyet Halk Partisi. Bizi kimse teslim alamadı, alamayacak. Hele Saray asla teslim alamaz. Hepimizi biliyoruz herkes biliyor ki yapılan tutuklamalar göz altıların hiç biri hukuki değildir. Cumhurbaşkanı Adayımız Ekrem İmamoğlu’nu tutuklayarak kendilerini güvende hissediyorlar yanıldıklarını görecekler. Genel Başkamıza soruşturma açarak Genel Başkanımızı susturacaklarını düşünüyorlar yanıldıklarını görecekler. Bizim bir görevimiz var. Bu görev Cumhuriyet Halk Partisini ve Türkiye Cumhuriyetini kuran Mustafa Kemal Atatürk tarafından verilmiştir. Bu görev her şeyin ve herkesin üstündedir. Atatürk’ün bize miras bıraktığı partimize ve Türkiye Cumhuriyetimize sonsuza kadar sahip çıkacağız. Herkes biliyor ki; Tutuklanan tüm Belediye Başkanlarımız halkçı belediyecilik anlayışının en güzel örneklerini göstermişlerdir. Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu, adaletin ve hukukun egemen olduğu insanların huzur içinde yaşadığı gençlerin geleceğe güvenle bakacağı bir ülkeyi kurmak için yola çıktığı ve seçimi kazanacağı için tutuklanmıştır. Belediye başkanlarımızı tutuklayarak halkın iradesine ipotek koydunuz. Söylenen her yalan yalan söyleyenlerin üzerinde yapışmaktadır. 12 Eylül’den bu güne kadar Partimizin ilk defa yöneticileri gözaltına alınmış tutuklanmıştır. Bu tutuklamaların hepsi siyasidir. Buradan sesleniyoruz İzmir İl Başkanımız Şenol ASLANOĞLU’nun Ankara’da İl Başkanları toplantısının ardından tüm il başkanlarının kaldığı otelde sabaha karşı gözaltına alınması ve ardından mahkemece tutuklanması 81 İl Başkanına verilen bir gözdağıdır. Biz bunu unutmuyoruz. Unutmayacağız da. Parti Meclisi Üyemizi tutukladınız partimizin en üst organına saldırdınız bunu da unutmayacağız. Bu mesajlarınızı kabul ediyoruz. Hodri Meydan… Güveniyorsanız kendinize kurun sandığı Bu ülkenin adalet sistemini, muhalefeti susturmak için kullananlara bir kez daha İl Başkanları olarak diyoruz ki; Cumhuriyet Halk Partisi’ni ne mahkeme salonlarında yargılayabilirsiniz, ne de siyasi kumpaslarla durdurabilirsiniz. 23 yıldır iktidardasınız herkesi kendiniz gibi görebilirsiniz. Biz siz değiliz. Bizi kendiniz gibi görmeyin. Biz onurlu bir mücadelenin yılmayan yıldırılamayan insanlarıyız. Genel Başkanımızdan, İl ve İlçe Başkanlarımızdan, Milletvekillerimizden, Belediye başkanlarımızdan, tüm üyelerimize kadar Atatürk’ün kurduğu Bağımsız Demokratik Laik Türkiye Cumhuriyetini sonsuza kadar yaşatma kararlılığında olan insanlarız. Biz bu ülkenin kurucu partisiyiz. Bugün 81 ilde, binlerce belediyede, milyonların yüreğinde CHP var. Bu örgüt, korkmaz! Bu örgüt, eğilmez! Bu örgüt, asla teslim olmaz! Örgütümüzü hedef alarak bir korku rejimi inşa etmeye çalışanlar, karşısında çelikten bir irade bulacaktır. Ne yaparsanız yapın Cumhuriyet Halk Partisi İktidar, Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanı olacaktır. Yaşasın Cumhuriyet Halk Partisi Yaşasın Tam Bağımsız Demokratik Laik Türkiye Cumhuriyeti."

Bu Karanlık Düzene Boyun Eğmeyeceğiz! Haber

Bu Karanlık Düzene Boyun Eğmeyeceğiz!

Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı Talat Yalaz, Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, Milletvekilleri, İlçe Belediye Başkanları ve merkez ilçe başkanları bir araya gelerek gündemleri değerlendirdi. Yapılan toplantının ardından bir açıklama yapan İl Başkanı Talat yalaz şu ifadelere yer verdi; ''Son süreçte yaşananlar, münferit bir hukuk süreci değil; doğrudan halkın iradesine karşı girişilmiş sistematik bir darbe girişimidir. Bu sadece bazı belediye başkanlarına yönelik yargı kıskacı değildir; bir bütün olarak örgütlü halk mücadelesine, demokratik iradeye, sosyal belediyeciliğe ve emeğe sahip çıkan anlayışımıza yönelmiş topyekûn bir saldırıdır. Sandıkla baş edemeyenlerin, yargıyı sopa olarak kullandığı bu karanlık düzene boyun eğmeyeceğiz! 6 Temmuz Pazar günü Büyükşehir Belediye Başkanımız, İlçe Belediye Başkanlarımız, Milletvekillerimiz ve merkez İlçe Başkanlarımızın katılımıyla bir araya gelerek mücadele kararlılığımızı ortaya koyduk ve önümüzdeki günlere ilişkin çalışmalarımızı, stratejik ve halkçı bir duruşla hareket eden bir iradeyle planladık. Şunu herkes bilsin: Cumhuriyet Halk Partisi örgütleri, her bir Cumhuriyet Halk Partili bu ülkenin dört bir yanında halkın emanetine sahip çıkmaya kararlıdır! Belediyelerimize, seçilmiş başkanlarımıza ve halkın iradesine yönelik her saldırı, bizim için birer mücadele çağrısıdır. Bu çağrıya kulak veriyor, geri adım atmıyor, yılmıyor ve susmuyoruz! Belediye başkanlarımızın yanındayız! Halkın oyunu yok sayanlara karşı tek yürek, tek ses olarak dayanışmayla mücadelemize devam edeceğiz! Demokrasiye, hukuka ve halkın iradesine sahip çıkmak için omuz omuzayız! Bu mücadeleyi daha güçlü bir toplumsal dayanışmayı, daha kapsayıcı bir halk örgütlülüğünü ve geleceği birlikte kurma iradesini büyütmek için veriyoruz. Sadece bu devranı değiştirmekle kalmayacağız; yerine daha adil, daha eşitlikçi ve halktan yana bir düzeni hep birlikte inşa edeceğiz! Her bir üyemiz, her bir yurttaşımız bilsin ki: Bu devran dönecek! Ve biz o devranı döndürene kadar mücadeleden vazgeçmeyeceğiz! Çünkü biz haklıyız, çünkü biz halkız!'' dedi.

