SON DAKİKA
Hava Durumu

#Besici

Porsuk Haber Ajansı - Besici haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Besici haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Yörükkırka'da Süt Hijyeni Eğitimi Düzenlendi Haber

Yörükkırka'da Süt Hijyeni Eğitimi Düzenlendi

Eskişehir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, Hayvan Sağlığı, Yetiştiriciliği ve Su Ürünleri Şubesi tarafından 10–15 Kasım 2025 tarihleri arasında Odunpazarı ilçesine bağlı Yörükkırka Mahallesi’nde Süt Sağım/Süt Sığırcılığı Sağım Hijyeni ve Sanitasyon Eğitimi düzenlendi. Yörukkırka Mahallesi'nde düzenlenen eğitime 18’i kadın, 8’i erkek olmak üzere toplam 26 yetiştirici katıldı. Eğitim kapsamında yetiştiricilere: Süt sığırcılığında Meme sağlığı kontrolü ve ön muayene, Sağım öncesi ve sonrası hijyen uygulamaları, Sağım makinesinin doğru kullanımı ve bakımı, Mastitis gibi hastalıkların erken fark edilmesi, Hijyenik ve sürdürülebilir bir sağım rutini geliştirmek için dikkat edilecek hususlar detaylı şekilde anlatıldı. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü yetkilileri, doğru sağım tekniklerinin hem hayvan refahını artırdığına hem de işletmelerdeki ekonomik kayıpları önemli ölçüde azalttığına dikkat çekti. Eğitim sonunda İl Tarım ve Orman Müdürü Yüksel Çil’in katılımıyla düzenlenen törende katılımcılara katılım sertifikası, birer adet buzağı biberonu, sağım öncesi ve sonrası daldırma kapları, meme dezenfektanı ve 25 adetlik mastit test kartından oluşan sağım hijyen seti takdim edildi. İl Müdürü Yüksel Çil, törende yaptığı konuşmada, eğitimde edinilen bilgilerin günlük rutine uygulanması halinde, işletmelerde hem hayvan sağlığı hem de süt veriminde belirgin bir iyileşme görüleceğini, süt kalitesindeki artışın ise üreticilerin ekonomik kazancına ve müşteri memnuniyetine olumlu yansıyacağını vurguladı.

