SON DAKİKA
Hava Durumu

#Çevre, Şehircilik Ve İklim Değişikliği Bakanlığı

Porsuk Haber Ajansı - Çevre, Şehircilik Ve İklim Değişikliği Bakanlığı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Çevre, Şehircilik Ve İklim Değişikliği Bakanlığı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Türkiye'nin Digital Haritaları Tek Platformda Haber

Türkiye'nin Digital Haritaları Tek Platformda

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, e-Devlet üzerinden de erişilebilen Ulusal Coğrafi Bilgi Platformu’nda (UCBS) yer alan 630 coğrafi veri katmanından 100’ü vatandaşların kullanımına açtı. e-Devlet üzerinden erişim sağlanan Türkiye Ulusal Coğrafi Bilgi Platformu’nda sığınak alanlarından, fay hatlarına, toprak kalitesinden imar planlarına kadar pek çok alana ilişkin veriler haritalandı. Bu sayede vatandaşlar coğrafi veriye hızlı erişim sağlarken, yatırımcılar da merak ettikleri konulara ilişkin verileri harita üzerinden en güncel şekliyle görebilecek. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na bağlı Coğrafi Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü ve TÜRKSAT A.Ş iş birliğiyle geliştirilen yerli veri paylaşım sistemi Türkiye Ulusal Coğrafi Bilgi Platformu 1 Ocak 2025 itibarıyla e-Devlet Kapısı üzerinden vatandaşların ve kamu kuruluşlarının kullanımına sunuldu. Erişime açıldığında 14 bin kullanıcısı olan platformda bu sayı kasım ayı itibarıyla 400 bini geçti. Kamu kuruluşları için açık olan 630 coğrafi veri katmanından 100’ü vatandaşların da erişimine açıldı. Afet ve acil durum, çevre, enerji ve farklı yatırım alanlarına ilişkin verilerin haritalandığı sistem vatandaşlardan yoğun ilgi görüyor. ULAŞIMDAN ÇEVRE KORUMA ALANLARINA Vatandaşlar artık yaşadıkları ya da yatırım yapmayı düşündükleri bölgelerdeki imar planlarını, demiryolu hatlarını, liman bağlantı noktalarını ve çevre koruma alanlarını harita üzerinden kolayca görüntüleyebiliyor. Platformda ayrıca milli park sınırları, tabiat parkları, doğal sit alanları ve sulak alan bölgeleri gibi coğrafi veri katmanları da yer alıyor. BİRÇOK ALANDA YATIRIMCIYA DA YÖN VERECEK Platform sayesinde yatırım, enerji ve ulaşım planlaması gibi alanlarda hem kamu kuruluşları hem de vatandaşlar coğrafi veriye kısa yoldan erişebiliyor. Yatırımcılar rüzgâr enerjisi santrali alanlarını, biyokütle enerjisi potansiyel bölgelerini, ortofoto verilerini ve organize sanayi bölgelerini harita üzerinden görüntüleyebiliyor. DOĞAL KAYNAKLARDAN GÜNLÜK YAŞAM VERİLERİNE Yeni eklenen coğrafi veri katmanları yalnızca sanayi ve altyapıyla sınırlı kalmıyor. Toprak organik karbon haritası, erozyon ve çölleşme hassasiyet haritaları, milli parklar, tabiat parkları, anıt ağaçlar, kaplıcalar ve mağaralar gibi veriler de coğrafi veri katmanı olarak paylaşılıyor. Vatandaşlar ayrıca meteoroloji istasyonları, nüfus yoğunluğu ve acil durum toplanma alanları gibi günlük yaşamı ilgilendiren bilgilere de kolayca ulaşabiliyor. İRTİFAK, KİRA, SATIŞ VE YATIRIM TEŞVİK VERİ KATMANI DA ERİŞİME AÇILDI Ulusal Coğrafi Bilgi Platformu sayesinde vatandaşlar ve yatırımcılar, kira, satış, irtifak hakkı veya yatırım teşvikine konu olan Hazine parsellerini coğrafi tabanlı olarak görüntüleyebiliyor. Parsellerin konumu, yüzölçümü ve ihale tarihi gibi bilgilere erişimi kolaylaştıran sistem sayesinde yatırım kararı veriye dayalı şekilde planlanabiliyor. Kamu kurumları ise bu veri paylaşımıyla, taşınmaz yönetimi, yatırım planlaması ve proje geliştirme süreçlerini hızlandırabiliyor. AFETLERDE HIZLI MÜDAHALE Platform, kamu kurum ve kuruluşları için de önemli bir hizmet kolaylığı sağlıyor. Bölgeye ait deprem riski, heyelan ve çığ tehlike alanları gibi kritik coğrafi veriler, ilgili katmanlar üzerinden hızlıca görüntülenebildiği için olası afet durumlarında daha doğru ve etkin bir şekilde yönetilebiliyor. Kamu kurumları ile yerel yönetimlere ait coğrafi veriler sistemde yetki bazlı olarak paylaşılıyor. Veri sahipleri tarafından oluşturulan Coğrafi Veri Paylaşım Matrisleri, kullanıcıların erişim düzeylerini belirliyor ve hangi veriye kimin ulaşabileceği bu kurumlar tarafından tanımlanarak denetleniyor. Böylece stratejik nitelikteki verilerin güvenliği sağlanıyor. VATANDAŞLAR İÇİN ERİŞİME AÇILAN KATMANLARDAN ÖRNEKLER Endüstri Bölgeleri, Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) ve Teknoloji Geliştirme Bölgeleri (TGB) İmar Planı, Özel Çevre Koruma Bölgesi (ÖÇKB), Rüzgâr Enerjisi Santrali (RES) Alanları, Su Erozyonu Haritası, Çevre Düzeni Planı, Toprak Organik Karbon Haritası, İlana Konu Hazine Parselleri (İrtifak, Kira, Satış, Yatırım Teşvik), Nüfus Girdileri, Anıt Ağaçlar, Mağaralar, Kıyı Kenar Çizgisi, Şehir Atlası, CORINE Arazi Örtüsü Sınıflandırması, Milli Park ve Tabiat Parkı Alanları, Mücavir Alan Sınırları, Yerüstü Su Kütleleri (Kıyı, Göl ve Nehir Alanları), Ortofoto 2014–2016 (10 cm), Taşkın Tahliye Alanları, Yaban Hayatı Koruma ve Geliştirme Sahaları, Rüzgâr Erozyonu Haritası.

