SON DAKİKA
Hava Durumu

#Çağlar Ölce

Porsuk Haber Ajansı - Çağlar Ölce haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Çağlar Ölce haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Öğretmenlerimiz Mutsuz, Borç İçinde ve Motivasyonsuz! Haber

Öğretmenlerimiz Mutsuz, Borç İçinde ve Motivasyonsuz!

Anahtar Parti Eskişehir İl Başkanlığı olarak 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla Öğretmenevi önünde bir basın açıklaması yapıldı ve öğretmenlerin günü kutlandı. Eskişehir Öğretmenevi önünde bir basın açıklaması yapan Anahtar Parti Eskişehir İl Başkanı Çağlar Ölce şu ifadeleri kullandı; "24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla, öğretmenlerimize duyduğumuz saygı ve minnettarlığı bir kez daha dile getirmek istiyorum. Bu özel günde, Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk'ün öğretmenlere olan sevgisini ve değerini hatırlatmak önemlidir. 24 Kasım 1928 tarihinde, Millet Mektepleri’nin Mustafa Kemal Atatürk’e verdiği “Başöğretmen” unvanının kabul edilmesinin yıldönümüdür. Bu anlamlı günün Öğretmenler Günü olarak kutlanması, eğitimin toplumun en önemli yapı taşı olduğunun bir göstergesidir. Ne yazık ki, bugün öğretmenlerimizin karşılaştığı şartlar, Başöğretmen Atatürk’ün mirasıyla örtüşmemektedir. Öğretmenlerimiz, açlık sınırında maaşlarla geçinmeye çalışıyor, insanca yaşam hakkı ellerinden alınıyor. Atatürk’ün “milletvekillerinin maaşı öğretmen maaşını geçmesin” sözünü, ülkeyi yönetenlere hatırlatmak isterim. Bir kahve parasına eşdeğer ek ders ücretleri, öğretmenlerimize yapılan en büyük saygısızlıktır. Bu durum, ülkemizin geleceğine şekil verecek öğretmenlerimize yönelik büyük bir itibarsızlıktır. Anahtar Parti olarak, bu sorunların farkındayız ve çözüm odaklı bir yaklaşım benimsiyoruz. Öğretmenlerimizin sadece ekonomik değil, sosyal ve mesleki haklarının da savunulması gerektiğine inanıyoruz. Proje okulları adı altında yapılan adaletsiz atamalar ve norm fazlası öğretmenlerin mağduriyetleri, Eskişehir yerelinde de devam etmektedir. Şeffaflık ve adalet ilkesine dayalı bir öğretmen atama sistemi kurulması gerektiğini vurguluyoruz. Sözleşmeli, ücretli öğretmenlik uygulamalarına son verilmesi gerektiğini bir kez daha dile getiriyoruz. Öğretmenlerimizin kadrolu çalışmaları, mesleklerine saygı gösterilmesi gerektiği gibi, özel okul öğretmenlerinin yaşadığı sömürüye de son verilmelidir. Özel okullarda çalışan öğretmenlerimiz, neredeyse tatil yapmadan, çok düşük maaşlarla, sürekli ek iş yaparak emek sömürüsüne uğramaktadır. Öğretmenler, eğitim sisteminin temeli olan bu özel okullarda hak ettikleri değeri görememektedir. Okul sahiplerinin öğretmenleri düşük ücretlerle çalıştırması, onların haklarını savunmalarını engellemektedir. Eğitimdeki temel taşlarını oluşturan özel okul öğretmenlerinin haklarının korunması, eğitim sisteminin sağlıklı bir şekilde işlemesi için büyük önem taşımaktadır. Eğitimdeki kaliteyi artırmak için özel okul öğretmenlerinin de ekonomik ve sosyal hakları savunulmalıdır. Özel okul öğretmenlerinin düşük ücretlerle, iş güvencesiz bir şekilde çalıştırılmaları, sadece eğitim emekçilerinin değil, tüm toplumun geleceğini olumsuz etkileyen bir sorundur. Özel okullarda çalışan öğretmenlere 20 bin liranın altında ücretlerin maaş olarak verildiğini duyuyoruz. Yasal olarak 22 bin 104 lira yatırılan öğretmenlerden nakit olarak para iadesi istendiği dair bile söylentiler var. Özellikle özel okul sahipleri kendi aralarında anlaşarak öğretmenleri düşük ücretlerle çalıştırmakta olduğu, duruma ses çıkartan öğretmenin hiçbir okulda iş bulamadığı bir ifade ediliyor. Özel okullarda maaşların 15-16 bin liralara kadar düştüğü de söylenenler arasında. Atanamayan bu öğretmenler özel okul sahipleri tarafından "ucuz iş gücü" olarak görülüp sömürülüyor. Bu tarz okullarda çalışan öğretmenler hem maddi hem de psikolojik olarak zor bir süreçten geçiyor. Öğretmenlerimiz, mutsuz, borç içinde ve motivasyonsuz. Onların en büyük istekleri ise hak ettikleri saygıyı görmek ve mesleklerine değer verilmesidir. Anahtar Parti olarak, öğretmenlerimizin yanındayız ve onların haklarını savunmaya devam edeceğiz. Bugün öğretmenlerimizin yanında olmak, onların haklarını savunmak ve eğitimdeki sorunları çözmek, hepimizin sorumluluğudur. Eğitim sistemini iyileştirecek, öğretmenlerimizin haklarını savunacak ve toplumu geleceğe taşıyacak adımlar atmak için tüm gücümüzle mücadele edeceğiz. Öğretmenlerimiz bizim geleceğimizdir, ve onların hak ettikleri değeri görmeleri için elimizden geleni yapacağız. Biz her zaman öğretmenlerimizin yanında olacağız, onların hak ettikleri saygıyı kazandırmak için mücadele edeceğiz."

