SON DAKİKA
Hava Durumu

#Çevre

Porsuk Haber Ajansı - Çevre haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Çevre haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Katı Atık Ücretleri İle İlgili Uygulamada Yanlışlıklar Var Haber

Katı Atık Ücretleri İle İlgili Uygulamada Yanlışlıklar Var

Tüketiciyi Destekleme Derneği tarafından son günlerde kamuoyunda tartışmalar yaratan katı atık bedelleri ile ilgili olarak bir basın toplantısı düzenledi. Tüketiciyi Destekleme Derneği - TÜKDES Genel Başkan Yardımcısı Dr. Gültekin Güllü, "Belediyelerin okullardan ve iş yerlerinden talep ettiği evsel katı atık ücretleri ile ilgili, usül, ölçü ve uygulamada yanlışlıklar vardır" dedi. TÜKDES Genel Başkan Yardımcısı Dr. Gültekin Güllü basın toplantısında şu açıklamayı yaptı: "Türkiye'de evsel katı atık bertaraf ücretleri, 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu, 5393 sayılı Belediye Kanunu ve 2872 sayılı Çevre Kanunu'na göre belediyeler tarafından belirlenmekte ve alınmaktadır. Bu alınan ücretler, belediyelerin katı atık toplama, taşıma, işleme ve bertaraf hizmetlerinin finansmanını sağlamak amacıyla kullanılmaktadır. Çevre temizlik vergisi (ÇTV) ise, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu'na göre, yine belediyelerin çevre temizlik hizmetlerinin finansmanını sağlamak amacıyla alınmakta, evsel katı atıkların toplanması, taşınması ve bertaraf edilmesine ilişkin hizmetlerde kullanılmaktadır Dolayısıyla ÇTV ve evsel katı atık ücreti aynı amaç için alındığından dolayı, aynı yerden hem ÇTV hem de evsel katı atık ücreti almak mükerrerlik teşkil etmektedir. Bundan dolayı bir yerden ya ÇTV ya da evsel katı atık ücreti alınabilir, ikisinin birden alınması yanlıştır. Genel ve katma bütçeli idarelerin, okul, üniversite, öğrenci yurtları, umuma açık ibadethane gibi resmi kurumların ÇTV'ye tabi olmadığı Belediye Gelirler Kanunu'nda belirtilmiştir. Belediyeler, toplanan katı atık ve çevre temizlik vergisi ücretlerini, bu hizmetler için harcamış olduğu toplam maliyetlere denk gelecek şekilde ücretlendirmeli ve bir sözleşmeye bağlı olarak almalıdır. Kanun gereği, büyükşehir ve ilçe belediyeleri, topladığı ÇTV ve evsel katı atık ücretlerini, toplam harcamalarına uygun olarak 1/5'i büyükşehire, 4/5'ü ilçe belediyelere ait olacak şekilde kendi aralarında paylaşmaktadırlar. Bütün bu düzenlemeler, büyükşehir belediye meclisinde alınacak kararlara bağlı olarak yürütülmelidir. Bu alınan ücretlerde, hiçbir şekilde başka bir amaç için kullanılamaz ve sadece şehirdeki katı atıkların toplanması, taşınması, bertarafı ve çevre temizliği amacıyla kullanılmalıdır. Bu açıklamalar ışığında: 1-Evsel katı atık ücretlendirmesi, Büyükşehir Belediye meclisi kararıyla belirlenir. Büyükşehir Belediyesi, toplam maliyet ve toplam harcama dengesini kuracağı için bu yetkisini ilçe belediyelere devretmemelidir. 2-Katı atık ücreti, ÇTV dahil edilerek, büyükşehir ve ilçe belediyelerinin tam toplam gelir ve tam toplam maliyet sistemine göre belirlenir. Belediyeler maliyetlerinin üzerinde ÇTV ve katı atık ücreti alamazlar, 3-Verilen aynı hizmet için birden fazla bedel alınamaz hükmü gereğince, okullardan talep edilen, evsel katı atık ücreti, bütün konutlardan nüfusa ve su tüketim miktarına göre zaten bütün öğrenci ve öğretmenler için ÇTV olarak alındığından dolayı, mükerrerlik teşkil etmektedir. 4-Türkiye'de genel olarak zaten, okullardan katı atık ücreti alınmamaktadır. Belediye Gelirler Kanunu'nda da okullardan ÇTV alınamayacağı belirtilerek, katı atık ücretinin de alınmamasına işaret edilmektedir. Okullardan talep edilen katı atık ücretleri ile ilgili yaşanan kargaşayı önlemek için Çevre, Şehircilik ve İklim Değilşikliği Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı devreye girmelidir. Okullardan talep edilen katı atık ücretlerine, bütün okul idareleri ayrı ayrı bu konuda görüş alarak itiraz etmeli ve ilgili bakanlıkların talimatlarına uygun olarak davranmaları gerekir. İlk defa evsel katı atık ücreti talep edilen işyerleri de evsel katı atık üretmiyorlar ve istenen katı atık bedelini yüksek buluyorlar ise bağlı oldukları kuruluşlar ile iş birliği içerisinde ayrı ayrı belediyelere itirazda bulunabilirler."