Bırakın Bu Dedikodu Siyasetini! Haber

Bırakın Bu Dedikodu Siyasetini!

CHP Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz son günlerde Tepebaşı Belediyesi CHP Grup Başkanvekili Atilay Dalgıç’a ve Cumhuriyet Halk Partisi’ne yönelik yapılan eleştirilere cevap verdi. CHP İl Başkanı Talat Yalaz yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; "Tepebaşı Belediye Meclis Üyemiz Atilay Dalgıç, Leman dergisindeki bir karikatüre dair yaptığı açıklama bahane edilerek, başta AKP ve MHP İl Başkanları olmak üzere organize bir linç kampanyasının hedefi haline getirilmektedir. Atilay Dalgıç; halka karşı sorumluluğunu yerine getiren, ilkeli ve dürüst bir politikacıdır. Asılsız iddialar üzerinden kişisel saldırıya uğraması, tehdit edilmesi, hedef gösterilmesi kabul edilemez. Bu demokrasiyle bağdaşmaz, biz de buna asla sessiz kalmayız! Bugün Leman’ın kapağını bahane edenler, Leman’ın zamanında Mavi Marmara’ya destek verdiğini, İsrail ile ticarete karşı çizgilerle cephe aldığını, motokurye Samet’in emeğini manşet yaptığını unutmasın. Leman’ın üstünde tepinenler hakikatin üzerini örtemez. Hz. Muhammed’e saygısızlığa en başta biz geçit vermeyiz. Ama olmayan bir saygısızlık üzerinden toplumu galeyana getirmek, hedef göstermek, linç siyasetine zemin hazırlamak da en hafif tabiriyle samimiyetsizliktir. Herkes doğru yerde durmayı bilecek. Asıl konuşulması gereken konular ortada duruyor. Binlerce kamu emekçisi, sefalet ücretine karşı AKP İl Başkanlığı’na yürüdü, bir çift kelime etmediniz! Açlıkla sınadığınız emekçiler, geleceksizliğe mahkûm ettiğiniz gençler için tek bir söz söylemeyenler, şimdi sahte bir infialle gündem yaratmaya çalışıyor. Bırakın bu dedikodu siyasetini! Gerçek sorunlara kulak verin. Bu millet sizin suskunluğunuzu da, sahte öfkenizi de görüyor."

Bu Bozuk Düzeni Değiştirecek Olan; İnancımız, Dayanışmamız ve Örgütlü Mücadelemizdir! Haber

Bu Bozuk Düzeni Değiştirecek Olan; İnancımız, Dayanışmamız ve Örgütlü Mücadelemizdir!

Cumhuriyet Halk Partisi Odunpazarı İlçe Başkanlığı tarafından organize edilen Mahalle Üye Buluşmaları, Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir İl Başkanı Av. Talat Yalaz’ın katılımıyla ve üyelerin yoğun ilgisiyle tamamlandı. Toplantılara ilişkin açıklamalarda bulunan CHP Eskişehir İl Başkanı Av. Talat Yalaz, şu değerlendirmelerde bulundu: “Mahallelerdeki üyelerimizle bir araya gelmenin, onların sesine kulak vermenin, yaşadıkları sorunları birinci ağızdan dinlemenin ve çözüm üretmek için birlikte düşünmenin ne kadar kıymetli olduğunu biliyoruz. Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi’nin gerçek gücü; sokakta, mahallede, pazarda halkla iç içe olan, örgütlü bir biçimde mücadele eden cefakâr neferleridir. Mahallesini adım adım tanıyan, vatandaşın derdini dert edinen bu kadrolar, partimizin vicdanıdır.” İl Başkanlığı olarak sadece bir araya gelmekle kalmadıklarını, aynı zamanda Türkiye’nin demokrasi, hukuk ve adalet mücadelesine katkı sunmak adına sahadaki çalışmalarını yoğunlaştırdıklarını ifade eden Yalaz, konuşmasına şöyle devam etti: “Cumhurbaşkanı Adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu için başlatmış olduğumuz imza kampanyası, örgütümüzün büyük sahiplenmesiyle adım adım daha da büyüyor. Bu kampanya yalnızca bir imza toplama süreci değildir. Bu, halkın iradesine sahip çıkma, demokrasiyi savunma ve Türkiye’nin geleceğine dair söz söyleme hakkının gasbedilmesine karşı bir halk hareketidir.” Buluşmalar süresince örgütlenmenin önemi, halkla birebir temasın değeri ve sahada etkin olmanın gerekliliği sıklıkla vurgulandı. Üyelerle yapılan her buluşmada, adalet, eşitlik ve özgürlük temelinde bir Türkiye hayalinin yalnızca ortak akıl, kararlılık ve örgütlü mücadeleyle mümkün olacağı dile getirildi. Programların gerçekleşmesinde emeği geçen herkese teşekkür eden İl Başkanı Yalaz, özellikle günlerce süren yoğun çalışma temposuyla organizasyonu eksiksiz şekilde yürüten Odunpazarı İlçe Başkanı Rahmi Çinar’a ve ilçe yöneticilerini tebrik etti. Ayrıca katılım sağlayarak süreci güçlendiren, omuz veren tüm üyelere yürekten minnettarlığını ifade etti. Son olarak CHP Eskişehir İl Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada ise bu mesaj kamuoyuyla paylaşıldı: “Bu bozuk düzeni değiştirecek olan; inancımız, dayanışmamız ve örgütlü mücadelemizdir. Yol arkadaşlarımızla birlikte, halkın iradesine sahip çıkmaya, adaleti, demokrasiyi ve eşitliği bu ülkenin her köşesine taşıyana dek durmadan, yılmadan mücadele edeceğiz. CHP örgütü olarak görevimizin başındayız. Her bir üyemizle birlikte, bu topraklara yeniden umudu ve halk iktidarını getirmekte kararlıyız!”