Bu Sessizlik Vicdanları Rahatsız Ediyor Haber

Bu Sessizlik Vicdanları Rahatsız Ediyor

Anahtar Parti Eskişehir İl Başkanlığı Gürcistan'ta düşen askeri kargo uçağında şehit olan askerimiz için Milli Yas ilan edilememesini eleştirdi. Vişnelik Mahallesi'nde bulunan Hava Şehitliği önünde bir açıklama yapan Anahtar Parti Eskişehir İl Başkanı Çağlar Ölce şu ifadeleri kullandı; “Milletimizin başı sağ olsun. 86 milyonun yüreğine kor gibi düşen bir haber aldık. Karabağ Zaferi’nin 5’inci yıl dönümü kutlamaları için Azerbaycan’da bulunan kahraman birliğimizi taşıyan C130 tipi askeri kargo uçağımız, Gürcistan-Azerbaycan sınırına yakın bir bölgede düştü. Bu elim kazada 20 vatan evladımız şehit oldu. Her biri bu bayrağın onuru, bu milletin umudu, bu toprakların evladıydı. Her biri görev başında, onurlu bir vazifeyi yerine getirirken canını verdi. O uçağın düştüğü anda sadece Azerbaycan’ın dağlarına değil, Türkiye’nin her şehrine, her hanesine ateş düştü. Eskişehir’e de şehit ateşi düştü. Bizim de yüreğimiz yanıyor, bizim de içimizde büyük bir sızı var. Şimdi buradan açıkça soruyorum. Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri kargo uçağında şehit olan 20 vatan evladı için neden milli yas ilan edilmiyor? Hangi acı daha büyük olmalı ki bu ülkenin bayrakları yarıya insin? Hangi kayıp daha derin olmalı ki milletin yası resmen tanınsın? Milli yas ilan etmek bir tercih değil, bir sorumluluktur. Bu şehitler bu milletin evlatlarıdır. Onların ardından gönül birliği göstermek gerekir. Oysa bugün sessizlik hâkim. Bu sessizlik, vicdanları rahatsız ediyor. Anahtar Parti olarak biz bu sessizliği kabul etmiyoruz. Bu ülke, o şehitlerin kanlarıyla ayakta duruyor. Onların hatırasını yaşatmak, aziz emanetlerine sahip çıkmak, bu devletin ve bu milletin boynunun borcudur. Şehitlerimizi rahmetle, minnetle anıyorum. Ailelerine sabır, milletimize başsağlığı diliyorum. Acımız büyük. Eskişehir’in de yüreği yanıyor. Unutmayacağız, unutturmayacağız.”

