SON DAKİKA
Hava Durumu

#Chp Eskişehir İl Başkanı

Porsuk Haber Ajansı - Chp Eskişehir İl Başkanı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Chp Eskişehir İl Başkanı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Cumhurbaşkanı Adayımızı ve Yol Arkadaşlarını Kurban Ettirmeyeceğiz Haber

Cumhurbaşkanı Adayımızı ve Yol Arkadaşlarını Kurban Ettirmeyeceğiz

Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz, Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında hazırlanan iddianameyi değerlendirdi. CHP Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı; "Bir hukukçu olarak iddianameye bakınca böyle bir iddianame olmaz diyorsunuz. Tabii iddianame henüz kabul aşamasında. 3741 sayfalık bir iddianame olmaz. Şöyle; dün açıklanması sebebiyle hızlıca göz gezdirdiğim zaman, aynı ibarelerin yer yer sürekli, iddianamenin sayfa sayısını arttırmak adına kasıtlı olarak defalarca aynı ifadelerin kullanıldığı gözüme çarptı. Burada, bildiğiniz halk bu iddianameyi okumasın diye 3741 sayfa iddianame düzenlenmiş. Yani halkın okumamasını istiyorlar. Çünkü uygun ölçülerde, uygun sayılarda, insanların okuyabileceği düzeyde, normal biz hukukçular olarak alıştığımız ölçüde bir iddianame düzenlendiğinde, bu iddianameyi okuyan insanların iddiaların ne kadar gerçeklikten uzak olduğunu anlamalarından çekiniyorlar. Yine yandaş medyaya baktığınız zaman, "3741 sayfa iddianame düzenlenmiş, 3741 sayfalık iddianamenin nasıl asılsız iddialarla yapılabileceği, böyle bir şeyin mümkün olmayacağı, 3741 sayfalık bir iddianamenin gerçek vakalara dayanmaksızın yapılamayacağı" yönünde yorumlarla karşılaşıyoruz. Onlara da 2455 sayfadan oluşan Ergenekon iddianamesini hatırlatmak isterim. Hatırlarsınız, uzun süre hem yandaş medyayı kullanarak algı operasyonlarında, elinde bulunan iktidarın bütün imkanlarını kullanarak ve kamuoyunda bu anlamda bir inandırıcılık oluşturarak, uzun süre Ergenekon gündemiyle ülke gündeminin meşgul edildiğini ifade etmek isterim. Bugün o 2455 sayfalık iddianame, bizzat iktidar tarafından ve yargı tarafından çöpe atılmıştır. Bir iddianamenin fazla sayıda sayfadan teşekkül etmesi, o iddiaların gerçek olduğu yönünde bir iddiaya delalet etmez. Örnek Ergenekon soruşturmasıdır. Ergenekon'da o bir sürü usulsüz delil, bir sürü hukuka aykırı delil, bir sürü somut olduğu iddia edilmekle birlikte aslında içi boş olan delil, bugün de bütün Türkiye kamuoyu tarafından kabul edilmekle, bu iddianame ve dosya çöpe atılmıştır. Bu itibarla, burada iddia edilen delillerin gerçekten maddi delil vasfında olup olmadığı, somut delil vasfında olup olmadığı, iddianamenin kabul edilmesi durumunda mahkeme tarafından değerlendirilecek ve tartışılacaktır. Bu anlamda olaya ilişkin somut iddialara cevap vermek adına süreç henüz çok yenidir. Ancak şu aşamada şunu ifade etmek isterim: Daha öncesinde fezleke aşamasında da takip ettiğim bir dosyydı. İddianameyi görmemizle iddiaları da bugün gördük diye bir şey yok. Fezlekeler de bizlere iletilmişti, inceleme fırsatı bulmuştuk. Fezlekelerdeki iddiaların üzerine, iddianamede