AKP İktidarının Amacı Eğitim Sistemini İyiye Götürmek Olmadı! Haber

AKP İktidarının Amacı Eğitim Sistemini İyiye Götürmek Olmadı!

Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir İl Başkanlığı tarafından düzenlenen basın toplantısında sona eren 2024-2025 eğitim öğretim yılı ile ilgili değerlendirmelerde bulunuldu. CHP İl Başkanı Talat Yalaz, İl ve İlçe Yöneticilerinin katılımıyla düzenlenen basın toplantısında konuşan İl Eğitim Sekreteri Server Kılınç şu ifadelere yer verdi; "En değerli varlıklarımız, çocuklarımız bugün karnelerini alıp, bir eğitim-öğretim yılını tamamlıyorlar.. Tüm çocuklarımızı bir yıl boyunca verdikleri tüm emekler ve çalışmaları için yürekten tebrik ediyor; mutlu bir yaz tatili diliyorum. Çocuklarımız ve gençlerimiz sorumluluklarını yerine getirdi ve dinlenmeyi hak etti. Ancak ne yazık ki aynısını Milli Eğitim Bakanlığı için söyleyemiyoruz. Yıl boyunca defalarca uyarmamıza rağmen, bir yılı daha sorumluluklarını yerine getirmeden tamamladılar. Ekonomik büyüme, toplumsal kalkınma ve küresel rekabet için ülkemizin ihtiyacı olan nitelikli, çağdaş, bilimsel, laik, kamusal, parasız, eşit, erişilebilir ve kapsayıcı bir eğitim sistemidir. Başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün de söylediği gibi Cumhuriyetimizin bizden istediği "fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” nesillerin yetiştirilmesini sağlamak en temel sorumluluğumuzdur. Ancak AKP iktidarının ve atanmış Bakanlarının amacı hiçbir zaman ülkemizi ve eğitim sistemimizi iyiye götürmek, aksayan yönleri tespit edip buna yönelik çözümler üretmek olmadı. İktidarın bütün amacı eğitimi bir araç olarak kullanarak dindar ve kindar bir nesil yetiştirmek, kendilerine uygun itaatkar ve kanaatkar seçmenler yaratmak oldu. . Bugün 1. sınıf öğrencilerimiz karne almadı mesela. Somut işlemler döneminde olan öğrencilere 6-7 sayfadan oluşan gelişim raporu verildi. Çocuklarımızın gelişimlerinin raporlaştırılması; velilere, çocukları ile ilgili dönütler verilmesi elbette çok önemli. Ancak henüz somut işlemler döneminde olan çocuklarımızın bu raporları anlamlandırması mümkün değil. Onlara da üzerinde Atatürk ve İstiklal Marşı'mızın olduğu, not ile değerlendirilmedikleri, emeklerinin karşılığını görecekleri ve hatıra olarak saklayacakları bir belge mutlaka verilmeliydi. Geçtiğimiz eğitim-öğretim yılında da çocuklarımız okullarda bir bardak temiz suya, bir öğün ücretsiz yemeğe dahi erişemedi. Partimizin bu konuda TBMM'de verdiği önergeleri ve kanun tekliflerini reddetti. Okullarda temizlikle ilgili yaşanacak sorunları ve alınacak önlemleri dile getirmemize rağmen hiçbir önlem alınmadı, okullarımız temizlenemedi. , okullarımızdaki temizlik krizini İşgücü Uyum Programı ve Toplum Yararına Program gibi geçici çözümlerle gidermeye çalıştı. Okullarımızın bakımını ve temizliğini üstlenmek isteyen belediyelerimiz ise engellendi. Okullarımız afet ve acil durumlara karşı denetlenmedi, gerekli iyileştirmeler yapılmadı, pek çok okul kazası yaşandı. Okullarımıza kadrolu bir güvenlik görevlisi atanmadığı için çocuklarımız, öğretmenlerimiz ve eğitim çalışanlarımız okullarda saldırıya uğradı, yaralandı ve hayatını kaybetti. Kamu, okullarının eksikliklerini giderecek bütçeleri olmadığı için, yasak olmasına rağmen velilerden kayıt ücreti, bağış adı altında ücretler talep edildi. Öte yandan, kurulduğu günden bu yana toplam 13,85 milyar lira aktarılan Türkiye Maarif Vakfı'na, 2025 yılı için MEB bütçesinden 6 milyar 774 milyon 954 bin liraya kadar kaynak aktarılabileceği Cumhurbaşkanı Kararı ile duyuruldu. Devlete emanet edilmiş bütçeler, çocuklarımızın nitelikli eğitim hakkı için kullanılması gereken kaynaklar yandaşlar için kullanıldı. Seçim beyannamelerinde 1 yıl okul öncesi eğitimi zorunlu yapacağız diyen iktidar okul öncesini zorunlu yapmadığı gibi, katkı payı uygulaması ile okul öncesi eğitimi kamu okullarında bile ücretli hale getirildi.. Yetmezmiş gibi okul öncesi eğitime erişimde yoksul halkımızın tek seçeneği haline gelen belediye kreşlerimiz kapatılma tehdidi ile karşı karşıya kaldı. Tarikat ve cemaatlerin sıbyan mektepleri, merdiven altı medreseler açması kolaylaştırılırken, yerel seçimler öncesi kreş açmayı vaat edenler, yaşadığı hezimetin intikamını çocuklarımızdan almaya çalıştı. Çocukların eğitim hakkını kısıtlayan, sağlık