Eskişehir Konseyi'nden Hiç Umutlu Değiliz Haber

Eskişehir Konseyi'nden Hiç Umutlu Değiliz

Anahtar Parti Eskişehir İl Başkanı Çağlar Ölce düzenlediği basın toplantısında oda, borsa ve birlik başkanları tarafından kurulan Eskişehir Konseyi'ne yönelik eleştirilerde bulundu. Anahtar Parti Eskişehir İl Başkanı Çağlar Ölce düzenlenen basın toplantısında şu ifadeleri kullandı; “Son günlerde Eskişehir’de “Eskişehir Konseyi” adını taşıyan bir yapı konuşuluyor. Eylül ayında kurulduğu açıklanan bu konseyin ne kadar resmi bir nitelik taşıdığı belli değil. Ancak kuruluş amacına bakılırsa, Eskişehir’in ekonomik ve sosyal kalkınmasında ortak akıl oluşturmayı hedefliyorlar. Celalettin Kesikbaş, Gürhan Albayrak, Nadir Küpeli, Metin Güler ve Ekrem Birsen gibi şehrin önde gelen iş insanları bu yapının içinde yer alıyor. Toplantılarında havaalanı seferlerinin artırılması, lojistik ve ulaşım projeleri, serbest bölge çalışmaları, yeni yatırımlar ve kalkınma planları gibi konular gündeme geliyormuş. Elbette bunlar Eskişehir için önemli başlıklar. Ancak dikkat çekici bir eksiklik var. Bu konseyde ne milletvekilleri var, ne belediye başkanları var, ne akademisyenler var ne de şehrin valisi var. Devletin, yerel yönetimlerin ve halkın temsilcileri masada yok. Şehrin geleceğini sadece iş dünyasının belirlemeye çalışması, daha baştan eksik bir yaklaşımdır. Eskişehir’in sorunları bir grubun tek başına çözebileceği meseleler değildir. Üstelik bu şehirde çözülmesi gereken meseleler az değil. Çoğu da Ankara ile doğrudan ilişkili konular. Dolayısıyla, “kalkınma” iddiasıyla yola çıkan bir yapının daha kapsayıcı olması gerekir. Ancak şu anki tabloya bakıldığında, “bizden olan gelsin, olmayan karşı dursun” anlayışı egemen görünüyor. Bu tavır güveni sarsar, birlik duygusunu zedeler. Oysa şehir adına söz söylemek isteyen herkes aynı masada buluşmalı. Samimiyet, kimin davet edildiğinde değil, kimlerin dışarıda bırakıldığında belli olur. Buradan Eskişehir Konseyi’ne açık bir çağrı yapıyoruz. Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nin depreme dayanıksız olduğu raporlarla ortada. İnsan hayatı söz konusu. Hadi harekete geçin. Yıkılan Eskişehir Devlet Hastanesi’nin arsasında hâlâ bir çalışma yok. 2025 yatırım programına alındığı söylendi ama ortada ihale bile yok. Hadi harekete geçin. Emek, 71 Evler ve Sultandere mahalleleri hizmet bekliyor. Bu mahalleler artık ayrı bir ilçe olmak istiyor. Hadi harekete geçin. Kent merkezinde trafik ve otopark sorunu artık içinden çıkılmaz bir hale geldi. Hadi harekete geçin. Ölüm yolları olarak bildiğimiz ilçe yolları hala neden yapılmıyor. Alpu’ya, Mihalıççık’a, Seyitgazi’ye insanlar gönül rahatlığı ile gidemiyor. Hadi harekete geçin. Eskişehirspor’un borcu 650 milyonu geçmiş durumda. Bu şehir için bir değerden fazlası olan takımın ayakta kalması yeni desteklerle mümkün. Hadi harekete geçin. Şehir ciddi bir susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya. Yeni su kaynaklarını kazandıracak projeler lazım. Hadi harekete geçin. Mihalgazi Alpagut Atalan’daki altın madeni projesine “ÇED olumlu” raporu verilmiş. Bu karar doğanın tahribatı demek. Eskişehir’in havası, suyu, toprağı tehlikede. Hadi harekete geçin. Biz Anahtar Parti olarak Eskişehir’in iş insanlarını daha da zengin edecek değil, halkın sorunlarını çözecek projeleri görmek istiyoruz. Masa kuruyorsanız halk için kurun. Gerçek bir “ortak akıl” platformu, halkın sesini duyan ve toplumun her kesimini kucaklayan bir yapı olmalı. O zaman biz de bu oluşumla gurur duyarız. Ama bugün itibarıyla açık konuşalım. Bu haliyle Eskişehir Konseyi’nden hiç umutlu değiliz.”

Bu Şehri Ortak Akılla Yönetin! Haber

Bu Şehri Ortak Akılla Yönetin!