Türkiye Çölleşme Modeli: Hassasiyet ve Tehlike Haritaları Lansmanı Yapıldı Haber

Türkiye Çölleşme Modeli: Hassasiyet ve Tehlike Haritaları Lansmanı Yapıldı

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin iş birliği ve ev sahipliğinde Türkiye Çölleşme Modeli: Hassasiyet ve Tehlike Haritaları Lansmanı 25 Aralık Kahramanlık Panoraması ve Müzesi Konferans Salonu’nda yapıldı. Türkiye’nin çölleşme hassasiyeti ve gelecekte karşı karşıya kalacağı risklerin bilimsel yöntemlerle değerlendirildiği tanıtım programında güncel veriler paylaşıldı. Hazırlanan Türkiye Çölleşme Modeli ile hassas alanlar bilimsel kriterlerle ortaya konarak ülke genelinde karşılaştırılabilir bir sistematik oluşturuldu. ÜLKE TOPRAKLARININ YÜZDE 16,92’Sİ ÇÖLLEŞMEYE KARŞI “ÇOK YÜKSEK” HASSASİYET GRUBUNDA Model sayesinde Türkiye’nin çölleşme hassasiyeti ilk kez 30 metre çözünürlükte ayrıntılı biçimde ortaya kondu. Verilere göre ülke topraklarının yüzde 16,92’si çölleşmeye karşı “çok yüksek” hassasiyet grubunda bulunuyor. Analizler, özellikle sıcaklık artışına bağlı olarak çölleşme riskinin önümüzdeki yıllarda daha da yükseleceğini gösteriyor. Projeden elde edilen sonuçlar; arazi planlaması, tarım, su yönetimi ve benzeri sektörlerde daha bilinçli kararlar alınmasına katkı sağlayarak, Türkiye’nin çölleşme ile mücadelesinde bilimsel bir yol gösterici niteliği taşıyacak. YAPAY ZEKA DESTEKLİ ANALİZ VE MODELLEME PROJESİ KAPSAMINDA İŞ BİRLİĞİ PROTOKOLÜ İMZALANDI Programda Çevre, Şehircilik ve iklim Değişikliği Bakanlığı ile Gaziantep Büyükşehir Belediyesi arasında, kentsel ısı adası etkisinin azaltılması ve iklim değişikliğine uyum çalışmalarını güçlendirmeyi amaçlayan “Yapay Zeka Destekli Analiz ve Modelleme Projesi” kapsamında iş birliği protokolü imzalandı. BAKAN YARDIMCILARI VE BAŞKAN ŞAHİN “KÜRESELDEN YERELE RİO SİNERJİSİ YAKLAŞIMI OTURUMU’NDA KONUŞTU Toplantıda Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Küreselden Yerele Rio Sinerjisi Yaklaşımı Oturumu’na katıldı. Birleşmiş Milletlerin çölleşme ile ilgili yaptığı çalışmalardan olan Rio Kongresi ve sonrası imzalanan sözleşme ışığında uluslararası sözleşmelerden bahsedilen oturumda projeler hakkında bilgi verdi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Fatma Varank, “Çölleşme ile mücadelede modeli tanıttığımız bugünde kıymetli hocalarımızın yaptıkları sunumu çok etkilenerek dinledim. Süreci yakından takip ediyor ve yaşıyorsunuz. Gelecek nesillere emanet edecek dünyamız için ne yapabileceğimizi düşünmüşsünüzdür. Bir nebze olsun farkındalık yaratabildiysek bu çok büyük bir mücadelenin ilk adımıdır.” dedi. Dışişleri Bakan Yardımcısı Berris Ekinci ise COP31 2026 Türkiye Dönem Başkanlığı ve ev sahipliğinin önemine vurgu yaparak, “Gaziantep Büyükşehir Belediyemizce hazırlanarak hayata geçirilen iklim değişikliği eylem planı gibi uygulamaların yeşil şehirlere kavuşulması yönünde iyi birer örnek teşkil etmenin yarı sıra Rio sinerjisi ışığında hayata geçirilecek diğer faaliyetlere de zemin oluşturmaktadır. Alınan sözleşmeler arasındaki sinerjinin arttırılmasının gıda güvenliğinin temini bakımından da önemi yadsınamaz.” ŞAHİN: TOPLUMUN ZİHİNSEL DÖNÜŞÜMÜYLE BUNU YAPMAMIZ GEREKİYOR Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, oturumda yaptığı konuşmada “Yeşil Şehir” olma yolunda yapılan bilimsel çalışmalar ve projelere değinerek şu ifadeleri kullandı: “Doğayı koruduğumuzda insanı koruyabiliyoruz. Her şeyi bozmak istiyorsak da önce doğayı bozuyoruz. Toplumu arkamıza almamız gerekiyor. Toplumun zihinsel dönüşümüyle bunu yapmamız gerekiyor. Önce tedbir, sonra tevekkül. Hepimiz insanız, hepimiz anneyiz, babayız. Hepimizin insan olma sorumluluğu var. Önce ölçümledik. Bir şeyi düzeltmeden önce ne olduğunu anlamamız lazım. Dünyayı iyi anlamamız lazım. İşte böyle baktığımız yerde biz bir şey yaptık. Biz iklim değişikliği uyum ve eylem planını hazırladık ve verileri açtık. Güney Kore ile çalıştık, açık devriye geçtik. Tedbirimizi almamız, o kırmızıyı yeşertmemiz lazım. Her birimize görev ve sorumluluk düşüyor. Suyun yönetilmesi gerekiyor.” ÇEBER: BİREYSEL OLARAK SONUNA KADAR HİSSETMEYE BAŞLADIĞIMIZ BİR SORUN Vali Kemal Çeber ise programın Gaziantep’te yapılıyor olmasından duyduğu memnuniyeti ifade ederek şunları konuştu: “Benzer birçok konuda olduğu gibi Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in birçok belediyeye önderlik yapacak şekilde bu hassas konuya da ilgilileriyle beraber el atmış olmasından dolayı kendilerini tebrik ediyorum. Aslında hepimizi ürküden korkutan bir konu, konuşacağımız konu çölleşme, iklim değişikliği. Artık sadece uzmanların, akademisyenlerin, bilim insanlarının ya da ilgili kurumların değil, farklı alanlardan bütün insanların da konuştuğu bir konu. Çünkü bir taraftan dünya küresel olarak bazı sorunları yaşıyor bu anlamda ama artık yerel olarak da herkes o kadar derinden hissediyor ki. Artık her bir hanede, her bir üreticide, her bir insanda bireysel olarak sonuna kadar hissetmeye başladığımız bir sorun. Dünya bu anlamda çok iyi bir yere gitmiyor.” YENİGÜN: 2026 İTİBARİYLE BU DİNAMİK ÇALIŞMAYI YAYGINLAŞTIRACAĞIZ Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürü Prof. Dr. Kasım Yenigün programda yaptığı konuşmada toprağı, ekosistemi, geleceği koruma iradesinin kurumsal bir ifadesini yansıtılacağını ifade ederek şöyle konuştu: “Bu buluşmayı Gaziantep'te gerçekleştiriyor olmamız da şehrin özellikle çevre yönetimi ve sürdürülebilirlik alanında gösterdiği vizyon ve yaklaşımlarıyla son derece ilintilidir. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Fatma Şahin'e özellikle teşekkür etmek istiyorum. Onun bu konudaki çevre iklim ve benzeri alanlardaki çalışmalarıyla beraber olan vizyonu ve talebinin gücünü gördük ve buraya geldiğimizde bir kez daha hissettik ki bu programı burada yapmakla son derece doğru bir karar vermişiz. Önümüzdeki yıl itibariyle başlayacak halka bazlı çölleşme yönetimi eylem planları içinde sağlam bir teknik altyapı oluşturmaktadır. Bu ölçek ve entegrasyon düzeyinde gerçekleştirilen ilk çalışmalardır. İklimin geleceğinin, geleceğin iklimini oluşturacağı şuuruyla bir arada bulunduğumuz bu ortamda detaylar paylaşılacak. 2026 itibariyle bu dinamik çalışmayı yaygınlaştıracağız.” Lansmana, Dışişleri Bakanlığı Bakan Yardımcısı Büyükelçi Berris Ekinci, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Bakan Yardımcısı Fatma Varank, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Gaziantep Valisi Kemal Çeber, Yavuzeli Belediye Başkanı Mehmet Kaya, Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürü Prof. Dr. Kasım Yenigün, AK Parti Gaziantep İl Başkanı Fatih Muhaddis Fedaioğlu, Gaziantep Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ünverdi ile akademisyen ve yetkililer katıldı.