inandırıcı, kamuoyunu aydınlatıcı bir ibarenin olmadığını ifade etmek isterim. İddianamede 681 kez "duyduğum" kelimesi geçmektedir, 546 kez "duydum" şeklinde ibareler geçmektedir, 495 kez "bildiğim kadarıyla", 247 kez "düşünüyorum", 145 kez "tahmin ediyorum", 101 kez "duyum", 56 kez "düşünmekteyim", 40 kez "tahminimce", 38 kez "duymuştum", 5 kez "emin olmamakla", 4 kez "ahtapot" kelimeleri geçmektedir. Bu itibarla, duyuma dayalı, bazı vaatlerle, tutuklamama yönündeki tehditlerle ifadelerini aldıkları gizli tanıkların, ikna ettikleri bazı gizli tanıkların ifadeleriyle, hatta onların ifadelerinde bile az önce ifade ettiğim gibi "duyduğum", "duydum" gibi görgüye, bilgiye dayalı olmayan ibareler üzerine kurulu, soyut iddialardan, delil vasfı olmayan iddialardan oluşmuş bir iddianameden bahsediyoruz. Kamuoyunu sürecin başından itibaren ikna edemediler. Bugün tüm Türkiye, Ekrem İmamoğlu'nun, Recep Tayyip Erdoğan'ın karşısındaki en güçlü aday olması sebebiyle, 15,5 milyon insanın oy vermesi suretiyle Cumhurbaşkanı adayı olması, dört kez Türkiye'yi "İstanbul'u alan, Türkiye'yi alır" şeklindeki Sayın Cumhurbaşkanı'nın sözlerine rağmen yine İstanbul'u aldığı için, yani bir türlü bileğini bükemedikleri, bir türlü yenemedikleri Ekrem İmamoğlu'nu bertaraf etmek için bu iddianamenin düzenlendiğini bütün kamuoyu düşünmekte ve bilmektedir. Bu iddianame de bu konuyu değiştirme vasfından son derece uzaktır. Bu itibarla sürecin takipçisi olacağımızı, hem bir hukukçu gözüyle hem bir İl Başkanı ve örgütümüz gözüyle sürecin sonuna kadar takipçisi olacağımızı, hiçbir soyut iddiaya, hiçbir delil vasfı olmayan iddiaya bu değerli insanları, Cumhurbaşkanı adayımızı ve onun yol arkadaşlarını kurban ettirmeyeceğimizi buradan açıkça ifade etmek istiyorum. Yargılamanın TRT'den canlı yayınlanması yönünde hem Ekrem İmamoğlu'nun hem de Sayın Genel Başkanımız Özgür Özel'in talebi açıktır. Bu, kendimize duyduğumuz güveni, iddialara yönelik her şeye cevabımızın olduğunu, alnımızın açık, başımızın dik olduğunun en önemli göstergesidir. Sayın Bahçeli de bu hususta bir açıklama yapmıştı. Bunun olmasında herhangi bir beisin olmayacağını ifade etmişti. Bu husustaki talebimizi bizler de yineliyoruz. Şunu da açıkça ifade etmek isteriz: Burada sadece Ekrem Başkan ve İstanbul'la ilgili süreç değil, aynı zamanda Cumhuriyet Halk Partisi'nin kurumsal kimliği de tartışılmakta ve ona yönelik de ciddi bir tehdit oluşturulmaktadır. İddianame kullanılarak Cumhuriyet Halk Partisi'nin kapatılmasına varıncaya kadar bazı girişimlerin olduğu yönünde iddialar söz konusudur. Bunu kesinlikle kabul edebilmemiz mümkün değildir. Burada saldırıya uğrayan Cumhuriyet Halk Partisi değil, Türkiye'nin çok partili demokratik geçmişi ve varlığıdır. Bunun da farkındayız. Hem partimizi hem de partimizin neferi olarak çeşitli görevlerde görev alan değerli yoldaşlarımızın yanında olacağımızı, süreci itinayla takip edeceğimizi, partimize yönelik bu saldırılarda geçmişte olduğu gibi bugün de, yarın da sonuna kadar mücadeleye hazır olduğumuzu ifade etmek istiyorum."