Anahtar Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Kültür,Sanat ve Turizm Politikaları Başkanı Muhammed Hakan Tanrıöver bir dizi ziyaret ve açılış için Eskişehir’e geldi. İlk olarak İl Binasında İl Başkanı Çağlar Ölce ve Yönetim Kurulu ile bir araya gelen Genel Başkan Yardımcısı Tanrıöver daha sonra basın mensupları ile bir araya geldi. Basın toplantısında konuşan Anahtar Parti Genel Başkan Yardımcısı Muhammed Hakan Tanrıöver şu ifadeleri kullandı; "Uzun yıllar Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda görev yaptım. Eskişehir’e hem özel tatil münasebetiyle hem de görev dolayısıyla çok sık çalışma, inceleme ve seyahat ziyaretlerimiz oldu. Gerçekten Eskişehir’de bu süreçte görev yapan belediye başkanlarımızı hayırla ve minnetle anmak istiyorum. Hakikaten Yılmaz Büyükerşen Hoca’nın çok vizyoner bakış açıları oldu. Odunpazarı ilçemizde o dönemdeki belediye başkanımızın da restorasyonla ilgili gerçekten güçlü bir yaklaşımı vardı ve bunu uygulamaya, hayata geçirdiler. Eskişehir, bu anlamda kültür, sanat ve turizm altyapısıyla oldukça güçlü bir şehir. Bunu şuna bağlıyoruz: Türkiye’nin önemli yol güzergâhlarının birçoğu bir şekilde Eskişehir’den geçiyor. Yine aynı şekilde, tematik müzecilik konusunda da Eskişehir’in çok yaygın ve güçlü müzeleri var; bu da çok önemli. Meydanlar ve parklar keza aynı şekilde çok değerli. Etkinlikler konusunda da oldukça iyi bir düzeyde. Dolayısıyla bu anlamda bir altyapı sıkıntısı yok. Yapılması gereken şey, bu unsurların doğru bir tanıtımla önce bölgeye çünkü bölgenin bile bazen haberi olmuyor, ardından Türkiye’ye ve sonrasında dünyaya tanıtımının çok iyi yapılmasıdır. Mesela Eskişehir’in termal kaynaklarının bu kadar zengin olması, Türkiye genelinde ve bölgesel ölçekte hâlâ yeterince bilinmiyor. Dolayısıyla bu çok mühim. Termal kaynaklarının dünyaya anlatılması da son derece önemli. Eskişehir, güçlü bir altyapıya sahip. Bunu da doğru şekilde anlatmamız gerekiyor. Eskişehir, aynı zamanda bir savunma ve direniş şehridir. II. Haçlı Seferi sırasında Selçuklu Sultanı I. Mesut, Haçlıları bu topraklarda durdurmuştur. Yine bildiğiniz üzere, Millî Mücadele döneminde de önemli bir savunma şehri olmuştur. Birinci ve İkinci İnönü Savaşları ile Sakarya Savaşı sürecinde Eskişehir, bu direnişin ve savunmanın önemli kalelerinden biri olmuştur. Özellikle Kırım Tatar bölgesinden gelen nüfus sayesinde, Eskişehir çok önemli bir kültür taşıyıcılığı ve kültürel altyapıya sahiptir. Bu çeşitlilik ve zenginlik, Eskişehir mutfağında ve gastronomisinde de kendini göstermektedir. Bu nedenle, Eskişehir’in gastronomi alanında da kendini daha çok ön plana çıkarması gerekmektedir. Bu tür şehirlerin tanıtımında, özellikle uluslararası kültür ve sanat organizasyonlarına dahil olmak büyük önem taşır. Avrupa Birliği ile ilişkili olan Europa Nostra gibi kuruluşlara miras alanlarımızın dâhil edilmesi ya da UNESCO’nun kültürel miras listelerinde yer alınması, şehirlerin tanıtımı açısından son derece değerlidir. Nitekim Eskişehir, yakın zamanda Sivrihisar’daki Ahşap Direkli Nadide Camisi ile UNESCO’nun listelerine dâhil olmuştur. Allah’ın izniyle, milletimizin desteğiyle, teşkilatımızın çabasıyla ve Anahtar Parti iktidarında Çağlar Başkanımızın önderliğinde; kültür, sanat ve turizm alanlarında Eskişehir’i hak ettiği noktaya taşıyacağız. Bu süreçte, kültür ve sanat konularına oldukça ilgili olan İl Başkan Yardımcımız Ece Bozkayı ile birlikte çalışıyoruz. Hedefimiz, Eskişehir’i UNESCO’nun Geçici Kültürel Miras Listesi’nden asıl listeye aldırmaktır. Özellikle Friglerin giriş kapısı olarak bilinen Yazılıkaya Vadisi ki bir süredir ihmal edilmiştir için gerekli altyapıyı oluşturacağız. Aynı şekilde, termal turizme bağlı sağlık turizminin gelişmesi adına da önemli yatırımların önünü açacağız. Türkmen Dağı, Yazılıkaya Platosu, Sündiken ve Bozdağlar gibi coğrafi bölgeleri turizme kazandıracağız. Yöresel lezzetleri ve ürünleri turistik birer altyapı haline getirip, Eskişehir’in kalkınmasında kültürü, sanatı, kültürel mirası ve arkeolojiyi itici bir güç olarak kullanacağız. Anahtar Parti’nin turizm anlayışı, Türkiye’nin her şeyini pazarlamak ya da her şeyi turiste göre şekillendirmek anlayışını reddetmektedir. Biz, ne kadar özgün olursak, ne kadar kendimiz kalabilirsek ve değerlerimizi doğru biçimde yaşatabilirsek, dünyanın ilgisini o kadar çok çekeceğimize inanıyoruz. Dolayısıyla kültürü, kültürel mirası, sanatı ve arkeolojiyi göz ardı etmeden; Eskişehir’in kalkınmasında sanayinin yanında, hatta belki sanayiden daha da ileri bir noktada turizmi ve kültürü itici bir güç olarak gördüğümüzü ifade etmek isterim. Şehrin altyapısı, güçlü şehrin tanıtım konusundaki eksikliklerini ifade etmiştik. Şimdi isterseniz eve misafir davet eden bir ev sahibesi olun, isterseniz de çok büyük bir ordunun kumandanı olun. Cevap vermeniz gereken ilk soru elimizde ne vardır? Dolayısıyla Eskişehir'in elinde ne olduğunun çok doğru bir şekilde envanterlenmesi lazım ve artık dijital bir çağda yaşıyoruz. Bunun dijital kültür altyapısıyla bölgeye, bölgede Ankara'da daha doğrusu plan yok. O yüzden bölge altyapısını çiziyorum. Türkiyemize ve dünyaya bunun anlatılması lazım. Çünkü artık dünyanın yeni şehirleri, dünyanın