Verilen Sözler Tutulmadan Aynı Proje Yeniden Pazarlanıyor! Haber

Verilen Sözler Tutulmadan Aynı Proje Yeniden Pazarlanıyor!

CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan, 2022’de Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından tanıtılan “İlk Evim, İlk İş Yerim” projesi ile 2025’te yeniden açıklanan “Yüzyılın Konut Projesi / Ev Sahibi Türkiye” kampanyasını Meclis gündemine taşıdı. Milletvekili Arslan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un yanıtlaması istemiyle verdiği önergesinde, 2022 yılında verilen sözlerin ne kadarının yerine getirildiğini, vatandaştan toplanan bedellerin akıbetini ve üç yıl önceki projenin sonuçları açıklanmadan aynı vaatlerin yeni bir isimle yeniden sunulmasının gerekçesini sorguladı. “8 milyon kişi başvurdu, 5 milyonu geçerli sayıldı: bu bir barınma krizidir” “TOKİ’ye göre 5 milyon 135 bin geçerli başvuru alındı. Bu rakam, Türkiye’deki barınma krizinin resmî belgesidir. Milyonlarca yurttaş ev sahibi olma umuduyla parasını yatırdı. Bugün soruyoruz: Kaç kişi gerçekten evine kavuştu, kaçına arsa ya da iş yeri teslim edildi? Toplanan başvuru bedelleri ve peşinatların toplam tutarı nedir, nerede tutulmaktadır?” “Altyapılı arsa ve iş yeri sözü verdiniz: vatandaş gerçekten başlayabildi mi?” “2022’de ‘100 bin altyapılı arsa, 10 bin iş yeri veriyoruz’ dediniz. Peki bu arsalar hak sahiplerine eksiksiz teslim edildi mi? Elektrik, su, yol, kanalizasyon altyapısı tamamlandı mı? Vatandaşlar kendi evlerini inşa etmeye başlayabildi mi? Aynı şekilde, iş yeri sahibi olması öngörülen yurttaşlar fiilen üretime başlayabildi mi? Yoksa hem arsa hem iş yeri hak sahipleri hâlâ kura listelerinde mi kaldı?” “2.280 TL’den 6.800 TL’ye çıkan taksit, üç yılda ekonominin çöküşünü gösteriyor” “2022’de 2.280 TL olan taksit, bugün 6.800 TL. O gün ‘18 bin TL gelirli aile dar gelirliydi’, bugün aynı hükümet ‘145 bin TL gelirli aile sosyal konut adayı’ diyor. Bu tablo, üç yılda yoksulluğun sınırının nasıl genişlediğini gösteriyor. Halk artık ev değil, ev umudunu bile kaybediyor.” “Bakan Kurum açıklasın: hak sahibi ilan edilenlerden kaçı konutuna, arsasına, iş yerine kavuştu?” Arslan’ın önergesinde yönelttiği temel sorular: • Hak sahibi ilan edilen yurttaşlardan kaçı fiilen konutuna girdi, tapusunu aldı, iş yerinin anahtarını aldı? • Toplanan başvuru ücretleri ve peşinatların toplam tutarı nedir, ne kadarı iade edilmiştir? • “İki yıl içinde teslim edileceği” açıklanan 250 bin konut, 100 bin arsa ve 10 bin iş yerinin gerçekleşme oranı nedir? • 2022’de taksit 2.280 TL iken bugün neden 6.800 TL’den başlıyor? • 2022’de başvuran yurttaşlar yeni kampanyaya otomatik olarak dahil edilecek midir, yoksa yeniden mi başvuru yapmak zorundadır? “Yaparsa AK Parti yapar” dediniz, üç yılda yoksulluğu büyüttünüz Aynı projeyi üç yıl arayla, daha yüksek taksitlerle yeniden açıklamak başarı değil, itiraftır. Bu, halkın yoksullaştırılmasının, umutlarının tüketilmesinin açık itirafıdır. Verdikleri sözleri tutmadılar, şimdi aynı vaatleri yeni ambalajla yeniden pazarlıyorlar. Halkın güvenini, alın terini, ev hayalini seçim malzemesine çevirdiler. ‘Yaparsa AK Parti yapar’ dediler; yaptılar, halkın ev umudunu bile ellerinden aldılar.”