Ekrem İmamoğlu’nun Mektubunu İl Başkanı Yalaz Okudu Haber

Ekrem İmamoğlu’nun Mektubunu İl Başkanı Yalaz Okudu

Cumhuriyet Halk Partisi Millet İradesine Sahip Çıkıyor Mitingi Genel Başkan Özgür Özel'in katılımıyla Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleştirildi. Silivri Cezaevinde tutuklu bulunan Cumhuriyet Halk Partisi'nin Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu Eskişehir’de düzenlenen mitinge bir mektup gönderdi. Mektubu okuyan İl Başkanı Talat Yalaz Ekrem İmamoğlu'nun şu sözlerine yer verdi; "Canımdan kıymetli çok sevgili vatandaşlarım, kıymetli Eskişehirliler, Değerli hanımefendiler, beyefendiler, kıymetli büyüklerim, sevgili gençler, canım çocuklar, Sizleri saygıyla sevgiyle selamlıyorum, her birinizi hasretle, özlemle kucaklıyorum. Silivri’den Eskişehir’e kocaman bir merhaba! Eskişehir, ülkemizin en genç, en dinamik, en üretken şehirlerinden biridir. Tarihin ve modernliğin iç içe geçtiği, müstesna bir coğrafyadır. Eskişehir, dayanışmadır, umuttur, inançtır. Burası, Cumhuriyet Halk Partisi’nin halkçı ve icraatçı belediyeciliğinin en özel örneklerinin hayata geçtiği şehirdir. Bu vesileyle, Eskişehir’in kaderini değiştiren, milletimizin gönlünde taht kurmuş, çok değerli Yılmaz Büyükerşen hocamıza saygılarımı, sevgilerimi sunuyorum, teşekkür ediyorum. Büyükerşen Hocamızın yolunda gayretle ilerleyen, Eskişehirimize canla başla hizmet eden kıymetli başkanım Ayşe Ünlüce’ye teşekkür ediyorum, kolaylıklar diliyorum. Eskişehir İl Kongresinde örgütümüzün güçlü iradesiyle yeniden il başkanı olarak seçilen, yol arkadaşım Talat Yalaz’ı tebrik ediyor, yürüttüğü kararlı mücadele için, kendisinin şahsında tüm örgütümüze yürekten teşekkür ediyorum. Sevgili dostlarım, kardeşlerim; 19 Mart’tan bu yana, yargı eliyle milli iradeyi gasp etmeyi hedefleyen, çok büyük bir siyasi operasyonla karşı karşıyayız. Milletin özgür iradesiyle seçip görev verdiği belediye başkanları ve yöneticileri iftiralarla, kumpaslarla hapsediliyor. Tutuksuz ve adil yargılanma hakları ellerinden alınıyor. Bir avuç insan, koltuklarını kaybetmemek için, önümüzdeki seçimleri bugünden baskıyla, zorbalıkla şekillendirmeye çalışıyor. Milletin iradesini yargı eliyle baskı altına almaya uğraşıyor. Bütün devlet imkanlarıyla karşıma dikildikleri 3 seçimde de onları yenip, hemşerilerimin helal oylarıyla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olmamı hazmedemeyenler 2019’dan bu yana bir gün boş durmadılar. Her gün yeni iftiralar, soruşturmalar, davalarla benden kurtulmaya çalışıyorlar. Yargıyı alet ettikleri kumpaslarla, tehdit ve şantajlarla, mafyatik yöntemlerle Ekrem İmamoğlu’nu milletin gönlünden silmeye uğraşıyorlar. Hırs ve kinden o kadar kontrollerini kaybettiler ki şimdi de 2019 İstanbul seçimlerinde İstanbulluların iki kere ortaya koyduğu iradeyi bir casusluk faaliyetinin neticesi gibi göstermeye çalışıyorlar. 