İklim Yasası Değil, Doğa Katliamının Hukuki Kılıfı! Haber

İklim Yasası Değil, Doğa Katliamının Hukuki Kılıfı!

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) görüşmeleri süren İklim Kanunu Teklifi’ne ve önümüzdeki hafta Genel Kurul’a gelmesi beklenen doğa talanını kolaylaştıran yasal düzenlemelere ilişkin sert eleştirilerde bulundu. Milletvekili Süllü, iklim krizinin etkilerini derinleştiren ve doğayı şirketlerin hizmetine sunan yasal düzenlemelere karşı kamuoyunu uyardı: “İklim krizi ile mücadelede iklim krizinin tetikleyicisi fosil yakıtlardan çıkış, termik santrallerin kapatılması, ormansızlaşma ile mücadele yerine tam tersine maden ve enerji şirketlerinin uygulamalarını kolaylaştıracak bir teklif var önümüzde.” “Kanunları kanunla aldatmaya çalışıyorlar” Türkiye’nin derin bir ekonomik krizden geçtiğini hatırlatan Süllü, “Vatandaşlarımızın bırakın eti, meyveye dahi ulaşamadığı bir süreçte, milyonlarca yurttaşımızın çözüm bekleyen temel sorunları varken, TBMM’de ardı ardına ülkemizi felakete sürükleyecek iki yasa teklifiyle karşı karşıyayız” dedi. Yasama sürecini “iktidara hizmet eden büyük bir ikiyüzlülük” olarak niteleyen Süllü, “Tarihe, doğayı koruyor gibi yaparken doğayı yok eden bir Meclis olarak geçilecek. Bu tablo karşısında bir milletvekili olarak derin bir üzüntü duyuyorum” ifadelerini kullandı. “İklim krizi değil, kârın sürdürülebilirliği düşünülüyor” TBMM’ye sunulan İklim Kanunu Teklifi’nin, iklim kriziyle mücadele etmek yerine sera gazı salımını alınıp satılabilir bir piyasa unsuruna dönüştürdüğünü belirten Süllü, “İklim krizi, bedel ödeyerek daha fazla kirletmenin yolunu açan bir düzenlemeyle ticarileştiriliyor. Yasanın tek sürdürülebilirliği, şirketlerin kârının sürdürülebilirliği!” dedi. Süllü, artan sıcaklıklar, kuraklık, su kıtlığı, tarımda verim düşüşü, gıda fiyatlarındaki artış ve sağlık sorunlarının doğrudan iklim krizinin sonuçları olduğunu hatırlatarak, “Yasa teklifinde kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve engelliler gibi kırılgan kesimlerin hiçbir şekilde gözetilmediği açıkça görülüyor” diye konuştu. “Toplumsal muhalefetin uyarılarına kulak tıkadılar” 4 Nisan’da teklifin Meclis gündeminde ilk kez görüşüldüğü sırada yaptığı uyarıları hatırlatan Süllü, “Bu yasa tam anlamıyla bir ‘yeşil aklama’ ve göz boyama yasasıdır, geri çekilmeli demiştik. Komisyona çekildiği sanılırken hiçbir değişiklik yapılmadan Meclis’e getirildi. Toplumsal muhalefetin ve uzmanların uyarılarına kulak tıkadılar” dedi. “İklim krizinin tetikleyicileri destekleniyor” İklim yasasına itiraz ederken, şimdi çok daha vahim bir düzenlemeyle karşı karşıya olduklarını ifade eden Süllü, “Doğa ve yaşam savunucularının, bilim insanlarının ve köylülerin tüm itirazlarına rağmen, halk arasında ‘süper izin’ ve ‘talan yasası’ olarak bilinen düzenlemeleri torba yasaya doldurup Meclis gündemine taşıdılar. ‘Üstün kamu yararı’ adı altında kamulaştırmalar kolaylaştırılarak, vatandaşın tapulu arazisine el atmanın önü açılıyor” dedi. Söz konusu düzenlemelerin; ormanlar, sulak alanlar, milli parklar, su kaynakları ve zeytinliklerin madenciliğe açılmasının önünü açtığını belirten Süllü, “2053 net sıfır emisyon hedefinden bahsederken kömür madenciliğini teşvik ediyor, karbon yutak alanları olan ormanları Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’ne devrederek doğayı sermayeye teslim ediyorsunuz” diyerek tepki gösterdi. “Yasalar şirketlerin taleplerine göre şekillendiriliyor” Yasa teklifinin Orman, Mera, Çevre gibi koruma yasalarını etkisiz hale getirdiğine dikkat çeken Süllü, “Yatağan, Akbelen gibi bölgelerde maden şirketlerinin taleplerine göre koordinatlar belirlenerek yasal düzenlemeler yapılıyor. Şirketlere özel yasa üretiliyor” ifadelerini kullandı. İktidarın bir yandan sözde iklim yasası çıkarıp sınırda karbon düzenlemesi getirdiğini söyleyen Süllü, “Diğer yandan iklim krizini büyüten fosil yakıtlarla enerji üretimi için her türlü kolaylığı sağlıyorsunuz. Bu nasıl bir çelişkidir?” diyerek iktidarın ikiyüzlü yaklaşımını eleştirdi. “Talan yasasını tümden geri çekin” Süllü, İklim Yasası teklifinin doğayı korumak yerine talana açtığını vurgulayarak, “İklim yasasında önceliklenmesi gereken doğa, bu düzenlemeyle talana açılıyor. Ülkemizin ve gelecek nesillerin geleceği hiçe sayılıyor,” dedi. Teklife karşı bir kez daha çağrıda bulunan Süllü, “İklim Yasası Teklifi geri çekilmeli, doğayı ve toplumu önceleyen gerçek bir iklim yasası hazırlanmalıdır. Talan yasasını tümden geri çekin; şirketlerin çıkarı uğruna geleceğimizi yok etmeyin,” ifadelerini kullandı.