Bitki Rehberleri Protokolü İmzalandı Haber

Bitki Rehberleri Protokolü İmzalandı

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı 81 ilde "Kent Peyzajında Kullanılabilecek Doğal Odunsu Bitki Rehberleri Projesi"ni hayata geçiriyor. Bu kapsamda Yıldız Teknik Üniversitesi’nde "Bitki Rehberleri Protokolü İmza Töreni ve Tanıtım Toplantısı” düzenlendi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Fatma Varank, "Her biri bilimsel esaslara göre özenle seçilmiş odunsu bitkiler sayesinde hem karbon tutulumunun artırılması sağlanacak hem de şehirlerimizin çevresel direnci güçlendirilecektir" dedi. Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Davutpaşa Kampüsü Otağ-ı Hümayun'da düzenlenen "Bitki Rehberleri Protokolü İmza Töreni ve Tanıtım Toplantısı"nda konuşan Varank, doğayla uyumlu, çevreye duyarlı bu anlamlı projede bir araya gelmekten büyük memnuniyet duyduğunu söyledi. Varank, "Kent Kimliğini Yansıtacak ve İklim Değişikliğine Uyum Sağlayacak Odunsu Bitki Rehberleri Projesi"nin doğayla barışık, iklim değişikliğine dirençli, yaşanabilir ve estetik değeri yüksek kentler için atılmış son derece önemli bir adım olduğunu vurguladı. Türkiye'de de görülen iklim değişikliğine dikkati çekilen Varank, "Bu dramatik değişim karşısında artık seyirci kalmak mümkün değildir. Mevcut şehirleşme politikalarımızı, altyapı yatırımlarımızı, yeşil alan planlamalarımızı ve çevre düzenlemelerimizi yeni iklim gerçekliklerine göre yeniden ele almak ve şekillendirmek zorundayız. İşte tam da bu noktada kentlerimizin kimliğini ve kültürel dokusunu korurken aynı zamanda iklim değişikliğine dirençli hale getirmek, en temel önceliklerimiz arasında yer almalıdır." diye konuştu. Bakan Yardımcısı Varank, 81 ilde 100 milyon metrekare yeşil alan hedefi doğrultusunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde "Millet Bahçeleri Projesi"nin başlatıldığını anlattı. YTÜ'nün Davutpaşa Kampüsü'nde 2021 yılında 240 bin metrekarelik alanda millet bahçesinin tesis edildiğini belirten Varank, bu çalışmayla biyolojik göletlerden bitki tünellerine kadar farklı bileşenlerin bir arada sunulduğunu dile getirdi. Varank, söz konusu projenin kent estetiğiyle ekolojik uyumu buluşturan son derece anlamlı bir çalışma olduğunu kaydederek, "Her biri bilimsel esaslara göre özenle seçilmiş odunsu bitkiler sayesinde hem karbon tutulumunun artırılması sağlanacak hem de şehirlerimizin çevresel direnci güçlendirilecektir. Aynı zamanda bu bitkilerin doğru ve yerel koşullara uygun şekilde seçilmesi sayesinde su tasarrufu sağlanacak, kent ekosistemleri desteklenecek ve görsel olarak güçlü bir peyzaj dokusu oluşturulacaktır." ifadelerini kullandı. Rehberin hazırlanmasında üniversitelerin ve akademisyenlerin üstlendiği rolün bilim ve kamu işbirliğinin ne kadar kıymetli ve işlevsel düzeye ulaştığını açıkça gösterdiğini dile getiren Varank, bu işbirliğinin daha yaşanabilir, dirençli ve bilinçli şehirlerin inşasına da zemin hazırladığının altını çizdi. BİTKİ REHBERİ 2025 YILI İTİBARIYLA BÜTÜN ŞEHİRLERİN HİZMETİNE SUNULACAK Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürü Kasım Yenigün ise konuşmasında şunları söyledi: Riyad'daki COP16, Birleşmiş Milletler Çölleşmeyle Mücadele Konvansiyonu toplantısında Bakanımız Murat Kurum'un dünya kamuoyuyla paylaştığı Çölleşmeyle Mücadele Ulusal Strateji Eylem Planımız vardı. O eylem planının çok önemli hedeflerinden biri de bu bitki rehberlerinin 2025 yılı itibarıyla bütün şehirler için tamamlanıp herkesin hizmetine sunulacak olması hedefiydi. İşte bugün o sözün arkasını doldurduk. Bugün bu sözleşmeyi başlatıyor ve yıl sonuna kadar Türkiye'nin bütün illeri için bu rehberi tamamlamış oluyoruz. Bundan sonra artık o rehber doğrultusunda şehir peyzajlarında doğa uyumlu kurakçıl su tüketmeyen ve o şehrin gerçekten kimliğini yansıtan nitelikli bitkilerini peyzajlarda göreceğiz. ''ÜNİVERSİTE-KAMU İŞBİRLİĞİNİN EN SOMUT VE EN BAŞARILI ÖRNEKLERİNDEN'' YTÜ Rektörü Prof. Dr. Eyüp Debik de ülkenin şehircilik anlayışında dönüştürücü etki oluşturacak, doğaya saygılı, sürdürülebilir ve bilim temelli yaklaşımı kamuoyuyla paylaştıklarını söyledi. Debik, "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız ile üniversitemiz öncülüğünde belli bir aşamaya getirilen 'Kent Kimliğini Yansıtacak ve İklim Değişikliğine Uyum Sağlayabilecek Odunsu Bitkiler Rehberi Projesi', çevre, bitki ve şehir bağlamında üniversite-kamu işbirliğinin en somut ve en başarılı örneklerinden biridir." dedi. Proje kapsamında İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki 22 ilin bitki rehberinin tamamlandığını anlatan Debik, 5 bölgedeki 59 ile ait özgü rehber kitapların yıl sonuna kadar bitirilmesinin hedeflendiğini kaydetti. Konuşmaların ardından Bakan Yardımcısı Varank ile Rektör Prof. Dr. Debik, projenin protokolünü imzaladı. ŞEHİRLERE ÖZEL BİTKİ REHBERLERİ Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına bağlı Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü, şehirlerde yeşil alanların tasarımında kent kimliğini destekleyecek, yöreye uygun, iklim değişikliğine dayanıklı doğal bitki türlerinin tercih edilmesi için 81 ilde "Kent Peyzajında Kullanılabilecek Doğal Odunsu Bitki Rehberleri Projesi"ni hayata geçiriyor. Proje kapsamında Türkiye'nin dört bir yanındaki yerel odunsu bitki örtüleri incelenirken iklim ve ekolojik özelliklere göre illerin bitki varlığı kayıt altına alınıyor. Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Var'ın başkanlığındaki teknik ekipte 24 üniversiteden 26’sı profesör 55 uzman yer alıyor. 81 il için özel hazırlanan bitki rehberleriyle yerel koşullara uygun ve kent kimliğini destekleyecek bitki türleri öneriliyor. Proje kapsamında 22 kitabın yazım aşaması tamamlanırken 81 kitaplık serinin ortaya çıkarılması hedefleniyor. Bakanlık, ilk etapta İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki illere yönelik "Kent Peyzajında Kullanılabilecek Doğal Bitki Rehberleri"ni hazırladı.