15,5 milyon oyla Cumhurbaşkanlığına aday olmamdan casusluk hikayeleri uydurmaya kalkıyorlar. Bu casusluk hikayelerini özgür medyayı yok etmek, Merdan Yanardağ gibi ülkesini seven, muhalif aydınları, gazetecileri susturmak için kullanıyorlar. Kim onlar? Koltuklarını korumak için milletten alamadıkları meşruiyeti yabancı güçlerden dilenenler. Kendi çıkarları uğruna ülkemizin stratejik avantajlarını, doğal kaynaklarını, nadir elementlerini yabancılara peşkeş çekenler. Kim bir başkasını kendi çıkarları için iftiralarla, kumpaslarla casus ilan ediyorsa, asıl o milleti ve devleti aleyhine çalışıyordur. Kim siyasi rakibini ortadan kaldırmaya, milletin iradesini baskı altına almaya çalışıyorsa, asıl o ülkesine, milletine düşmanlık ediyordur. Bu iftiraları kurgulayanlar, bu iftiralarına yargıyı alet edenler, bu iftiralara yargıda, medyada alet olanlar günü gelecek, bu yaptıklarının hesabını hem hukuk önünde hem milletin karşısında ödeyecekler. Hem bu dünyada hem ahirette hesap verecekler. Kötülükleri, zalimlikleri beyhudedir. Ne yaparlarsa yapsınlar başaramayacaklar. Milletin büyüklüğü ve kudreti karşısında yenilmeye mahkumlar. Ekonomiyi batırıp ülkeyi bitmeyen bir krizin içine düşürenler; milletin yargıya güvenini yerle bir edenler; eğitimde, sağlıkta büyük başarısızlıklara, yolsuzluklara, adaletsizliklere imza atanlar, yolun sonuna geldiler. İktidarda kalabilmek için uluslararası güçlere her türlü tavizi verenler, ormanlarımızı, derelerimizi, madenlerimizi yabancılara peşkeş çekenler, şimdi de Eskişehir’in nadir element rezervlerine gözlerini dikenler, yolun sonuna geldiler. Kazandığı parayla geçinemeyen, borçlanmadan yaşayamayan on milyonlarca dar gelirlinin, işçinin, esnafın, çiftçinin, emeklinin ahını alanlar, yolun sonuna geldiler. Ülkesinden umudu kesip yönünü yurtdışına çeviren gençlerin ahını alanlar, yolun sonuna geldiler. Ekonomik ve toplumsal hayattan dışlanan, şiddet karşısında çaresiz bırakılan, maruz kaldıkları eşitsizlikleri sorgusuz sualsiz kabul etmeleri beklenen kadınların ahını alanlar yolun sonuna geldiler. Onlar yolun sonunda, ama biz yolun başındayız. Onlar sandıktan, milletten köşe bucak kaçıyor, biz ise sandığa, millete koşuyoruz. Hep birlikte, canla başla, umutla cesaretle, yılmadan hedefe yürüyoruz. Çünkü bu yolun sonunda sadece iki seçenek var: Ya hep birlikte, omuz omuza vereceğiz, cumhuriyetimize, demokrasimize, hak ve hürriyetlerimize sahip çıkacağız, ya da her geçen gün daha da artan, herkesi hedef alan bir büyük zulüm ve istibdat altında kalacağız. Ya milletin kanını emen bir avuç insanı evlerine gönderip huzura ve refaha, bolluğa ve berekete kavuşacağız ya da yokluk ve yoksulluğa, haksızlık ve adaletsizliğe mahkûm kalacağız. Bunun orta yolu yoktur. Sadece iki seçeneğimiz var: Ya adalet ya sefalet…. Ya adalet ya esaret… Her birimiz, tarafımızı seçmek ve harekete geçmek zorundayız. Eskişehir, tarafını seçmiştir. Milletimiz, tarafını seçmiştir. Şimdi dönün ve içinde olduğunuz o büyük, o kudretli kalabalığa bir bakın. İşte o gördüğünüz azim ve kararlılık ülkemizin geleceğidir. Bizler, her türlü ayrımı geride bırakmış, sadece cumhuriyet ve demokrasi, adalet ve hürriyet, refah ve kardeşlik için bir araya gelmiş on milyonlarız. Hep bir arada ve omuz omuzayız. Sabredeceğiz, gayret edeceğiz, cesaret edeceğiz. Ve mutlaka başaracağız. Her şey çok güzel olacak."