yeni ülkeleri artık şehirler. Şehirler rekabetçi yapılarıyla ön plana çıkıyor. Eskişehir'e bu anlamda hem coğrafi konumundaki avantajı, hem sanayi altyapısının güçlü olması, hem de son günlerde sıkça gündeme gelen toprak elementleri ve madenler konusundaki zenginliği büyük bir imkan. Yine termal, kültür ve sanat altyapısı da bu anlamda çok önemli. Kurşunlu Camii Anadolu'nun nadide eserlerinden biri ve bu itibarla Türk estetik ve mimarisinin en çok öne çıkan alanlarından bir tanesi. Bu itibarla biz Anahtar Parti olarak Eskişehir İl Başkanımız Sayın Çağlar Ölçe'nin önderliğinde Eskişehir'e şunu teklif ediyoruz: Bu şehri ortak akılla yönetin. Bizim kültür, sanat ve turizm konularındaki tecrübelerimizi de şehrin karar alma mekanizmalarında bugünden kullanmaya başlayın. Çünkü Farabi'nin Medinetül Fazıla'sında belirtmiş olduğu Erdemli Kent'te Farabi şu şekilde tarif eder: Erdemli kentler hikmetle yönetilen kentlerdir der. Hikmetle yönetilen kentlerden kastettiği bu kentlerin ortak akılla yönetilmesidir. Dolayısıyla bu akıl, bu altyapı partimizin de girişinde görmüş olduğunuz gibi liyakatli şöhretsizler anahtar parti kadrolarında vardır ve göreve hazırdır. Bir diğer husus, Farabi'den günümüze geldiğimizde yeni dünyanın yeni ülkeleri artık şehirlerdir teorisini dünyada savunan İngiliz kent tasarımcısı Charles Landry de tasarım kentini şu şekilde tarif eder: O kente ait her türlü somut ve somut olmayan kültürel öğesini tanımlayıp tanıtabilen kentler tasarım kenti olmaya adaydır der. Farabi ile Charles Landry arasında kurmuş olduğumuz bu felsefi altyapının kendisinde vücut bulduğu şehir Eskişehir'dir. Dolayısıyla bu somut ve somut olmayan kültürel mirasına dair Eskişehir'in her türlü envanteri çıkartılacak ve bunlar teker teker, teker teker bölgeye, Türkiye'ye ve dünyaya anlatılarak bu sorunun üstesinden gelecektir. Eskişehir'de ortalama 2'ye yaklaşan, yani 1.7 geceleme sayısını biz önce 2,5'a, 3'e, 3,5'a, 4'e getirdiğimiz zaman bundan Eskişehir'deki birdenbire 36 sektör olumlu anlamda etkilemeye başlayacak ve bu lokomotif görevini görecektir. Zaten Türkiye'nin ilk lokomotif fabrikası da Eskişehir'de yapılmıştı. Kültür, Sanat ve Turizm İl Başkan Yardımcıları ile bir toplantı gerçekleştirdik. Eskişehir’i temsilen de Ece Bozkaya arkadaşımız katıldı. Toplantıda bu konuyu gündeme getirdik ve Anahtar Parti olarak 1 Kasım’dan sonra, 102 yıllık Cumhuriyet tarihinde ilk kez ilan edilecek olan bir Millî Kültür Siyaset Belgesi ile sahneye çıkacağız. Bu Millî Kültür Siyaset Belgesi’nde, şehirlerimizi geleceğe hazırlarken tarihî miras altyapılarını nasıl ele alacağımıza dair yol haritamızın ipuçlarını ve bunların uygulama örneklerini paylaşacağız. Türkiye’de bugüne kadar hazırlanan planların en büyük eksikliği, yüzeysel kalmalarıydı. Biz ise uygulama planlarını da içeren somut bir yol haritası sunacağız. Size küçük bir ipucu vermek isterim: Biz şehirlerimizi bu anlamda tematik olarak kategorilere ayıracağız. Örneğin, Dünya Kaleli Kentler Birliği gibi bir sınıflandırmadan yola çıkarak; kaleleri olan şehirlerimiz, kuleleri olan şehirlerimiz, termal zenginlikleri bulunan şehirlerimiz ve ayrıca şehir ve edebiyat dergisi bulunan şehirlerimiz gibi kategoriler oluşturacağız. Bu şehirlerin dünya kültür ve sanat altyapısında hak ettikleri yere ulaşabilmeleri için gerekli destekleri, uygulama planlarıyla birlikte sağlayacağız. Burada özellikle ifade etmek isterim: Sayın İl Başkanımızın, değerli teşkilatımızın ve basınımızın güzide temsilcilerinin huzurunda altını çizmek istiyorum; dünyadaki kültür ekonomisinin en güçlü lokomotifi hiç şüphesiz Hollywood’dur. Bu, aynı zamanda Amerika tarafından kültürel düşüncelerini bir hegemonya, bir propaganda aracı olarak kullanmanın da en etkili yoludur. Şöyle düşünün: Hepimiz televizyonlardan, sinemalardan ya da son dönemde yaygınlaşan dijital platformlardan film ve dizi izliyoruz. Ancak dikkat ederseniz, Hollywood’un ilgilenmediği veya mesafeli durduğu tek coğrafya Anadolu’dur. Ama er ya da geç buraya da gelecekler. Biz, ne kadar özgün olursak, kendi değerlerimize, köklerimize, kültürümüze ve geleneksel sanatlarımıza ne kadar sahip çıkarsak, o kadar güçlü, özgün ve kalıcı oluruz. Dolayısıyla bu anlayışla; camilerimizden tarihî miras alanlarımıza, toprağı vatan kılan ve vatanı da devlete millî kültürle bağlayan bir anlayışın taşıyıcısı olarak, Anahtar Parti kadroları Genel Başkanımız Sayın Yavuz Ağıralioğlu önderliğinde göreve hazırdır. 28 Ekim 2024 tarihinde Genel Başkanımız Sayın Yavuz Ağıralioğlu önderliğinde Anahtar Parti kurulmuştu. 1 Kasım 2025 tarihinde ise Ankara’da birinci yılımızı kutlayacağız. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı etkinlikleriyle çakışmaması için kutlamamızı 1 Kasım tarihinde gerçekleştireceğiz. Bu vesileyle, hem il başkanımız hem teşkilatımız hem de teşkilat başkanımız sizleri bu özel programa davet etmişti. Ben de genel merkezden gelen bir misafiriniz olarak, sizleri Ankara’daki bu anlamlı programa ev sahibi sıfatıyla davet ediyorum." Basın toplantısının ardından Genel Başkan Yardımcısı Tanrıöver, İl Başkanı Ölce ve Yönetim Kurulu üyeleri ile birlikte Anahtar Parti İnönü İlçe Başkanlığının açılışını gerçekleştirdi.