Meteoroloji'den Zirai Don Uyarısı Haber

Meteoroloji'den Zirai Don Uyarısı

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na bağlı Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün değerlendirmelerine göre, Türkiye 18 Mart Salı gününden itibaren Balkanlar üzerinden gelecek soğuk ve yağışlı havanın etkisine girecek. Hava sıcaklıkları salı günü kuzeybatı kesimlerinde, çarşamba günü ise ülke genelinde 10 ila 15 derece azalarak, mevsim normallerinin altına düşecek. Meteoroloji Genel Müdürlüğü haftalık hava tahmin raporunu açıkladı. Son verilere göre yurt genelinde, 18 Mart Salı gününden itibaren Balkanlar üzerinden gelecek soğuk ve yağışlı hava etkili olacak. Hava sıcaklıkları salı günü kuzeybatı kesimlerinde, çarşamba günü ise ülke genelinde 10 ila 15 derece azalarak, mevsim normallerinin altına düşecek. Soğuk ve yağışlı hava 24 Mart Pazartesi gününe kadar etkili olacak. ANKARA, BOLU VE ERZURUM’DA EKSİ DERECELER GÖRÜLECEK Yurdun batı kesimlerinde genellikle yağmur ve sağanak, iç ve doğu kesimlerinde ise karla karışık yağmur ve kar yağışı bekleniyor. Yurt genelinde en düşük hava sıcaklıkları Ankara, Bolu ve Erzurum’da -4; Konya’da -3 derece olacak. Termometreler İstanbul’da 2, İzmir, Samsun, Trabzon ve Diyarbakır’da 3, Antalya’da ise 6 dereceyi gösterecek. METEOROLOJİ’DEN ZİRAİ DON UYARISI Meteoroloji Genel Müdürlüğü, yurt genelinde mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sıcaklıklarının ani düşüşüyle birlikte tarımsal faaliyetlerin olduğu bölgelerde zirai don hadiselerinin meydana gelebileceği uyarısını yaptı. Ani hava olaylarına karşı Meteoroloji’nin uyarılarının takip edilmesi tavsiye edildi.