Katı Atık Vergisini Milli Eğitim Bakanlığı Değil Veliler Ödeyecek! Haber

Katı Atık Vergisini Milli Eğitim Bakanlığı Değil Veliler Ödeyecek!

Tüm Öğrenci Velileri Dayanışma Derneği - ÖVDER Başkanı Faik Alkan okullardan alınacak olan Katı Atık Vergisi ile ilgili olarak bir basın açıklaması yaptı. Faik Alkan yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; "Eskişehir'de 2872 sayılı çevre kanunu üzerinden yapılan tartışmanın okullar üzerinden açılması, sorunlu başlayan ve bitecek olan eğitimi daha da ön plana çıkardı. KATI ATIK VERGİSİNİ MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI DEĞİL VELİLER ÖDEYECEK! Bu tartışmada unutulan Bakanlığın vergiyi ödenmesi konusunda bir kaynağının olmadığıdır. Her ne kadar MEB gönderdiği yazıda vergiyi ödeyin desede sorun parasal kaynağın olmayışıdır. Okul idareleri bu paraları kimden isteyecektir? Tabii ki velilerden. Zaten okulların bütün parasal yükünü çeken velilere bir kalem daha yüklenecektir. KAMUSAL EĞİTİM VEREN OKULLAR ÜZERİNDEN BU TARTIŞMA DOĞRU DEĞİLDİR! Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Meclisi'nde oy birliği geçen bu karar ile okullar zor durumda kalacaktır. Geleceğimiz olan çocukları yetiştirilen eğitim kurumlarına bu yükü yüklemek ne kadar doğrudur? Siyaset kurumunun ve belediyeler Eskişehir eğitim ortamını yıpratan bu tartışmaya son noktayı koymalıdır. Bu kanunun uygulama alanı okullar olamaz. Kanunun zaten 2026 yılına kadar hükümet tarafından uygulama açısında durdurulmuştur. BÜTÜN KESİMLERİN KAMUSAL VE PARASIZ EĞİTİM KONUSUNDA AYNI HASSASİYETİ GÖSTERMESİ GEREKLİDİR! Katı Atık Vergisi tartışması kamusal ve parasiz eğitimin kentimizde gündem olmasına tekrar neden olmuştur. Bu tartışmanın tarafı olan sendika ve partiler okulların ödenekleri konusanda da aynı haysiyeti göstermedikleri de ortadadır. Ağustos ayında okul kayıtları başladığında, toplanan kayıt paralarına da yüksek sesle itiraz edecekler mi? ÖVDER olarak kayıt paralarını ve okul idareleri tarafından istenen astronomik ücretleri de Eskişehir kamuoyu ile paylaşacağız."

Temiz Çevre Temiz Tepebaşı Haber

Temiz Çevre Temiz Tepebaşı

Tepebaşı Belediyesi, “El Birliğiyle Temiz Çevre Temiz Tepebaşı” sloganıyla oluşturduğu ambalaj atık toplama noktalarıyla vatandaşların atıklarını kolayca geri dönüşüme kazandırmasını sağlıyor. Tepebaşı Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü tarafından Tepebaşı bölgesinde 2009’dan bu yana sürdürülen geri kazanım uygulamaları ile bilinçli tüketim alışkanlığı kazandırılırken, atık oluşumu da engelleniyor. Tepebaşı Belediyesi, halkın desteğini artırarak atıkların kaynağında ayrıştırılması ve geri dönüşüm oranlarının yükseltilmesi amacıyla toplama sisteminde değişiklik yaptı. Toplama sisteminde yapılan değişiklik dahilinde belirtilen noktalarda kapıdan kapıya toplama yapılmayacak olup ambalaj atıkları için toplama noktaları oluşturuldu. Oluşturulan toplama noktaları sayesinde ambalaj atıklarının farklı bir atıkla karışmasının önüne geçilecek. Vatandaşlar, evde ayrıştırdıkları ambalaj atıklarını belirlenen noktalara getirerek kolayca geri dönüşüme kazandırılmasını sağlayacak. 5 farklı noktada 21 mahalleye hizmet “El Birliğiyle Temiz Çevre Temiz Tepebaşı” sloganıyla hayata geçirilen toplama noktaları; Bahçelievler, Güllük, Ömerağa, Tunalı mahalleleri Güllük Belde Evi’nde, Hacı Seyit, Hacıalibey, Hayriye, Işıklar, İhsaniye, Mustafa Kemal Paşa, Mamure, Merkez Yeni ve Şeker mahalleleri Mustafa Kemal Paşa Belde Evi’nde, Esentepe, Sütlüce ve Yeşiltepe mahalleleri Şehit Piyade Uzman Çavuş Gürsel Demir Deneyimli Kafe’de, Uluönder Mahallesi Uluönder Belde Evi’nde, Fatih, Kumlubel, Tunalı ve Zafer mahalleleri de Nasuh Akar Deneyimli Kafe’de oluşturulan alana bırakabilecek. 5 farklı yere yerleştirilen atık toplama noktaları 21 mahalleye hizmet veriyor. Vatandaşlar ambalaj atıklarını, belirtilen noktalardaki deneyimli kafelere (Salı günleri hariç) ve belde evlerine ise her gün saat 08.00-17.00 saatleri arasında getirebiliyor. Toplama noktalarına bırakılabilecek atık türleri ise şu şekilde: Cam (kırılmamış), kağıt-karton (ıslak ve diğer atıklara bulaşmamış olacak), plastik ve metal atıklar.