Konkordato Çaresizliğin Simgesine Dönüşmüş Durumda! Haber

Konkordato Çaresizliğin Simgesine Dönüşmüş Durumda!

Anahtar Parti Eskişehir İl Başkanlığı tarafından son günlerde artan konkordato başvuruları ve ekonomik sonuçları ile ilgili bir basın açıklaması yapıldı. Anahtar Parti Eskişehir İl Başkanı Çağlar Ölce İki Eylül Caddesi üzerinde düzenlediği basın toplantısında şu ifadeleri kullandı; "Son dönemde ülkemizde konkordato başvurularında gözle görülür bir artış yaşanıyor. Ekonominin çarklarını döndüren küçük ve orta ölçekli işletmeler, artık ayakta kalmakta zorlanıyor. Bu tablo, sadece bir şirketin iflasıyla sınırlı değil; ardında yüzlerce çalışanın, onlarca tedarikçinin ve binlerce ailenin geçim mücadelesi yatıyor. Hepimizin bildiği gibi konkordato, aslında firmaların yeniden nefes alabilmesi için oluşturulmuş bir yasal mekanizma. Ancak bugün geldiğimiz noktada, bu mekanizma bir “çıkış kapısı” olmaktan çok, çaresizliğin simgesine dönüşmüş durumda. Konkordato başvurularının temelinde birkaç ciddi neden yatıyor. Öncelikle artan finansman maliyetleri, işletmelerin en büyük yüklerinden biri haline geldi. Üretim yapmak, yatırım yapmak ya da sadece faaliyetini sürdürmek isteyen her işletme, yüksek faiz oranlarıyla karşı karşıya kalıyor. Bunun üzerine yüksek enflasyon eklendiğinde, hem girdi maliyetleri hem de tüketicinin alım gücü aynı anda düşüyor. Bu da iç pazarı daraltıyor. Üretim maliyetlerinin öngörülemez biçimde artması, işletmelerin plan yapmasını neredeyse imkânsız hale getiriyor. Bir ay öncesinin maliyet hesabı, bugün geçerliliğini yitiriyor. Hammadde, enerji ve işçilik giderlerindeki dalgalanmalar, firmaların uzun vadeli düşünmesini engelliyor. Ayrıca krediye erişimde yaşanan güçlükler, birçok işletmeyi nakit sıkışıklığıyla karşı karşıya bırakıyor. Bankalar, teminat şartlarını ağırlaştırıyor; küçük üreticiye, esnafa nefes alacak alan kalmıyor. Bugün en çok konkordato başvurusu yapılan sektörlerin başında tekstil, inşaat ve metal ürün sanayileri geliyor. Bu 3 sektör, istihdamın ve üretimin bel kemiğini oluşturuyor. Bu nedenle burada yaşanan her sıkıntı, sadece firmaları değil, geniş bir ekonomik zinciri de etkiliyor. Bir fabrikanın üretimi durduğunda, o fabrikanın tedarikçisinden nakliyecisine, servis sağlayıcısından işçisine kadar herkes bundan etkileniyor. Bu durum, ekonomide “zincir iflaslar” olarak kendini gösteriyor. Konkordato sürecinde en büyük mağduriyetlerden biri de alacaklıların korunamaması. Bir işletme konkordato ilan ettiğinde, çoğu zaman alacaklı firmalar ve çalışanlar belirsizlik içinde kalıyor. Bu belirsizlik, piyasada güveni zedeliyor. Oysa bu süreçler, adil ve denetimli şekilde yürütülse, hem firmalar toparlanabilir hem de alacaklılar mağdur olmaz. Bizim önerimiz, konkordato süreçlerinde mutlaka “Alacaklılar Kurulu” oluşturulması yönündedir. Bu kurulda sadece finans temsilcileri değil, işçi temsilcileri de yer almalıdır. Çünkü bir şirketin geleceği sadece rakamlardan ibaret değildir; o işletmede emeğiyle çalışan insanların da söz hakkı olmalıdır. Bir diğer önemli konu ise, konkordato sisteminin bazı firmalar tarafından kötüye kullanılmasıdır. Ne yazık ki, bazı işletmeler zaman kazanmak amacıyla ikinci kez konkordato başvurusunda bulunuyor. Bu durum, hem sürecin ciddiyetini zedeliyor hem de piyasadaki güveni sarsıyor. Bu nedenle, aynı firma için ikinci kez konkordato başvurusuna izin verilmemelidir. Konkordato sadece işletmeleri değil, binlerce işçinin geçimini doğrudan etkiliyor. Üretim durduğunda, ilk etkilenen kesim işçiler oluyor. Bu yüzden konkordato sürecinde en hassas konulardan biri, çalışan haklarının korunması olmalı. Biz Anahtar Parti olarak, bu noktada Kıdem Tazminatı Garanti Fonu kurulmasını öneriyoruz. Böylece işveren ekonomik sıkıntıya düşse bile, işçinin hakkı güvence altına alınır. İşçinin emeği, bir alacak kalemi olarak değil, kutsal bir hak olarak korunmalıdır. Ülkemiz güçlü bir üretim kapasitesine ve çalışkan bir insan kaynağına sahip. Ancak bu potansiyelin korunabilmesi için şeffaf, adil ve sürdürülebilir bir ekonomik düzen kurulmalı. Biz Anahtar Parti olarak, üretimin, emeğin ve alın terinin yanında durmaya devam edeceğiz. Krizleri konuşmak kadar, çözüm üretmenin de sorumluluğumuz olduğuna inanıyoruz. Türkiye’nin yeniden üreten, güvenen ve büyüyen bir ülke olması için çalışmaya devam edeceğiz."