22 Yıllık AKP İktidarı Türkiye'yi Depreme Hazırlamadı Haber

22 Yıllık AKP İktidarı Türkiye'yi Depreme Hazırlamadı

CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan, 1-7 Mart Deprem Haftası nedeniyle Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum tarafından yanıtlanması amacıyla soru önergesi verdi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum tarafından yanıtlanması amacıyla soru önergesi verdi. 1-7 Mart Deprem Haftası nedeniyle verdiği soru önergesinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ve bir önceki Bakan Mehmet Özhaseki'nin kentsel dönüşümün tek çözüm olduğuna dair söylemlerini hatırlatan Arslan, kentsel dönüşüm konusunda atılan adımları ve 6 Şubat depremlerinin ardından toplanan yardımların ne kadar olduğunu sordu. Arslan, "Milli Güvenlik Meselesi olarak gördüğünüz depremle mücadele için ayrılan 2025 yılı ödeneklerin 2024 yılına kıyasla yaklaşık yarısı kadar düşürülmesi hususunda görüşünüz nedir?" sorusunu Bakan Kurum'a yöneltti. "TÜRKİYE GENELİNDE 7,5 MİLYON BİNA RİSK ALTINDA" Bakan Murat Kurum'un açıklamalarına ilişkin Arslan, "1-7 Mart Deprem Haftası kapsamında sosyal medya üzerinden yapmış olduğunuz açıklamanızda; Türkiye genelinde 7,5 milyon bağımsız birimin risk altında olduğu, bunlardan 2 milyon bağımsız birimin acilen dönüştürülmesi gerektiği, yine yalnızca İstanbul'da 7,5 milyon yapıdan 1,5 milyonunun risk altında olduğu, 600 bin binanın ise her an çökme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu, bu kapsamda depremle mücadelenin 'milli güvenlik meselesi' olduğu vurgulanarak, bu mücadelede 'kentsel dönüşümün tek çare olduğu, tüm şehirlerimizi deprem başta olmak üzere afetlerin tamamına karşı dirençli hale getirene kadar çalışmaların aralıksız olarak sürdürüleceği, kentsel dönüşümün hızlandırılmasına yönelik adımların devam edeceği ve vatandaşlarla iş birliği içinde kapsamlı projelerin hayata geçirileceği ifade edilmiştir" dedi. "22 YILLIK AKP İKTİDARINDA TÜRKİYE DEPREME HAZIRLANMADI" 22 yıllık AKP iktidarında Türkiye'nin depreme hazırlanmadığını söyleyen Arslan, "Sizden önce bakanlık görevini sürdüren Mehmet Özhaseki de yerel seçim öncesi yaptığı bir değerlendirmesinde, "Türkiye deprem ülkesidir. Bunun tek çözümü kentsel dönüşümdür. Bakanlık olarak müthiş bir mücadelenin içindeyiz" ifadelerinde bulunmuş, 2018 yılında çıkarılan imar affi düzenlemesiyle; 35-40 milyar TL gelir elde edileceği, bu gelirlerle Türkiye'nin depreme hazırlanacağı yine iktidar ve bakanlık yetkileri tarafından kamuoyu ile paylaşılmıştır. Ancak 6 Şubat 2023 tarihinde yaşadığımız deprem, 22 yıllık kesintisiz AKP iktidarı döneminde ülkemizin depreme hazırlanmadığı, açıklamalarınızda belirttiğiniz üzere 'müthiş bir mücadele içinde olunmadığı gerçeğini çok acı ve açık bir biçimde ortaya koymuştur" diye konuştu. KENTSEL DÖNÜŞÜMLE İLGİLİ KURUMLARIN BÜTÇELERİ DÜŞÜRÜLDÜ Kentsel dönüşümle ilişkili kurumların bütçelerinin 2025 yılında düşürüldüğünü ifade eden Arslan, "2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçesinde 2024 yılı bütçe başlangıç ödeneklerine göre, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının bütçesi, yüzde 19,3 oranında (52,4 milyar TL) azaltılarak 271,7 milyar TL'den, 219,3 milyar TL'ye düşürülerek, AFAD bütçesi, yüzde 60,2 oranında (404,4 milyar TL) azaltılarak 671,3 milyar TL'den, 266,9 milyar TL'ye düşürülerek, Kentsel Dönüşüm Başkanlığının bütçesi; yüzde 37,9 oranında (83,2 milyar TL) azaltılarak 219,7 milyar TL'den, 136,5 milyar TL'ye düşürülerek, Şehircilik ve Risk Odaklı Bütünleşik Afet Yönetimi Programına ayrılan bütçe ise; yüzde 53.0 oranında (480,2 milyar TL) azaltılarak 906,5 milyar TL'den, 426,2 milyar TL'ye düşürülerek kabul edilmiştir" şeklinde konuştu. "İMAR AFLARINDAN YARARLANAN KONUT VE İŞ YERİ SAYISI KAÇTIR?" "2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçesinde sadece faiz giderlerine ayrılan ödenek ise 1 trilyon 950 milyar TL'dir. Yani 2025 yılında faiz giderlerine ayrılan ödenek, Şehircilik ve Risk Odaklı Bütünleşik Afet Yönetimi Programına ayrılan ödeneğin 4,6 katı daha fazladır" diyen Arslan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'a şu soruları sordu: "-Milli Güvenlik Meselesi olarak gördüğünüz depremle mücadele için ayrılan 2025 yılı ödeneklerin 2024 yılıma kıyasla yaklaşık yarısı kadar düşürülmesi hususunda görüşünüz nedir? -Faiz giderleri için bugünkü kurla yaklaşık 53,5 milyar dolar ödenek ayrılan bütçede, Bütün bakanlık ve diğer kurumların bütçeleri 2024 yılına göre artırılırken, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ve Kentsel Dönüşüm Başkanlığı bütçelerinin düşürülerek yine bugünkü kurla toplam 17 milyar dolar ayrılmasını nasıl açıklıyorsunuz? -2025 yılına ayrılan ödeneğin çok büyük bir bölümünün deprem bölgesine harcanacağı tarafınızca bütçe görüşmelerinde açıklandığı üzere, ülke genelinde acilen dönüşmesi gerektiğini ifade ettiğiniz 2 milyon bağımsız yapı ile İstanbul'da her an çökme tehlikesi olduğunu ifade ettiğiniz 600 bin yapı hangi bütçe ile nasıl ve ne zaman dönüştürülecektir? -Imar affi başta olmak üzere diğer düzenlemelerle 2002-2024 yılları arasında deprem ve diğer afetlerle mücadele kapsamında toplanan tutar kaç TL'dir? Toplanan tutar hangi mal ve hizmet alımları ile yapım işlerinde kullanılmıştır? -Kahramanmaraş merkezli depremde başlatılan "Türkiye Tek Yürek" yardım kampanyasında kaç TL bağış toplanmıştır? Toplanan tutar nerelerde kullanılmıştır? Kampanyada bağış yapacağını bildirmelerine rağmen taahhüdünü yerine getirmeyen kurum ya da kişiler var mıdır? Varsa kimlerdir? -Imar Kanunu ve ilgili diğer mevzuat hükümlerine göre yapımı uygun olmayan ve/veya mevzuata aykırı olarak yapılan yapıların, sırf gelir elde etmek amacıyla imar kanununda yapılan düzenlemeler sonucu affedilmesiyle deprem ve diğer afetlerle mücadele edilemeyeceği hususunda ne düşünüyorsunuz? -İmar afları kapsamında ülke genelinde ve Eskişehir özelinde yararlandırılan konut ve işyeri sayısı ne kadardır? Yararlandırılma kriterleri nelerdir?"