AK Parti Eskişehir’den Çevre Haftası’na Duyarlı Dokunuş Haber

AK Parti Eskişehir’den Çevre Haftası’na Duyarlı Dokunuş

Türkiye Çevre Haftası kapsamında Dede Korkut Parkı’nda AK Parti Eskişehir Çevre Şehir ve Kültür Başkanlığı tarafından farkındalık oluşması adına bir dizi etkinlik düzenlendi. Düzenlenen etkinliklerin ilk etabında çocuklar için atölyeler kuruldu, kuş yuvası boyaması yapıldı, vatandaşlara fidan dağıtıldı ve çevrenin önemi miniklere anlatıldı. AK Parti Eskişehir İl Başkanı Gürhan Albayrak ve vatandaşların da katıldığı etkinlikte açıklamada bulunan İl Çevre Şehir ve Kültür Başkanı Cevahir Manas, şu ifadeleri kullandı: “Çevre Haftasını kutlamak için sizlerle bir aradayız. Sizlere Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ve Çevre, Şehircilik Politikaları Başkanımız Sayın Sevilay Tuncer’in selam ve sevgilerini iletiyorum. Sizleri en kalbi duygularımla, hürmetle selamlıyorum. Hoş geldiniz, safalar getirdiniz. AK Partimiz kurulduğu günden bu yana Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde çevre ve şehircilik alanında çok büyük hizmetler yaptı, büyük projelere imza attı. Bizden sonraki nesillere daha güzel, daha temiz bir dünya bırakmak için doğamızı, çevremizi korumayı, onu yaşatmayı en büyük vazife olarak gördü. AK Parti Hükûmetleri olarak 81 ilde Millet Bahçeleri kurduk. Ağaçlandırma seferberliği ile milyonlarca ağacın dikilmesine öncülük ettik. Ecdadımızdan bizlere miras kalan bütün tarihi ve kültürel zenginliklerimizi yeniden milletimizle buluşturduk. Şehirlerimizi ihya ve inşa ettik. Çevreye zarar vermeden şehirleri birbirine bağladık, yollar, köprüler tüneller açtık. Yenilenebilir enerji yatırımları ile enerjide devasa atılımlar gerçekleştirdik. Doğa dostu, çevre dostu milli otomobilimiz TOGG’u yollarla buluşturduk. Kilometrelerce uzunluktaki bisiklet yolları açtık. Sanayide yeşil dönüşüm projesi ile çevre dostu kalkınmayı başlattık. Dirençli şehirler kurmak adına iklim değişikliğine karşı büyük bir mücadele başlattık. Emine Erdoğan Hanımefendi’nin himaye ettiği Sıfır Atık Projesiyle küresel bir marka olduk ve dünyaya açıldık. Sizlere çok önemli bir gerçeği, deprem gerçeğini bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Türkiye’miz deprem kuşağında yer alan bir ülke. Bugüne kadar binlerce kardeşimiz depremlerde ve diğer afetlerde hayatını kaybetti. En son 6 Şubat Kahramanmaraş Depremlerinde 50 binden fazla kardeşimiz vefat etti. 14 milyon vatandaşımız etkilendi, 11 ilimizde büyük bir yıkım oldu. Asrın Felaketinde Devlet/Millet el ele diyerek Asrın Dayanışmasını hep birlikte gerçekleştirdik. Deprem bölgesinde bu yıl sonunda 453 bin bağımsız birim inşallah depremzede kardeşlerimize teslim edilmiş olacak. Ancak bir daha böyle büyük bir yıkım yaşamamak için, bir daha tek bir canımızı kaybetmemek için başta İstanbul olmak üzere Hükümetimiz tarafından başlatılan Kentsel Dönüşüm Seferberliği için gerekli desteği sağlamak durumundayız. Bugüne kadar 1 milyon 500 binden fazla sosyal konut yaparak depreme karşı almış olduğumuz önlemleri artırmak için bütün vatandaşlarımızı daha da duyarlı olmaya davet ediyoruz. Birleşmiş Milletler kürsüsünden Dünya Beşten Büyüktür ve Daha Adil Bir Dünya Mümkündür diyerek mazlum milletlerin sesi olan Sayın Cumhurbaşkanımızın yol arkadaşları, AK Parti’nin neferleri olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın ilan ettiği 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi ve Yeşil Kalkınma Vizyonunu gerçekleştirmek üzere yola çıktık. Türkiye Yüzyılında bu hedefimize ulaşmak için canla, başla ve samimiyetle çalışmaya devam edeceğiz.”