Kentsel Dönüşüm İçin Herkes Aynı Masaya Çözüm Odaklı Oturmalıdır Haber

Kentsel Dönüşüm İçin Herkes Aynı Masaya Çözüm Odaklı Oturmalıdır

Anahtar Parti Eskişehir İl Başkanı Çağlar Ölce İsmet İnönü Caddesi'nde düzenlediği basın toplantısında kentsel dönüşüm ile ilgili olarak açıklamalarda bulundu. Anahtar Parti Eskişehir İl Yöneticilerinin de hazır bulunduğu basın açıklamasında konuşan İl Başkanı Çağlar Ölce şu ifadeleri kullandı; “Bugün 13 Ekim Dünya Konut Günü. Bu gün bizlere sadece ev sahibi olmanın değil, güvenli bir yaşam sürmenin de temel bir hak olduğunu hatırlatıyor. Türkiye’de bu hak her geçen gün daha fazla tehlike altına giriyor, zaman daralıyor. Öncelikle hatırlatmak istiyorum. Artık Türkiye’nin bir Doğal Afetler ve Deprem Bakanlığına ihtiyacı var. Eskişehir’e bakalım. Eskişehir imiz olası bir depreme hazır değil. Bu, herkesin bildiği ama kimsenin açıkça söylemediği bir gerçek. Bugün Eskişehir’de 5 binden fazla bina ciddi risk taşıyor. Bu binalarda yaşayan 15 binden fazla insanın hayatı tehlikede. Artık süslü cümlelerin arkasına saklanmanın bir anlamı yok. Deprem geldiğinde kimse “bilmiyorduk” diyemez. 1999 yılından önce yapılan ve özellikle ana cadde üzerindeki binalar depremde yıkılmadan hemen yenilenmelidir. Parsel bazlı dönüşümler derhal durdurulmalı ve Ada bazlı emsal ve kat artışıyla, vatandaşa mali yük getirmeden kentsel dönüşüm yapılabilir. Bu mümkün. Yeter ki siyasi irade gösterilsin. Ama görüyoruz ki bu irade hâlâ ortaya konmuş değil. Eskişehir’in Gündoğdu, Sanayi Çarşısı ve diğer riskli ilan edilen 8 mahallesinde bir an önce harekete geçilmelidir. Lütfen Dikkat Buyrun ‘’Zaman Daralıyor''. Deprem ne zaman olur bilemeyiz ama hazırlıksız olduğumuz bir gerçektir. Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi binası bile yenilenmeye muhtaç olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz. TOKİ’nin Aşağıçağlan ve Kayapınar mahallelerinde planladığı konutlar, altyapı yetersizliği nedeniyle doğru tercihler değildir. Bu projeler Huzur, Erenköy, Fevziçakmak ve Yeşiltepe gibi altyapısı hazır bölgelerde yapılmalıdır. Bu hem aklın hem de bilimin gereğidir. Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce’nin “TOKİ’ye sağlanan imkanlar belediyelere de sağlansın” çağrısı doğru bir çıkıştır. Anahtar Parti olarak hükümete sesleniyoruz. Bakanlık ile yerel yönetimler arasındaki çekişme son bulmalı. Eskişehir’in kentsel dönüşümü için herkes aynı masaya çözüm odaklı bir şekilde oturmalıdır. Anahtar Parti olarak bu kentin her sokağını, her binasını önemsiyoruz. Eskişehir’in bina stoğu olarak da güvenli bir şehir haline gelmesi için üzerimize düşen her sorumluluğu almaya hazırız.”

Aleviler İçin Ayrıcalık Değil Eşitlik İstiyoruz! Haber

Aleviler İçin Ayrıcalık Değil Eşitlik İstiyoruz!