Büyükşehirlerde Gürültüye ''Bariyer'' Çekiliyor Haber

Büyükşehirlerde Gürültüye ''Bariyer'' Çekiliyor

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca hayata geçirilen gürültü bariyeri projeleriyle şehirlerde kara ve demiryolu kaynaklı gürültünün azaltılması sağlanıyor. Pilot il seçilen İstanbul ve Konya’da 11 bin 833 metrekarelik gürültü bariyeri yapımı tamamlandı. 61 bin 239 metrekare gürültü bariyeri için çalışmalar devam ediyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca 2022 yılında hazırlanan “Çevresel Gürültü Kontrol Yönetmeliği” kapsamında kentlerde gürültü kirliliğinin azaltılması ve kontrolünün sağlanması, akustik planlamanın yapılması, sessiz ve sakin alanların korunması amacıyla gürültü haritaları hazırlanıyor. Haritaların sonuçları göz önünde bulundurularak Bakanlık koordinasyonunda Çevresel Gürültü Eylem Planları oluşturuluyor. KARAYOLU VE DEMİRYOLUNA GÜRÜLTÜ BARİYERİ Eylem planları kapsamında belirlenen sıcak noktalar ile ihtiyaç duyulan ve çözüm olabilecek bölgeler için yerel yönetimlerle iş birliği yapılıyor. Yerel yönetimler Bakanlığın finansal desteği ile kentlere gürültü bariyerleri kuruyor. Bu bariyerler özellikle otoyollar, tren yolları ya da fabrikalar gibi gürültü kaynaklarının olduğu yerlerde kullanılıyor. 11 BİN 833 METREKARE GÜRÜLTÜ BARİYERİ TAMAMLANDI Proje kapsamında İstanbul ve Konya pilot iller seçildi. İstanbul’un Çekmeköy ve Ümraniye ilçeleri ile Konya-Adana çevre yolu ve Konya Selçuk’ta olmak üzere toplam 11 bin 833 metrekare gürültü bariyerinin yapımı tamamlandı. 61 bin 239 metrekare gürültü bariyeri için çalışmalar devam ediyor.