EOSB Sürdürülebilir Sanayide Türkiye'ye Örnek Haber

EOSB Sürdürülebilir Sanayide Türkiye'ye Örnek

Eskişehir OSB Yönetim Kurulu Başkanı Nadir Küpeli sanayi işletmeleri arasında atıkların yeniden değerlendirilmesini sağlayan endüstriyel simbiyoz projeleriyle 300 ton atığın yeniden ekonomiye kazandırıldığını, yaklaşık 120 bin Euroluk ekonomik kazanç sağlandığını ve 250 ton karbondioksit eşdeğeri emisyonun önüne geçildiğini açıkladı. Başkan Küpeli uyguladıkları endüstriyel simbiyoz projeleriyle Türkiye’ye örnek olduklarını vurguladı. Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi (EOSB), sanayi işletmeleri arasında atıkların yeniden değerlendirilmesini sağlayan endüstriyel simbiyoz projeleriyle çevreye duyarlı, kaynakları verimli kullanan ve ekonomik getirileri yüksek bir sanayi modeli oluşturma yolunda önemli adımlar atıyor. Bugüne kadar birçok kez uygulanan projelerle hem çevresel etkiler azaltıldı hem de sanayi kuruluşlarına ciddi ekonomik faydalar sağlandı. Eskişehir OSB’nin çeşitli kurumlarla gerçekleştirdiği iş birlikleri, teknik analizler ve saha çalışmaları sonucunda 30’un üzerinde potansiyel simbiyoz fırsatı tespit edildi. Bu fırsatlar doğrultusunda yapılan eşleştirme ve doğrulama çalışmalarıyla 10’dan fazla firma arasında atık ve yan ürünlerin yeniden kullanımı konusunda başarılı uygulamalar hayata geçirildi. Bu çalışmalar neticesinde 300 ton atık yeniden ekonomiye kazandırıldı, yaklaşık 120 bin Euroluk ekonomik kazanç sağlandı ve 250 ton karbondioksit eşdeğeri emisyonun önüne geçilmesi hedeflendi. Aynı zamanda firmaların atık yönetim maliyetlerinde %20’ye varan tasarruf elde edildi. Endüstriyel simbiyoz projelerinde öne çıkan atık türleri ve kullanım alanları da oldukça dikkat çekici. Cam kırığı atıkları cam yünü üretiminde, mermer çamuru ve kırıkları seramik ve yapı kimyasallarında, silis kumu ve dökümhane cürufu yapı malzemeleri ve yol yapımında değerlendirilirken; gıda atıkları hayvan yemi üretiminde, peynir altı suyu ise peynir altı suyu tozu üretiminde kullanıldı. Arıtma çamurları ise alternatif hammadde ve ek yakıt olarak enerji geri kazanımında değerlendirildi. Hem israfı önlüyor hem de firmalarımızın rekabet gücünü artırıyoruz Eskişehir OSB Yönetim Kurulu Başkanı Nadir Küpeli, sürdürülebilir sanayi anlayışını sadece bir çevre politikası değil, aynı zamanda ekonomik kalkınmanın temel unsurlarından biri olarak gördüklerini vurguladı. Küpeli, konuyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: “Dünya genelinde kaynakların hızla tükendiği, çevresel etkilerin giderek arttığı bir dönemde, sanayi bölgeleri olarak üzerimize düşen sorumluluk çok büyük. Eskişehir OSB olarak bu sorumluluğun bilinciyle hareket ediyor, üretimin çevreyle uyumlu hale gelmesini sağlamak adına somut adımlar atıyoruz. Endüstriyel simbiyoz projeleri sayesinde bölgemizde faaliyet gösteren sanayi kuruluşları arasındaki sinerjiyi artırıyor, bir firmanın atığını diğer bir firmanın hammaddesi haline getiriyoruz. Bu sayede hem israfı önlüyor hem de firmalarımızın rekabet gücünü artırıyoruz.” Türkiye’deki diğer OSB’lere de örnek teşkil edeceğiz “Bu çalışmaları yalnızca kendi bölgemizle sınırlı tutmayacak, Türkiye’deki diğer OSB’lere de örnek teşkil edecek bir model haline getirmeyi hedefliyoruz” diyen Başkan Küpeli, “Bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz çalışmalar neticesinde elde ettiğimiz sonuçlar, sürdürülebilirlik hedeflerimiz açısından bizlere cesaret veriyor. Özellikle karbon salımının azaltılması, atık yönetim maliyetlerinin düşürülmesi ve döngüsel ekonomi anlayışının sanayi kültürüne entegre edilmesi açısından önemli başarılar yakaladık. Bu çalışmaları yalnızca kendi bölgemizle sınırlı tutmayacak, Türkiye’deki diğer OSB’lere de örnek teşkil edecek bir model haline getirmeyi hedefliyoruz” dedi.