Cumhuriyet Halk Partisi Bu Süreçten Güçlenerek Çıkmıştır! Haber

Cumhuriyet Halk Partisi Bu Süreçten Güçlenerek Çıkmıştır!

CHP Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz, Cumhuriyet Halk Partisi’ne yönelik açılan kongre iptal davasının reddedilmesi ve Özgür Özel'in Eskişehir ziyareti ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. CHP Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı; "Bugün beşinci celsesi yapılan dava sonunda mahkeme, davanın reddine karar verdi. Beş celsedir, yani beş duruşmadır ki Türkiye kamuoyu bu davayla meşgul edilerek Cumhuriyet Halk Partisi’ni kamuoyu önünde yıpratabileceklerini düşündüler. Bu amaçla hareket ettiler. Yandaş medyada bazı köşe yazılarıyla da bu konuyu sürekli gündemde tutmak istediler. Davada verilen ret kararını olumlu karşıladığımızı, bundan memnuniyet duyduğumuzu ifade ederek özellikle şunu vurgulamak istiyorum: Her krizin sonunda olduğu gibi, Cumhuriyet Halk Partisi de bu dava sürecinin sonunda güçlenerek, birbirine daha sıkı kenetlenerek, iktidar yolundaki yürüyüşünü daha emin ve sağlam adımlarla sürdürmektedir. Artık Cumhuriyet Halk Partisi çok daha güçlüdür. Pazar günü yapacağımız mitingde de Eskişehir halkı, Halkın Partisi Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanı Sayın Özgür Özel’in katılımıyla düzenlenecek buluşmada, hem bu durumdan duyduğu memnuniyeti hem de ülkenin karanlıktan aydınlığa çıkması için verdiğimiz mücadeleye olan desteğini gösterecektir. Dava sonucu sadece Cumhuriyet Halk Partisi’ne değil, hepimize, tüm halkımıza hayırlı olsun. Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi, Halkın Partisi’dir. Halkın Partisi’ni hiçbir güç durduramaz, yıldıramaz, önüne set koyamaz. Kim halkla uğraşırsa, kim Cumhuriyet Halk Partisi ile uğraşırsa, onun sonu elbette kaybetmektir. Cumhuriyet Halk Partisi bu süreçten çok daha güçlenmiş olarak çıkmıştır. Tüm Eskişehirli hemşehrilerimizi, az önce Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ayşe Ünlüce’nin de ifade ettiği gibi, Cumhuriyet Meydanı’nda halkın mücadelesine coşkulu bir destek vermeye davet ediyoruz. Bu çağrıyı buradan hep birlikte, halkımızla birlikte yineliyoruz."

Eskişehir Kimsenin Babasının Çiftliği Değildir! Haber

Eskişehir Kimsenin Babasının Çiftliği Değildir!

CHP Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz, AK Parti Eskişehir İl Başkanı Gürhan Albayrak’ın TOKİ Projeleri ile ilgili Belediyelere yönelik eleştirilerine tepki gösterdi. CHP İl Başkanı Talat Yalaz yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; "AKP’nin 23 yıldır sürdürdüğü iktidar döneminde Türkiye, derinleşen ekonomik krizlerle, büyüyen gelir adaletsizliğiyle ve artan barınma sorunuyla karşı karşıya kalmıştır. Bugün milyonlarca yurttaşın en temel hakkı olan barınmaya ulaşamıyor oluşunun sorumlusu, ülkeyi bu hale getiren iktidarın ta kendisidir. AKP yetkilileri, “Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut hamlesi” olarak tanıttıkları projeyi, halkın vergileriyle yapılan bir kamu hizmeti olmasına rağmen bir lütuf gibi sunmaktadır. Oysa sosyal konut bir iktidarın bağışı değil; devletin vatandaşına karşı yerine getirmesi gereken anayasal bir sorumluluktur. Yirmi üç yıldır iktidarda olanlar, yoksulluğu ortadan kaldırmak yerine yönetmeyi tercih etmiş; dar gelirli yurttaşlarımızı kalıcı refaha ulaştırmak yerine her seçim döneminde geçici vaatlerle oyalamıştır. Bugün “yoksullar için konut yapıyoruz” diyenler, milyonlarca insanı yoksulluğa mahkûm eden politikalarının hesabını vermekten kaçınmaktadır. Eskişehir özelinde gerçekler çok nettir: Bu kent, yıllardır planlı, çağdaş ve insan odaklı kentleşmenin örneğidir. CHP’li belediyeler rantı değil halkı, beton yığınlarını değil yaşam alanlarını savunmuştur. Belediyelerimizin önceliği, kentin dengeli gelişimi, yeşil alanların korunması ve sosyal adaletin tesisidir. Kentsel dönüşümde asli sorumlu olan bakanlık, Gündoğdu Mahallesi ve Küçük Sanayi Bölgesi gibi kanayan yaralara bir çivi dahi çakmamış; birçok ilde yapıldığı halde Eskişehir’e bir çevre yolu dahi kazandırmamıştır. Depreme dayanıksız kamu binaları hâlâ varlığını korurken ve kullanırken, yapılan iktidar yatırım planında Eskişehir teğet geçilirken bu eleştiriler samimiyetten uzaktır. İktidar Eskişehirlileri siyasi tercihlerinden dolayı cezalandırmaya devam etmektedir. Rant değil, Eskişehirlilere hizmet bizim şiarımızdır. AKP İl Başkanlığı, Eskişehir’in çağdaş yönetimini hedef almak yerine; 23 yılda halkı neden konuta muhtaç hale getirdiklerinin, gençleri neden ev sahibi olma umudundan mahrum bıraktıklarının hesabını vermelidir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz, halkın alın teriyle yapılacak hiçbir kamu yatırımına karşı değiliz. Ancak halkın emeğiyle yapılan projelerin bir parti propagandasına dönüştürülmesine, yoksulluğun seçim malzemesi haline getirilmesine asla sessiz kalmayız. Eskişehir kimsenin babasının çiftliği değildir. İktidar dahi olsa yapılan her işlem usule ve hukuka uygun olmalıdır. Vatandaşın refahının da hukukun gereğinin de bekçisi bizleriz!"