ve yaşam hakkını zedeleyen, güvencesiz ve denetimsiz bir emek sömürüsü olan MESEM'lerde çocuklarımız sömürülmeye, yaralanmaya ve ölmeye devam etti. 2023 Eylül ayından bu yana 13 çocuğumuz hayatını kaybetti:. Bir kez daha hepsini rahmetle anıyor, ailelerine sabır diliyor ve onları unutturmamaya söz veriyoruz. Hayatını kaybeden çocuklarımızın davalarını Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz takip ediyoruz. Ancak davalara ne Milli Eğitim Bakanlığı'ndan ne Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'ndan ne Adalet Bakanlığı'ndan hiç kimse katılmıyor. MESEM'ler yalnızca çocuk işçiliği ve sömürüsüyle değil, yapılan usulsüzlüklerle de eğitim sisteminin en büyük sorunlarından biri olmaya devam etti. Bazı iş yerleri devletten haksız kazanç elde etmek amacıyla ya hiç var olmayan işletmelerde çocukları ve yetişkinleri çalışıyormuş gibi gösterdi ya da var olan iş yerlerinde binlerce kişi çalışıyormuş gibi sahte beyanlarda bulundu. Bu usulsüz uygulama ile ödenek aldığı ortaya çıkarılan İzmit'teki bir kısım işverenler hakkında iddianame kabul edildi. Devletin kaynakları hile ile yandaşlara dağıtılmaya devam ederken sorumlular olayın üstünü örtmeye çalıştı, sessiz kaldı. MESEM'lerle ilgili bunca olay olurken sessiz kalan Bakanlık sanayide yaşanan "ara eleman” eksikliği bahanesiyle zorunlu eğitimi tartışmaya açtı. Mesleki eğitimi ortaokul düzeyine çekmeye çalışmak, çocukları erken yaşta eğitimden koparıp işgücüne yönlendirmek daha fazla çocuğumuzu mağdur etmenin, daha fazla aileye evlat acısı yaşatmanın dışında ne ülkemize ne de çocuklarımıza hiçbir fayda sağlamaz.. Bakanlığın görevi çocuk işçiliğine zemin hazırlamak, sermayenin ve patronların "ara eleman” eksikliği bahanesi altında ucuz işgücü aramasının çaresini bulmak değildir. Bakanlığın görevi çocuğun üstün yararını gözetmektir. Ancak tam tersine AKP iktidarı ve Bakanlık çocukların okuldan koparılmasını, açıköğretime geçmesini, özel okullarda hayalet sınıflar oluşmasını, çocukların ucuz işgücü olarak çalışmasını ve özellikle kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmesini kolaylaştıracak politikalar izlemeye devam etti.. Taşımalı eğitimin kapsamını daraltan değişiklik nedeniyle kırsal bölgelerde yaşayan çocuklarımız bir kez daha mağdur edildi. Denetlenmeyen özel okullarda karşımıza çıkan, özellikle kız çocuklarının eğitim hakkını elinden alan hayalet öğrenci/hayalet sınıf sorunu devlet okullarına da sıçradı. Devamsızlık yapan öğrenciler bazı okullarda var yazıldı, bildirim yapılmadı, sınavlara bile girmemelerine rağmen not verildi. Bu yıl 1., 5. ve 9. sınıfı tamamlayan çocuklarımız Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli adı verilen, öğretim programı olmaktan ziyade çağdışı bir eğitim manifestosu olma niteliği taşıyan, iktidarın ideolojik saplantılarını ve itaatkar ve kanaatkar nesil yetiştirme hedefini yansıtan programlarla eğitim aldı. AKP'nin eğitimi siyasallaştırma ve dinselleştirme hamlelerine yenileri de eklendi. ÇEDES kapsamında pedagojik olarak çocuklara uygun olmayan mezar ve cami temizleme, savaş canlandırması, ağıt yakma vb. etkinlikler gerçekleştirildi. Ülkü Ocakları Kültür Vakfı ile yapılan protokol ile bir partinin gençlik kolları yapılanması eğitim kurumlarımıza girdi. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu protokolün iptali için de dava açtık. Yandaş vakıflara yaz kursları için okullarımızı kullanmasına, eğitmen ücretlerinin Bakanlık bütçesinden karşılanmasına izin verildi. Çocuklarını Bakanlığın gerici uygulamalarından korumak, bilimsel ve laik bir eğitim almasını sağlamak, temizlenebilen, güvenli okullara göndermek isteyen veliler özel okullara mahkum edildi. Fahiş fiyat artışları, dişinden tırnağından artırarak, kredi çekerek çocuklarını özel okula göndermek zorunda kalan veliler ücretleri karşılayamaz hale geldi. Özel okulları ücretleri açısından denetlemeyen Bakanlık Özel sektör öğretmenlerinin taban maaş, belirsiz süreli iş sözleşmesi, eğitim ve güzel sanatlar işkolu kurulması, kamu ile özlük haklarında eşitlik sağlanması yönündeki taleplerini duymazdan gelmeye devam etti. Devlet okullarında en temel ihtiyaçlar bile karşılanamazken,. Bazı Anadolu İmam Hatip Liseleri bünyesindeki "Proje İmam Hatip Ortaokulları” için öğrencilere burs, nakit para, ödül, ücretsiz öğle