Eskişehir Biyoçeşitlilik Envanteri Hazırlanacak Haber

Eskişehir Biyoçeşitlilik Envanteri Hazırlanacak

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde “İklim Değişikliği, Biyoçeşitlilik ve Çevre” paneli düzenlendi. Panelin en önemli çıktılarından biri Eskişehir’de biyoçeşitlilik envanteri hazırlıklarına başlanması oldu. Kurumlar arası işbirliğini esas alan envanter çalışması, Eskişehir’in doğal zenginliklerinin korunması ve sürdürülebilir şekilde yönetilmesi açısından büyük önem taşıyor. 22 Mayıs Dünya Biyoçeşitlilik Günü ve 5 Haziran Dünya Çevre Günü kapsamında, Eskişehir’de anlamlı bir panele imza atıldı. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Dairesi Başkanlığı, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü ve Eskişehir Teknik Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü iş birliğiyle düzenlenen “İklim Değişikliği, Biyoçeşitlilik ve Çevre” paneli Haller Gençlik Merkezinde gerçekleşti. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi danışmanlarından Prof. Dr. Ahmet Çabuk’un moderatörlüğünde gerçekleşen panele; Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Onur Koyuncu, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. İsmühan Potoğlu Erkara, Eskişehir Teknik Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet Candan ve aynı üniversiteden Prof. Dr. Cengiz Türe konuşmacı olarak katıldı. Açılışta konuşan Prof. Dr. Çabuk, biyoçeşitlilik ve çevre sorunlarının bütüncül yaklaşımlarla ele alınmasının önemini vurgularken, kurumlar arası iş birliğinin bu alandaki çalışmalara değer katacağını belirtti. Büyükşehir Belediyesi çalışanları, üniversitelerin öğrencileri ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin katıldığı panelde, biyoçeşitliliğin korunması, iklim değişikliğinin yerel etkileri ve çevre bilincinin geliştirilmesi gibi konular ele alındı. Panelde konuşmacılar, Eskişehir’in sahip olduğu biyoçeşitlilik potansiyeline dikkat çekerken, iklim değişikliğinin tarım, toprak sağlığı, su yönetimi, çevre etiği ve gençlerin farkındalığı üzerindeki etkileri konusunda çarpıcı değerlendirmelerde bulundular. Panelin en önemli çıktılarından biri ise “Eskişehir Biyoçeşitlilik Envanteri”nin hazırlanacağının ilan edilmesi oldu. Bu önemli çalışmada Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi ve Eskişehir Teknik Üniversitesi'nin yanı sıra, biyoçeşitlilik konusunda uzman emekli öğretim üyeleri de aktif rol alacak. Kurumlar arası işbirliğini esas alan bu envanter çalışması, Eskişehir’in doğal zenginliklerinin korunması ve sürdürülebilir şekilde yönetilmesi açısından büyük önem taşıyor. Panel sonunda, yerel yönetimlerin, üniversitelerin, sanayi kuruluşlarının ve STK’ların iklim değişikliği ve biyoçeşitlilik konusunda daha fazla iş birliği içinde olması gerektiği vurgulandı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.