400 Şerefli İlçe Delegesine Kimse Biatçı Diyemez! Haber

400 Şerefli İlçe Delegesine Kimse Biatçı Diyemez!

CHP Odunpazarı İlçe 7'inci Olağan İlçe Kongresi büyük bir coşkuyla gerçekleştirildi. Mevcut İlçe Başkanı Talat Yalaz'ın tek aday olarak girdiği ve güven tazelediği kongrede bir konuşma yapan CHP İl Başkanı Talat Yalaz şu ifadelere yer verdi; "Bu kongrelere bir isim vermek gerekirse; genel anlamda yapılan bütün bu kongrelere birlik ve beraberlik kongreleri diyebiliriz. Bugün ülkenin içinde bulunduğu şartlar birlik ve beraberliğimizi zorunlu kılmaktadır. Eskişehir'de, bizim bu süreçteki vizyon ve misyonumuz da bu çerçevede şekillenmiştir. 3 merkez belediye başkanımız, üç milletvekilimiz, ilçe başkanlarımız, kırsal belediye başkanlarımız bu sürecin birlik ve beraberliğimizi zorunlu kılan bir süreç olduğunu, birbirimizle konuşmadan önce idrak etmiş şekilde bu sürece başladık. Ve bu süreçte biz bu motivasyonla hareket ettik. Mahallelerde yapılan delege belirleme seçimlerinde bu motivasyonla çalışmalarımızı yürüttük. Bazı yol arkadaşlarımız listelere giremeyeceğinden bahsetse de; demokratik hakkını kullanıp başka bir listeye girmek suretiyle delege olmanın, yönetici olmanın yolu vardır. Bu demokratik bir haktır. Buna hiçbir sözümüz yoktur. Bazı yol arkadaşlarımız “İlçe başkanlığına gittim, bana çay verilmedi; ben de aday oldum” bile demişlerdir. Buna da bir sözümüz yoktur. Ama bazı yol arkadaşlarımız “Kazım Kurt’u yıkacağım, devireceğim. Talat Yalaz’ın içinden geçeceğim. Ona hesabını soracağım. Şunu bunu yapacağım” gibi söylemlerle örgüte zarar verecek tavırlar sergilemiştir. Örgüt, bu anlamda birlik ve beraberliğin gerektiğini; ülkenin içinde bulunduğu şartların Cumhuriyet Halk Partisi iktidarını tüm ülke için zorunlu kıldığını görmektedir. Birlik ve beraberlik diyenlerin tercih edilmesi, yönetimde yer almamanın stresi, kızgınlığı ya da bundan 10 yıl önce delege yapılmamanın şahsi kini gibi davranışlar Cumhuriyet Halk Partisi örgütünün birliğine zarar vermemelidir. Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi’nin her evresindeki her yoldaşı, fiilen iktidar olma azim ve kararlılığıyla hareket eder. Çok sayılabilecek başka örnekler vardır; yoldaşlarımız açık yüreklilikle kişisel husumetlerin bu dönemde bir kıymet-i harbiyesi olmadığını ifade ettiler. Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidar yolunda birlik ve bütünlüğünün zorunlu olduğunu net olarak ortaya koydular ve o irade şimdi yine bu sorumluluğu taşıyor. Yarın on binlerce çocuk meslek çantası vb. ihtiyaç için bekliyor; yüz binlerce emekli cebinde para olmadığı için evinden dışarı çıkamıyor. Bu akşam yüz binlerce emekçi, “kira nasıl ödenecek?” düşüncesiyle uykusuz geceler geçirecek. Bugün yüzlerce belediye başkanı “suçsuzum, masumum, hiç suçum yok; halkıma hizmet ediyorum” derken, bu gece yapılacak bir operasyonla alınırım mı diye endişe edecek. İçinde bulunduğumuz konjonktürde kimsenin çaresiz olmadığı, şartların iktidar hedefimizi zorunlu kıldığı bir ortamdayız. Hiçbirinizin kişisel bekası ya da kişisel ihtirasının kölesi olma hakkı, imkânı veya ihtimali yoktur. Bu şartlarda, umudun gözlerinizde olduğu; çarşıda pazarda gezerken vatandaşların “Lütfen bizi bunlardan kurtarın. Ne gerekiyorsa yapın, çok çalışın. Biz artık dayanamıyoruz. Çoluk çocuklarımızın geleceğinden endişe ediyoruz.” dediği bir gerçek var. Gençlerimiz geleceğe umutsuzlukla bakıyor; başka ülkelerde yaşamanın hayalini kuruyorlar. Bizim birlik ve beraberliğimiz sadece bir tören için değil, ülkenin şartlarının getirdiği zorunluluk içinde gerçekleşmelidir. 