yemeği, kırtasiye desteği, 24 kişilik sınıflar ve ücretsiz ulaşım gibi diğer devlet okullarında bulunmayan imkanlar vaat edilerek kayıt kampanyaları yürütülmeye başlandı. Proje okul uygulamasının yandaş bir eğitim sendikası üyelerine kayırmacılık yapmak ve AKP'nin il teşkilatlarında bir torpil pazarı oluşturmaktan başka hiçbir amaca hizmet etmediğini defalarca söyledik. Dünyanın hiçbir yerinde Bakan 85 bin kişiyi bizzat atayamaz. Hepsini tanıması, değerlendirmesi, ataması mümkün değil. Buna rağmen 8 Nisan'da, dönem ortasında hiçbir somut kriter açıklamadan, sadece "bakan onayı” ile proje okullara öğretmen ve yönetici atamaları gerçekleştirildi. Yıllardır emek veren, okullarını başarıyla temsil eden öğretmenlerimiz norm fazlası durumuna düştü ve il emrine atandı. Partimiz de, buna karşılık proje okulları atamalarına ilişkin işlemin iptali için Ankara Bölge İdare Mahkemesi'nde dava açtı. Bu atamalara itiraz eden ve "Öğretmenime dokunma!” diyen öğrencilerimiz, okullarında Gençliğe Hitabe okumak, eğitim öğretim faaliyetlerini aksatmak gibi gerekçelerle soruşturmalara maruz bırakıldı, okuldan atılmakla tehdit edildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 11 Nisan 2023'te 1 milyon atanamayan öğretmene "Bize oy verin, mülakatı kaldırdık.” dedi, dönemin Milli Eğitim Bakanı da doğruladı. Sonra seçim kazanıldı, Yusuf Tekin göreve geldi ve "Mülakat gibi mülakat yapacağız.” dedi. "Yapamazsınız, farklı komisyonlarda standart tutturamazsınız, mülakatta yaşanacak haksızlıkların önüne geçemesiniz." diye defalarca uyarmamıza, sözlü sınavın kaldırılmasına ilişkin dava açmamıza rağmen mülakat uygulaması devam etti, Öğretmen ihtiyacı ücretli öğretmenlik sistemiyle, öğretmenlerin ve hatta kimi durumlarda öğretmenlik yetkinliği dahi olmayan kişilerin asgari ücretten bile düşük maaşlarla çalıştırılmasıyla giderilmeye çalışılmaya devam etti. Öğretmenlerin hiçbir mevcut sorununu çözmeyen Öğretmenlik Mesleği Kanunu, Partimizin, eğitim sendikalarının ve eğitimin tüm paydaşlarının itirazlarına rağmen dönem başında oy çokluğuyla Meclis'te kabul edildi. Bu kanun ile getirilen Milli Eğitim Akademileri ile eğitim fakülteleri işlevsizleştirildi, lisans diploması öğretmen olmak için yetersiz sayıldı. Partimiz konuyla ilgili Anayasa Mahkemesi'ne dava açmışken, bu yıl 10 bin öğretmenin AGS ile Milli Eğitim Akademileri'ne alınacağı duyuruldu. Eğitim fakültelerini beğenmeyen, eleştiren, kendi öğretmenini yetiştirmek isteyen Bakanlık'ın amacı öğretmen yetiştirme sistemini düzetmek olsaydı, bunu YÖK ile iş birliği içinde yapılacak düzenlemelerle yapabilirdi. Mülakatlarda, proje okul atamalarında yaşanan usulsüzlükler, kayırmacılıklar ortadayken, bu akademilerin amacının öğretmen yetiştirme sistemini iyileştirmek olmadığı açıktır; amaç yandaş olmayan, Cumhuriyet öğretmenlerini elemektir. Geçtiğimiz bir yılda, eğitimin kronikleşen sorunlarından hiçbiri çözülmedi.. 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıldan fazla zaman geçmesine rağmen bölgede yaşayan yurttaşlarımızın, öğretmenlerimizin ve öğrencilerimizin sorunları hala çözülmedi. Hükümet deprem mağdurlarına verdiği bir yıl içinde evlere yerleşilecek sözünü tutmadı. Buralarda yaşayan öğretmenlerimizin borç yüzünden elektrikleri kesildi. Depremde sağlam kalan okullar, kamu kurumları tarafından kullanılmaya devam etti; eğitim, birleştirilmiş okullarda sürdürüldü. Asbest, çevre, su, hava ve toprak kirliliği gibi çevresel sorunlar çözülemedi. Bölgede ulaşım sorunu da hala giderilemediği için çocuklarımız eğitim hakkına erişimde sıkıntı yaşadı. Buradan bir kez daha hatırlatmak isteriz ki Milli Eğitim Bakanlığının görevi çocuklarımızın ve gençlerimizin yasalarla ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış nitelikli eğitime erişim hakkını garanti altına almaktır. Cumhuriyet Halk Partisi olarak; Tüm bu sorunların çözülmesi, Nitelikli, çağdaş, bilimsel, laik, kamusal, parasız, eşit, erişilebilir ve kapsayıcı bir eğitim sistemi inşa edilmesi, Tüm öğretmenlerimizin hak ettiği değeri görmesi, Okulların en güvenli alanlar olması, Başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün de söylediği gibi Cumhuriyetin bizden istediği "fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” nesillerin yetiştirilmesi için var gücümüzle mücadele etmeye devam edeceğiz."