Türkiye'nin İlk "İklim Kanunu" Geliyor Haber

Türkiye'nin İlk "İklim Kanunu" Geliyor

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, TBMM’ye sunulan Türkiye’nin ilk “İklim Kanunu” teklifi ile ilgili sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Türkiye’nin ‘İlk İklim Kanunu’ iklim değişikliği ile mücadelemize yeni bir soluk getirecek” mesajını verdi. 20 madde, 2 geçici madde ve 3 farklı kanunda değişiklik içeren kanun tekliği ile İklim Değişikliği Başkanlığı’nın görev ve sorumlulukları belirlendi. Ekonominin, şehirlerin, tarım ve gıda başta olmak üzere kritik sektörlerin iklim krizinden en az etkilenmesi için yapılacak düzenlemeleri içeren kanun teklifi ile yerel ve ulusal eylem planlarının hazırlanması sağlanacak.  Sektörlerin uluslararası rekabet gücünün artırılması için daha temiz ve daha verimli bir üretim süreci yasal güvenceye alınacak. Türkiye Yeşil Taksonomisi kurulacak, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması devreye alınacak. Okullarda yeşil teknoloji müfredata girecek. Geçen hafta TBMM Başkanlığı’na sunulan Türkiye’nin ilk “İklim Kanunu” teklifi ile iklim değişikliğiyle mücadelede genel ilkeler belirlendi. Sosyal medya hesabından kanun teklifinin içeriğine ilişkin paylaşım yapan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “Türkiye’nin ‘İlk İklim Kanunu’ iklim değişikliği ile mücadelemize yeni bir soluk getirecek” dedi. Teklife göre, eşitlik, iklim adaleti, ihtiyatlılık, katılım, entegrasyon, sürdürülebilirlik, şeffaflık, adil geçiş ve ilerleme yaklaşımları esas alınacak. Kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişiler, kamu yararı gözetilerek alınacak tedbirlere ve düzenlemelere süresinde uymakla ve bunları uygulamakla yükümlü olacak. Teklif ile ekonominin iklim bazlı olumsuz sonuçlara dirençli hale getirilmesi sağlanacak. Sektörlerin uluslararası rekabet gücünün artırılması için daha temiz ve daha verimli bir üretim süreci yasal güvenceye alınacak. Kanun teklifi yalnızca sanayi sektörlerini değil; şehirleri, tarımı, hayvancılığı ve yeşil alanları da koruyan bir yaklaşımla hazırlandı. İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAŞKANLIĞI’NIN SORUMLULUKLARI Teklifte İklim Değişikliği Başkanlığı’nın görev ve sorumlulukları netleştirildi. Kurumlar arası koordinasyon, faaliyetler ve standartlar başkanlıkça belirlenecek. Başkanlık, sera gazı emisyonlarının azaltımı ve iklim değişikliğine uyum faaliyetlerine ilişkin ilerlemeleri izleyecek. Karbon fiyatlandırmasına ilişkin piyasaya dayalı mekanizmaları düzenlemek de Başkanlığın yetkisinde olacak. Emisyon Ticaret Sistemi (ETS), Başkanlık tarafından kurulacak ve bu kapsamda tahsisatların dağıtımı yapılacak. ULUSAL VE YEREL EYLEM PLANLARI HAZIRLANACAK Ulusal Katkı Beyanı, net sıfır emisyon hedefi ile İklim Değişikliği Başkanlığı’nın yayımladığı strateji ve eylem planları doğrultusunda sera gazı emisyonları azaltılacak. Strateji ve eylem planları dönemsel olarak ulusal ölçekte hazırlanacak, uygulanacak ve uygulanması izlenecek. İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ İL KOORDİNASYON KURULLARI KURULACAK Her ilde vali başkanlığında, ilgili kurum ve kuruluşların temsilcileri ile yerel yönetimlerin temsilcilerinden oluşan İl İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulu kurulacak. Kurulun çalışma usul ve esasları Bakanlıkça belirlenecek. Yerel İklim Değişikliği Eylem Planları, en geç 31 Aralık 2027 tarihine kadar hazırlanacak. Bakanlık bu süreyi bir yıla kadar uzatabilecek. YEREL PLANLAR VALİ BAŞKANLIĞINDA HAZIRLANACAK Yerel iklim değişikliği eylem planları; sera gazı emisyonlarının azaltımı ve iklim değişikliğine uyum amacıyla her ilin bütüncül bir planı olacak şekilde vali koordinasyonunda; büyükşehirlerde büyükşehir belediyesi, diğer illerde il belediyesi ve il özel idaresi, ilgili kurum ve kuruluşların katılımıyla hazırlanacak veya hazırlatılacak. Karara bağlanmak üzere İl İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulu’na sunulacak. Sektörel etkilenebilirlik ve risk analizleri; strateji ve eylem planlarına esas teşkil etmek üzere iklim modelleri kullanılarak dönemsel olarak Başkanlık tarafından hazırlanacak ve güncellenecek. TÜRKİYE YEŞİL TAKSONOMİSİ KURULACAK İklim Değişikliği Başkanlığı, ulusal, sektörel ve tematik raporlar hazırlayacak. Finansal kaynakları yönlendirmeyi kolaylaştırmak üzere iklim değişikliği teşvik mekanizmaları geliştirecek ve Türkiye Yeşil Taksonomisi’ni kurup yürütecek. Döngüsel ekonomi hedefleri ve sıfır atık uygulamaları çerçevesinde ürünlerin yeniden kullanımı, atıkların yan ürün, alternatif ham madde olarak kullanılması ve geri dönüşüm, geri kazanım ile elde edilen ürünlerin zorunlu kullanım oranları belirlenecek. SINIRDA KARBON DÜZENLEME MEKANİZMASI Türkiye Gümrük Bölgesinde ithal edilen malların gömülü sera gazı emisyonlarını ele almak için Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) kurulabilecek. SKDM'ye ilişkin raporlama, kapsam, içerik, usul ve esaslar ilgili bakanlıklarla koordineli olarak Ticaret Bakanlığı tarafından belirlenecek. TEMİZ TEKNOLOJİNİN KULLANIMI YAYGINLAŞTIRILACAK İlgili kurum ve kuruluşlarca hazırlanan planlama ve uygulama araçlarında teknolojik öz yeterlilik kapasitesinin artırılması öncelikli hedef olarak belirlenerek temiz teknolojilerin geliştirilmesi ve kullanımının yaygınlaştırılması esas olacak. Başkanlık; karbon yakalama ve depolama teknolojileri, hidrojen teknolojisi gibi iklim değişikliği ile mücadeleye yönelik yeni teknolojik gelişmelerin takibi ile bu alanlardaki projelerin geliştirilmesi için ilgili kurumlarla işbirliği yapmaya, kurumların bu alanlarda çalışmalar yapmasını yönlendirmeye ve ilgili kurumlarla koordinasyon yapmaya yetkili olacak. Başkanlığa bağlı ilgili kurumlarla koordineli olarak enstitüler ile araştırma ve uygulama merkezleri kurulabilecek. OKUL MÜFREDATLARINA İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE YEŞİL DÖNÜŞÜM EKLENECEK Kamuoyu farkındalığının artırılması ve toplumun iklim değişikliğinin etkileri konusunda duyarlı hale getirilmesi için eğitim ve bilinçlendirme programları düzenlenecek.  Tüm eğitim düzeylerinde müfredat ve öğretim programlarının güncellenmesi ve yeşil iş gücünün yetiştirilmesi için gerekli çalışmalar ilgili bakanlıklarla koordineli olarak Milli Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulu’nca yapılacak. Uygulamaların usul ve esasları, Bakanlık görüşü alınarak kamu kurum ve kuruluşları tarafından belirlenecek. AFETLERE KARŞI ERKEN UYARI SİSTEMLERİ VE GIDA GÜVENLİĞİ İklim değişikliğine dirençli ürün deseni ile gıda güvenliğinin sağlanması için doğal kaynakların, ekosistemlerin ve biyolojik çeşitliliğin koruma kullanma dengesini gözetecek doğa temelli çözümler ile iklim değişikliğine dirençli uygulamalar yaygınlaştırılacak. İklim değişikliğine bağlı afetlerin neden olduğu kayıp ve zararların azaltılması amacıyla risk değerlendirme, izleme, bilgilendirme ve erken uyarı sistemleri; bütünleşik afet yönetimi esas alınarak geliştirilecek. SU YÖNETİMİ VE ARAZİ TAHRİBATININ DENGELENMESİ SAĞLANACAK Net sıfır emisyon hedefinin sağlanmasına yönelik emisyonların dengelenmesi için orman, tarım, mera ve sulak alanlarda karbon yutağı kayıplarını engellemek üzere ilgili kurum ve kuruluşlar tedbirler alacak. İklim değişikliğinin etkilerine karşı su kaynaklarının etkin yönetimi sağlanacak. Denizel ve karasal korunan alanların niteliği ve oranı yükseltilecek. EYLEM PLANLARI, 31 ARALIK 2027'YE KADAR HAZIRLANACAK. Kanun teklifinde belirtilen uygulama ve planlama araçlarına ilişkin hazırlama ve uyarlama yükümlülükleri ilgili kurum ve kuruluşlarca en geç 31 Aralık 2027 tarihine kadar yerine getirilecek. Cumhurbaşkanı, bu süreyi bir yıla kadar uzatmaya yetkili olacak.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.