2 yıldır il başkanıyım. İki yıldır uyumlu bir çalışma sürdürdük. Aramızda ufak tefek görüş ayrılıkları olduğunda da toplantılarda bunları açıkça ifade ettik. Genel seçim sürecini de atlattık. Bugün bu seçimlerde sahaya çıkan kadrolar Eskişehir’de AKP’yi geride bırakmıştır. Eskişehir’in Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanlarının gayretiyle önemli bir başarı elde edildi; onlara da teşekkür ediyoruz. Onlar sahada metanetle duruyorlar. Belediyelerde denetimle ilgili zorluklar yaşanıyor. Denetçiler (müfettişler, sayıştay gibi) faturadaki bir kalem için inceleme yaparken belediyeler yoğun bir çalışma yüküyle karşılaşıyorlar. Bu hengâme içinde, Cumhuriyet Halk Partisi kadroları iktidar için çalışmaya devam ediyor. Belediye başkanları partimizin kongrelerine müdahale etmemelidir demek doğru değildir. Kazım Kurt 11 yaşında başkan olmadı; 11 yıl önce belediye başkanı oldu, siyaseti yıllardır yapıyor. Bu insanlar Cumhuriyet Halk Partisi kültürüne yetişti; partinin tozunu, toprağını yuttular. Partimiz için emek verdiler; yılların birikimiyle partide görev almış insanlardır. Onların partide söz söyleme hakkı yok mudur? Ne demek “belediye başkanları kongrelere karışmasın”? Bu yaklaşım partimizin birliğine ve deneyimine zarar verir. Bunların yeri burası değil. Ama birkaç cümle söylemek zorundayım. Çok içime oturdu. Sonra sizler bu iradeden, bu birliktelikten yana oy tercihinde bulundunuz diye… Sizlere “biatçı” diyenler oldu. Bizler bu partiyi yönetenleriz. Yapılan eleştiriyi hazmetmek zorundayız. Öğütürüz, işimizi hazmederiz. Hiçbir şey yapamazsak en yakınımız bilemez; bir odada duvarı yumruklarız. Ama dışarıya yansıtmayız. Ama 400 şerefli ilçe delegesine kimse “biatçı” diyemez. Bizim biatımız halka yöneliktir. Onun adı da biat değil; davadır, mücadeledir. Bütün bunları ilk danışma kurullarında ve bundan sonra yapacağımız toplantılarda görüşeceğiz. Bunu yapanları, örgüt içinde dostça ve samimiyetle sorgulayacağız. Sonra kol kola gireceğiz. Yine bütünleşeceğiz. Yine birlik olacağız. Ama herkes ağzından çıkanı kulağı duyarak konuşur. Herkes o mikrofonu eline aldığında, hitapta bulunduğunda Cumhuriyet Halk Partisi’ni temsil ettiğini bilerek konuşur. Herkes bu partinin Türkiye’nin birinci partisi olduğunu iddia ederek konuşacak. Herkes bu partinin bir sonraki genel seçimde iktidar olacağı bilinciyle konuşacak. 19 Ekim’de ilk kongremiz var. Konuşmamızın geri kalan kısmını oraya ayırayım. Dayanışma bizden; umut bekleyen Anadolu’ya da selamlıyorum. İzninizle son olarak Ahmet Arif’in “Anadolu’yum Ben” şiirinden bir bölüm okuyarak konuşmamı tamamlamak istiyorum: Beşikler vermişim Nuh'a Salıncaklar, hamaklar, Havva Ana'n dünkü çocuk sayılır, Anadoluyum ben, Tanıyor musun ? Utanırım, Utanırım fıkaralıktan, Ele, güne karşı çıplak... Üşür fidelerim, Harmanım kesat. Kardeşliğin, çalışmanın, Beraberliğin, Atom güllerinin katmer açtığı, Şairlerin, bilginlerin dünyalarında, Kalmışım bir başıma, Bir başıma ve uzak. Biliyor musun ? Binlerce yıl sağılmışım, Korkunç atlılarıyla parçalamışlar Nazlı, seher-sabah uykularımı Hükümdarlar, saldırganlar, haydutlar, Haraç salmışlar üstüme. Ne İskender takmışım, Ne şah ne sultan Göçüp gitmişler, gölgesiz! Selam etmişim dostuma Ve dayatmışım... Görüyor musun ? Nasıl severim bir bilsen. Köroğlu'yu, Karayılanı, Meçhul Askeri... Sonra Pir Sultanı ve Bedrettini. Sonra kalem yazmaz, Bir nice sevda... Bir bilsen, Onlar beni nasıl severdi. Bir bilsen, Urfa'da kurşun atanı Minareden, barikattan, Selvi dalından, Ölüme nasıl gülerdi. Bilmeni mutlak isterim, Duyuyor musun ? Öyle yıkma kendini, Öyle mahzun, öyle garip... Nerede olursan ol, İçerde, dışarda, derste, sırada, Yürü üstüne - üstüne, Tükür yüzüne celladın, Fırsatçının, fesatçının, hayının... Dayan kitap ile Dayan iş ile. Tırnak ile, diş ile, Umut ile, sevda ile, düş ile Dayan rüsva etme beni. Gör, nasıl yeniden yaratılırım, Namuslu, genç ellerinle. Kızlarım, Oğullarım var gelecekte, Herbiri vazgeçilmez cihan parçası. Kaç bin yıllık hasretimin koncası, Gözlerinden, Gözlerinden öperim, Bir umudum sende, Anlıyor musun ? Umut sizde. Umut yarın doğacak. Umut Cumhuriyet Halk Partisi’ndedir."