Anahtar Parti Eskişehir İl Başkanlığı tarafından Hacı Bektaş Veli Kültür Vakfı önünde alevi toplumunun yıllardır görmezden gelinen hakları ile ilgili bir basın açıklaması yapıldı. Düzenlenen basın toplantısında konuşan Anahtar Parti Eskişehir İl Başkanı Çağlar Ölce şu ifadeleri kullandı; “Bugün buradan açık, net ve samimi bir çağrı yapmak istiyorum. Alevi toplumunun yıllardır görmezden gelinen hakları artık daha fazla ertelenemez. Cemevleri, bu ülkenin milyonlarca vatandaşının ibadethanesidir. Buna rağmen cemevleri hâlen Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı. Bu kabul edilemez. Cemevleri, Cumhurbaşkanlığı’na yani Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlanmalı ve resmi olarak ibadethane statüsüne kavuşmalıdır. Camiler için geçerli olan bütün haklar, aynı şekilde cemevleri için de uygulanmalıdır. Vergi, imar ve mülk hakları güvence altına alınmalı, hiçbir ayrım gözetilmemelidir. Bu ülkede eşit yurttaşlıktan bahsediyorsak, inanç temelli ayrımcılığa da son vermek zorundayız. Alevi dedeleri de tıpkı cami imamları gibi devlet güvencesiyle görev yapmalı, eğitimleri, denetimleri ve ücretlendirmeleri devlet eliyle sağlanmalıdır. Bu, yalnızca bir hak meselesi değil, aynı zamanda eşit yurttaşlık ilkesinin gereğidir. Okullarda okutulan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinde Alevilik ve Bektaşilik de öğretilmelidir. Bu toplumun çocukları, kendi inançlarını öğrenme hakkına sahiptir. Aynı zamanda, her yurttaşın inanç ve kimlik bakımından eşit muamele görmesi anayasal güvence altına alınmalıdır. Alevilik ve Bektaşilik hakkında nefret söyleminde bulunanlar, tıpkı başka inançlara karşı nefret söyleminde bulunanlar gibi yargılanmalıdır. Cemevleri, bu ülkenin dini zenginliğinin parçasıdır. Devlet, camilere nasıl bütçe desteği, yatırım ve teknik imkan sağlıyorsa, aynı şekilde cemevlerine de sağlamalıdır. Alevi gelenekleri korunmalı, bu toprakların kültürel mirası olarak sahiplenilmelidir. Anahtar Parti olarak Aleviler için ayrıcalık değil eşitlik istiyoruz. Aleviler devlet tarafından eşit vatandaşlar olarak görüldüklerini artık hissetmek istiyor. Alevilerin sesi olmaktan ve bu mücadeleden geri adım atmayacağız.”

Milli Eğitim Müdürü Sinan Aydın Derhal İstifa Etmelidir! Haber

Milli Eğitim Müdürü Sinan Aydın Derhal İstifa Etmelidir!

Anahtar Parti Eskişehir İl Başkanı Çağlar Ölce, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret eden Mustafa Demirkan ile Eskişehir’de bir araya gelen İl Milli Eğitim Müdürü Sinan Aydın'a tepki gösterdi. Hamamyolu'nda bir basın açıklaması yapan ve İl Milli Eğitim Müdürü Sinan Aydın'ı istifaya davet eden Anahtar Parti Eskişehir İl Başkanı Çağlar Ölce şu ifadeleri kullandı; “28 Mayıs 2021 tarihinde Ayasofya Camii’nde yaptığı konuşmada Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e “zalim ve kafir” diyerek hakaret eden Mustafa Demirkan Pazar günü Eskişehir’deydi. Akşam saatlerinde kentimizde bilinen bazı isimlerle bir restoranda yemek yedi. O yemekte yer alan isimlerden biri hepimizi hayrete düşürdü: Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürü Sinan Aydın. Atatürk düşmanlığı ile bilinen bir kişiyle aynı masada bulunması, üstelik bunun görüntülenmesine izin vermesi asla kabul edilemez. Eskişehir, Atatürk sevdalısı bir kenttir. Bu şehirde görev yapan Milli Eğitim Müdürü’nün kiminle yan yana geldiğine, hangi mesajı verdiğine dikkat etmesi gerekir. Çünkü bu makam, sadece bir bürokratik görev değil; aynı zamanda toplumun çocuklara ve gençlere aktardığı değerlerin sorumluluğunu taşımaktadır. Dolayısıyla Sinan Aydın’ın bu davranışı büyük bir gaflet ve ciddiyetsizliktir. Kendisi derhal istifa etmelidir. Bununla da kalmadı. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin de kısa süre önce Eskişehir’e geldi. Ancak eğitim sorunlarına çözüm getirecek tek bir açıklama yapmadan ayrıldı. Yaptığı konuşmalarda yalnızca siyasi propagandaya yer verdi. Onlarca sorunun yaşandığı bir dönemde eğitimin geleceği hakkında tek kelime etmemesi, toplumun beklentilerini karşılamaktan çok uzaktı. Bu tavrı şaşkınlıkla ve üzüntüyle takip ettik. Milli Eğitim Bakanlığı, Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere bıraktığı en büyük emanetlerden biridir. Ancak geldiği nokta, hepimizi derinden endişelendirmektedir. Bu tabloyu kabul etmiyoruz. Anahtar Parti olarak bir kez daha altını çiziyoruz. Biz Mustafa Kemal Atatürk’ün çizgisinden asla ayrılmayacağız. İktidara geldiğimizde eğitim tüm kademelerde %100 ücretsiz olacak. Atatürk’ün fikirleri, çağdaş eğitim anlayışı içinde çocuklarımıza en doğru şekilde aktarılacak. Bu ülkenin kurucusuna “zalim ve kafir” diyen herkes hukuk önünde hesap verecek. Söz veriyoruz. Not alıyoruz. Bu zihniyetin takipçisi olmaya devam edeceğiz.”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.