CHP Halkın Partisidir, Gücünü Halktan Alır Haber

CHP Halkın Partisidir, Gücünü Halktan Alır

Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz CHP Genel Merkezi'nde düzenlenen İl Başkanları toplantısına katıldı. Yapılan toplantının ardından 81 İl Başkanı ortak bir açıklama yaptı. Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; "Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu gücü, halkın vicdanı ve demokrasinin teminatı olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin 81 İl Başkanı olarak kamuoyuna sesleniyoruz: Milletimiz, hiç olmadığı kadar derin ve yıllara yayılmış bir yoksulluk kriziyle boğuşmaktadır. Bölgemizde savaşların tırmanması ile istikrarsızlıklar da gün geçtikçe büyümektedir. Mevcut iktidar ise sorunları çözmeyi ve esas işlerini bırakmış, muhalefet ile uğraşmakta, elindeki gücü yalnızca kendi dar çevresinin çıkarları için kötüye kullanmaktadır. Bugün; tam bağımsız, tam demokratik bir Türkiye hedefinin sürükleyici merkezi ve bir sonraki iktidarın adresi CHP’dir. CHP, 38. Olağan Kurultayımızın delegelerinin hür iradesi ile Sayın Özgür Özel’i Genel Başkan olarak seçmiştir. Kurultayımız sonrası 81 İl Başkanı ve örgütümüzün tüm kademeleri Genel Başkanımız öncülüğünde birlik içerisinde yerel seçime odaklanmıştır. Partimiz, 31 Mart seçimlerinde Türkiye’nin 1. Partisi olarak, ülkemizi içinde bulunduğu karanlıktan çıkaracak büyük değişimin başlangıc adımlarını yerelde iktidar olarak atmıştır. Yerel seçim sonrası, üyelerimizin hemen hemen tamamının katılımıyla ve dayanışma oylarıyla toplam 15,5 milyon vatandaşımız Cumhurbaşkanı Adayı olarak Sayın Ekrem İmamoğlu’nu seçmiştir ve partimiz emin adımlarla iktidara yürümektedir. AKP yönetiminin partimize dönük, düşmanlığa varan husumetinin ve saldırılarının ana sebebi budur. Bu saldırılara karşı, gözaltına alınan, tutuklanan, iftiraya uğrayan ve yargı kıskacına alınan tüm yol arkadaşlarımızın ve Cumhurbaşkanı adayımız Sn. Ekrem İmamoğlu’nun yanındayız. Onlar yoksulluğa karşı mücadele ettikleri için, rantla değil halkla yan yana durdukları için, iktidara değil millete hesap verdikleri için hedef alınmaktadır. Değerli yurttaşlarımız; CHP, 9 Eylül 1919’da Sivas Kongresi ile temelleri atılmış bir partidir. O günden beri, kongre ve kurultaylar partisi olmuştur. CHP aynı zamanda bir örgüt ve kadro partisidir. Halkın içinden yetişmiş kadroların; söz, yetki ve karar sahibi olduğu Türkiye’nin en demokratik partisidir. CHP, iktidar eliyle dizayn edilecek bir parti değildir. CHP, siyasallaşmış yargı oyunlarıyla ve siyaset mühendisliğiyle rotası belirlenecek, şantaj ve tehditle dize getirilecek parti değildir. Partimize yönelik baskılar bizleri yıldırmaz, aksine örgütümüzün mücadele azmini perçinler. Her hafta meydanlardan yükselen 81 ilde milletin kalelerinde yükselen ses, bu azmin ve halkımızın sesidir. Bizler de CHP örgütleri olarak, asla halkımızın vicdanıyla ters düşecek yerde durmadık, durmayacağız. 19 Mart darbe girişimiyle başlayan süreçte Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel liderliğinde 81 ilde tüm örgütlerimiz, tam seferberlik ile geceli gündüzlü çalışarak ülkemizin ve halkımızın geleceğini savunmak için tüm bedelleri göze almıştır. Zira, 23 yılın ardından tükenen AKP’nin yerine halkın iktidarının kurulması tarihsel bir zorunluluktur. Bizler de tarihsel görevimizi yerine getirmekten bir adım dahi geri adım atmayacağız. İktidar güdümündeki siyasallaşmış yargının aparatları partimiz hakkında ne karar verirse versin; adına kayyum da deseler, butlan da deseler, 81 il başkanımız bu kararı tanımayacaktır. Tüm il başkanlarımız Cumhuriyet Halk Partisi 38. Olağan Kurultay ve 21. Olağanüstü Kurultay iradesinin yanında yer alacaktır, üye ve delege iradesiyle seçilmiş gerçek yönetimi esas alacaktır. Bu iradeyle; 81 İl Başkanı olarak, butlan ve kayyum tartışmalarına karşı Önceki Dönem Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na, önceki dönem Genel Başkanlarımıza, milletvekillerimize, partimizde görev yapmış ve yapmakta olan tüm yöneticilerimize ve büyük örgütümüze çağrımızdır; ülkemizin ikinci kurtuluş mücadelesini verdiğimiz bugünlerde hepimize düşen görev birlik içerisinde partimize yönelik kuşatmayı dağıtmak ve partimizi iktidara taşımaktır. Biz buradayız, omuz omuzayız. Demokrasinin kalesine, baba ocağımıza sahip çıkıyoruz. CHP halkın partisidir, gücünü halktan alır. Şanlı tarihimizden bildiğimiz üzere; halkın gücü, sarayın fermanlarını yırtıp atacak kadar büyüktür."