Onların Gönlü Betondan, Gözleri Griden Yana! Haber

Onların Gönlü Betondan, Gözleri Griden Yana!

Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz Çifteler ilçesinde devam eden meydan çalışması kapsamında ağaçların kesildiği yönünde kamuoyunda gündeme gelen iddialara cevap verdi. Sosyal medya hesabından iddialarla ilgili bir açıklama yapan İl Başkanı Yalaz şu ifadelere yer verdi; "AKP İl Başkanı ve bazı kötü niyetli çevreler tarafından, Büyükşehir Belediyemizin Çifteler Belediyemiz ile iş birliği içerisinde hayata geçirdiği Çifteler Cumhuriyet Meydanı yenileme çalışmalarında ağaçlara zarar verildiği yönünde asılsız iddialar ortaya atılmaktadır. AKP İl Başkanı her zaman olduğu gibi yine gerçekleri çarpıtarak kamuoyunda algı yaratma çabası içerisindedir. Oysa ki meydan düzenlemesi sürecinde, sağlıklı ve yapısal bütünlüğü yerinde olan tüm ağaçlar korunmuş; yalnızca yaşamsal bütünlüğünü yitirmiş, geri kazanımı mümkün olmayan ağaçlar, alan güvenliği ve çevresel sürdürülebilirlik ilkeleri doğrultusunda yerinden alınmıştır. Sosyal demokrat belediyecilik anlayışımız yalnızca var olanı korumakla kalmaz; yeşili büyütür, çoğaltır ve gelecek kuşaklara taşır. Çevreye duyarlıymış gibi davrananlar, keşke 2022 yılında Sivrihisar Şadırvan Meydanı’nda yapılan ağaç katliamı karşısında da aynı duyarlılığı gösterebilseydi… Ne yazık ki onlar için ne yeşilin ne de mavinin bir anlamı var. Onların gönlü betondan, gözleri griden yana."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.