İl Başkanı Yalaz: ''Salon Siyaseti Yapan Salon Siyasetçilerisiniz!'' Haber

İl Başkanı Yalaz: ''Salon Siyaseti Yapan Salon Siyasetçilerisiniz!''

Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir İl Başkanlığı tarafından düzenlenen Kurban Bayramı bayramlaşma töreni İl Binasında gerçekleştirildi. Törene CHP İl Başkanı Talat Yalaz, Milletvekilleri İbrahim Arslan, Utku Çakırözer, İl Kadın Kolları Başkanı Sibel Yeşildal, Beylikova Belediye Başkanı Hakan Karabacak, İlçe Başkanları, Meclis Üyeleri, İl ve İlçe Yöneticileri, Kadın ve Gençlik Kolları Üyeleri ile partililer katılım sağladı. Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce ve Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’un Manisa’ya hareket ettiğini ifade eden CHP İl Başkanı Talat Yalaz yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi; ‘’Gönül isterdi ki ülkemizin içinde bulunduğu bu kötü günlerin gölgesinde geçmeyen bir bayram kutlayalım. Gönül isterdi ki emeklilerimiz torunlarına rahatlıkla harçlık versin. Gönül isterdi ki hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bu güzel toprakların, bu güzel ülkenin ve bu güzel insanların refah içinde müreffeh bir toplum olarak yaşadığı bir bayram olsun isterdik. Ancak ne yazık ki hem ekonomik sıkıntıların gölgesinde emekçilerin emeklilerin ezildiği günlerde hem de demokrasinin katledildiği halk iradesinin katledildiği sadece korktukları için Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu’nun tutuklandığı ve diğer yol arkadaşlarının asılsız suçlamalarla gözaltılarla tutuklamalarla yıldırılmaya çalışıldığı sadece başkanlarımızın da değil bir halkın ulusun diz çöktürülmeye çalışıldığı günlerde bu bayramı kutlamak durumunda kaldık. Yine biz bayramlarda nefret diline alışkın değiliz, Cumhurbaşkanının yaptığı açıklamayı kınıyorum. Bayram kutlamasında kin ve nefret kusuyor, belediye başkanlarımızı hedef gösteriyor, yargıyı açıkça etki altında bırakıyor. Biz bu söylemlere alışkın değiliz bayramlaşmalarda ki söylemler güzel bir dili, birliği ve beraberliği içerir. Bizim dinimizde bunu emreder töremizde örfümüzde bunu emreder. Yine AKP’nin Eskişehir’de yaptığı bayramlaşma töreninde yine aynı dille karşılaşmış bulunuyoruz.’’ dedi. AK Parti Eskişehir İl Başkanlığı tarafından düzenlenen bayramlaşma töreninde Belediyelere yönelik söylemlere tepki gösteren İl Başkanı Yalaz, halkla ve toplumla dalga geçen söylemlere imza atıldığını söyledi. İl Başkanı Yalaz hoplayarak zıplayarak değil sandıkla gelenin sandıkla gideceğini, seçimle gelenin seçimle gideceğini söyledi. Toplumun iktidara yüz çevirdiğini ifade eden Yalaz iktidar milletvekillerinin toplumun içinde siyaset yapacak yüzlerinin olmadığını toplumdan koptuklarını, sarayın duvarları arasına hapsolduklarını söylerken iktidar milletvekillerine salon siyaseti yapan salon siyasetçilerisiniz dedi. Halkın erken seçim istediğini ifade eden İl Başkanı Yalaz, erken seçim talebini dile getirmenin demokrasinin olmazsa olmazı olan seçim sandığının geleceğini, zulm ettiği iradesini gaspettiği halkın ilk yapılacak seçimde iktidarı tarihin çöplüğüne göndereceğini söyledi. Halkın iradesinin üzerinde bir irade tanımadıklarını ifade eden İl Başkanı Yalaz sırtlarını halka dayadıklarını toplumda sokakta siyaset yaptıklarını ve halkın taleplerini iyi bildiklerini söyledi. Erken seçim taleplerinin iktidarı saldırganlaştırdığını ve uykularını kaçırdığını belirten Yalaz, Ekrem İmamoğlu’nun Silivri de kafasını yastığa koyunca rahatça uyuduğunu ama iktidarın sarayda uyuyamadığını, korktuklarını ve her yerde Ekrem İmamoğlu’nu gördüklerini söyledi. Bu toprakların kaderi yoksulluk açlık sefalet değildir bu yurdun bu güzel insanları en güzel bayramları kutlamayı hakediyorlar diyen İl Başkanı Yalaz, ‘’Kuvayı milliye ruhunun aşılandığı bu topraklardan halkımıza söz veriyoruz. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği, müreffeh bir toplum içinde emekçinin hakkını alın terinin karşılığını aldığı, emeklilerin dinlence zamanlarında çalışma zorunda bırakılmadığı sefalete mahkum edilmediği, gençlerin ülkeden kaçmak için fırsat kollamadığı günlerde çok güzel bayramlar kutlayacağımız o güzel günler yakındır.’’ Dedi. Bayramlaşma töreninde Milletvekilleri Utku Çakırözer ve İbrahim Arslan’da birer konuşma yaparak partililerin bayramını kutladı.

Mahmudiye Atçılık ve Binicilik Sektörünün Yıldızı Olmalıdır Haber

Mahmudiye Atçılık ve Binicilik Sektörünün Yıldızı Olmalıdır

Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir İlçe Başkanları toplantısı için Mahmudiye’de bir araya gelen CHP İl Başkanı Talat Yalaz ve 14 İlçe Başkanı toplantılarının ardından, Mahmudiye’de çeşitli ziyaretlerde bulundu. Bu kapsamda Mahmudiye ile özdeşleşen Atçılık ve Binicilik faaliyetlerini incelemek üzere Hara ve At Pansiyonu ziyaretlerinde bulunan İl Başkanı Yalaz ve beraberindeki CHP Heyeti, yıllardır sektör içerisinde olan ve bölüm ile ilgili gençlere staj imkânı da sunan At Pansiyonu sahibi Yenel Kaya ile kendisinin harasında, sektör ile ilgili açıklamalarda bulundu. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün teşvik ve yönlendirmeleriyle Mahmudiye’nin atçılık ve binicilik açısından Türkiye’nin en önemli ilçelerinden birisi olduğunun ancak merkezi iktidarın sektöre yeterince destek vermediğinin altını çizen Yalaz, açıklamasına şöyle devam etti; “Gün boyu görüştüğümüz at yetiştiricileri, meslek erbapları mesleğin geleceğinden tedirginler ve şüphe duyuyorlar. Merkezi iktidarın atçılık ve biniciliği teşvik etmesi gerektiğinden, yeterince destek görmediklerinden bahsediyorlar. Gerek binek atların gerekse yarış atlarının yetiştirilmesi, sağlık hizmetleri ve bakımının ciddi bir maliyet olduğunu ifade ediyorlar. Bakım hizmetleri konusunda devletten en ufak bir destek alamıyorlar. Rahatsızlık yaşayan atların tedavilerinin de oldukça zor olduğunu, atlar ile ilgilenen yeterli sayıda veteriner hekimin olmadığından şikayetçiler. Binicilik tesisleri, yarış pistleri ve bakım alanlarının olmadığından, yetersiz kaldığından muzdarip bir haldeler. Ayrıca at yetiştiricileri, hem Tarım ve Orman Bakanlığı hem de Gençlik ve Spor Bakanlığının yetki kapsamında olmasından ötürü kamuda pek çok konuda yetki karmaşasıyla karşılaştıklarını, bu durumun bir an önce açıklığa kavuşmasını, denetimlere ve şeffaflığa dikkat edilmesini dile getiriyorlar.” At yetiştiricilerinin sorunlarını genel hatlarıyla açıklayan ve lise yıllarını Hamidiye’de tamamladığını söyleyip, bölge için atçılık ve biniciliğin ne kadar önemli olduğunu bildiğini vurgulayan Yalaz devamında, “Atçılık ile özdeşleşen bu alanda sembol olan Mahmudiyemiz, atçılık ve binicilik sektörünün yıldızı olmalıdır. Hem ilçemizin gelişimi hem de mesleğin geleceği için buradaki Atçılık Meslek Yüksek Okulu, merkezi hükümet tarafından teşvik edilmeli ve desteklenmelidir. Atçılık ve binicilik; eğitim, spor, tarım ve turizm olmak üzere pek çok alana hitap etmektedir. Sektörün destekler ile Mahmudiyemizde yeniden canlanmasını sağlamak, ilçemize ve kentimize büyük yararlar sağlayacaktır. Her konuda olduğu gibi bu konuda da, yetiştiricilerimiz ve emekçilerimizin yanında olmaya devam edeceğiz! Yetkili kurumları, ilçemiz ve mesleğin geleceği için göreve davet ediyorum.” diyerek sözlerini tamamladı. Başkan Yalaz’ın açıklamalarından sonra meslek erbabı Yenel Kaya’da, yanlarında olduğu ve konuyla ilgilendiği için Yalaz’a teşekkür etmesinin ardından kısa bir açıklamada bulundu. Kaya açıklamasında, “Çok eski yıllardan beri ilçemizde atçılık yapıyoruz ancak ilerleyemiyoruz. Mahmudiye’nin dışına çıkamadık. Bu hem bizim hem de yetkililerin eksiğidir. At yetiştirmek inanın kolay değil. Bir atın dünyaya gelmesinden sonra 3-4 sene bakımıyla, beslenmesiyle uğraşıyoruz. Harcadığımız alın terinin yanı sıra masraflarda belimizi büküyor. Bu da bizi karamsarlığa sürüklüyor, açıkçası teşvik ve destek bekliyoruz. Ayrıca hem Mahmudiye hem de mesleğimiz için yatırımlar yapılmalı. Mahmudiyemizin Hamidiye ve Mesudiye Mahalleleri arasında hazineye ait çok uygun ve güzel bir alan var. Burada kapsamlı bir tesis yapılması hem mesleğimiz hem ilçemize hem de ülkemize kazanımlar sağlar. Bunun için senelerdir dilekçeler veriyoruz ancak dikkate alınmıyor. Mahmudiye’de TJK’nın bir tesisi var ancak artık Aşım İstasyonuna dönüşmüş vaziyette olduğu için yeterli olmuyor. Ayrıca burada büyük bir At Hastanesi yapıldı ancak yapıldığı günden bugüne bir tek atımızı götüremedik. Çünkü gerek cihaz eksikliği gerek personel eksikliği yüzünden kullanılamadı. Tesisler yapılacaksa amaçlarına uygun olarak yapılmalı.” İfadelerine yer verdi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.