Hayvan Varlığı Azalıyor, Kişi Başı Et Tüketimi Düşüyor Haber

Hayvan Varlığı Azalıyor, Kişi Başı Et Tüketimi Düşüyor

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Türkiye’de hayvancılık sektörünün her geçen yıl daha ağır bir krize sürüklendiğini belirterek hayvan varlığındaki azalma, et–süt fiyatlarındaki yükseliş, artan ithalat ve yanlış politikaların üreticiyi çökerttiğini söyledi. Gürer, özellikle 2025 yılında şap hastalığı nedeniyle yaşanan kayıpların da kamuoyundan gizlendiğini ifade ederek ‘Besici desteklenmezse Türkiye’nin et–süt sorunu kalıcı hale gelir’ uyarısında bulundu. “HAYVAN VARLIĞI AZALIYOR, KİŞİ BAŞI ET TÜKETİMİ DÜŞÜYOR” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, hayvancılıkta yaşanan krizin derinleştiğini belirterek, “Ülkemizde hayvancılıkla ilgili sorunlar giderek artıyor. Hayvan varlığımız azalıyor, kişi başı et tüketimi düşüyor. Hayvan varlığının azalmasıyla ortaya çıkan sorunlar ithalatla kapatılmaya çalışılıyor.” Gürer, 1980 yılı ile 2024 yılı arasındaki tabloyu karşılaştırarak, nüfus iki katına çıkmasına rağmen hayvan varlığının gerilediğine dikkat çekti. 1980’de 84,5 milyon olan toplam hayvan varlığının 2024’te 71,8 milyona düştüğünü belirten Gürer, “Nüfusumuz 90 milyona ulaştı, ancak kişi başına düşen et varlığı geriledi” dedi. İTHALAT ARTIYOR: “3 YILDA 1 MİLYON 700 BİNDEN FAZLA HAYVAN GETİRİLDİ” CHP’li Gürer, et ithalatının hızla arttığını da belirterek, “2023 yılında 818 bin 17 hayvan ithal edildi; 1 milyar 163 milyon dolar ödendi. 2024’te ithal edilen hayvan sayısı 373 bin 126 oldu; 704 milyon dolar ödendi. 2025 yılı henüz bitmedi ama 526 bin 554 hayvan ithal edildi, karşılığında 831 milyon dolar ödendi.” Gürer, üç yılda toplam 1 milyon 717 bin 697 hayvan ithal edildiğini, Türkiye’nin bu ithalat için 2 milyar 699 milyon dolar ödediğini belirtti. “Ne ette sorun bitiyor ne sütte. İthalat artıyor ama hayvan varlığımız artmıyor.” ifadelerini kullandı. “YEM FİYATLARI VE AHIR GİDERLERİ ÜRETİCİYİ BİTİRDİ” Hayvancılığın sorunlu hale geldiğini söyleyen CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, bunun temel nedenlerini tek tek sıraladı: “Yem fiyatlarının sürekli artması hayvancılığı sürdürülebilir olmaktan çıkardı. 50 kiloluk süt yemi 900 liraya dayandı. Ahır giderleri durmuyor. Hayvancılık kârlı bir iş olmaktan çıktı. Besiciler ödemelerde güçlüğe düşünce icra yoluyla hayvanlarına el konuyor. Böyle olunca hayvancılığın sürdürülebilirliği sorunlu hale geldi.” “ÇİĞ SÜT FİYATI ARTMIYOR, ÜRETİCİ KAYBEDİYOR TÜKETİCİ PAHALI ALIYOR” Çiğ süt fiyatının maliyetlerin altında kalmasının küçük aile işletmelerini bitirme noktasına getirdiğini belirten Ömer Fethi Gürer, “Çiğ süt fiyatı küçük aile tipi işletmelerde artmayınca maliyetlerin altında bir süt fiyatı oluştu. Üretici kazanamıyor, tüketici daha pahalı ürün alıyor. Bu işte ithalatçılarla aracılar vurgunu vuruyor, iktidar seyrediyor,” diye konuştu. “ŞAP HASTALIĞI KAYIPLARI GİZLENİYOR” Gürer, 2025 yılında yaşanan şap hastalığı krizine de dikkat çekerek, “2025 yılında şap hastalığıyla ortaya çıkan kayıplardan dahi bakanlık doğru bilgi vermiyor. Çok sayıda hayvan öldü. Et ve süt kayıpları oluştu. Hayvancılık bu yıl daha sorunlu bir biçime dönüştü,” dedi. “ÇÖZÜM: MERA HAYVANCILIĞINA DÖNÜŞ VE BESİCİNİN DESTEKLENMESİ” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, hayvancılıkta yaşanan sorunların çözümünün doğru politika uygulamalarıyla mümkün olduğunu belirterek, “Hayvancılıkta sorunların bitmesi için mera hayvancılığına dönülmesi gerekiyor. Ahır giderleri düşürülmeli, her yerde veteriner bulundurulmalı. Besici desteklenmeli. Kırsalda yeniden hayvancılık mera hayvancılığına dönüşmeli. Kapalı alanda yapılan hayvancılığın yarattığı giderlerdeki artış mera hayvancılığıyla düşürülmeye çalışılmalıdır,” şeklinde konuştu. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, hayvancılıkta ithalat odaklı politikaların yerini üreticiye destek veren bir anlayışa dönüştürülmemesi durumunda hem üreticinin hem tüketicinin ağır bedel ödeyeceğini belirterek iktidarı kalıcı ve yapısal önlemler almaya çağırdı. İTHALATTA KİRLİ İLİŞKİLER CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer 2010 yılında et ve hayvan ithalatı başladığını hatırlatarak 10 milyona yakın hayvan ithalatının sorunlara çözüm olmadığı gibi Büyükbaş Hayvan varlığının da yerinde saydığına ve et hayvan ithalatı başladığından beri skandallarında sürekli gündemde olduğuna işaret etti. Gürer hayvan ve et ithalatında birileri vurgun vurduğunu halkın ise uygun fiyatla et beklentisi karşılanmadığını söyledi. Son dönemde et ve süt kurumu ithalat yapsa da eti ve hayvanı temin edenlerle ilgili de iddialarının arkası kesilmediğini ve kirli ilişkilerin ortaya döküldüğünü, yerli üretici, besici yerine ithalatı vurguncularının önü açıldığını, ithal yemle de yerli üretici sürekli zamlanarak çok yönlü hayvancılığı sürdüremez kılınmaya çalışıldığını belirtti.

Hayvancılığı Sürdürecek Halimiz Kalmadı Haber

Hayvancılığı Sürdürecek Halimiz Kalmadı

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu üyesi Ömer Fethi Gürer, Eskişehir’in Sakintepe Mahallesi’nde hayvancılıkla uğraşan üreticilerle bir araya gelerek sektörün geldiği noktayı yerinde dinledi. Görüşmede üreticiler yüksek girdi maliyetleri, düşen gelirler ve artan ithalatın yarattığı tahribatı anlattı; Gürer ise hem sorunları özetledi hem de bu tabloya dikkat çekti. ÜRETİCİNİN DRAMI: “GİRDİ FİYATLARI KATLANIRKEN GELİR SABİT” Sakintepe’den üretici Ali Özmen, yıllardır süren aile mesleğinin artık sürdürülemez hale geldiğini anlattı. Özmen’in sözleri, bölgedeki üreticilerin içinde bulunduğu çaresizliği özetledi. “Önceden 20 tane büyükbaş kurbanlığım olurdu fakat zarar etmeye başladığım için bu sene sadece 2 tane kurbanlığım var. Gördüğünüz gibi yem fiyatlarına her gün zam geliyor. Geçen sene samanı 2 liraya alıyorduk, sonra 4 liraya çıktı. Önce 150 liraydı, şimdi 250 lira oldu. Girdilerimiz en az %100 arttı ama hayvan kesim fiyatı aynı kaldı. Yani çalışırken kazanamıyoruz. Bu yüzden üretimi küçülttüm. Böyle giderse hayvancılığı bırakacağım. Ben babamdan devraldım, yıllardır bu işi yapıyoruz. Mesleğim bu ama artık sevdiğim bir işi yapamaz hâle geldim. 50 kiloluk süt yemi 800 lira civarında. Her hafta zam geliyor. Yem bayisi hemen karşımızda, her hafta fiyat artıyor. Buradaki zamlar samana, yoncaya, silaja da yansıdı. Her şeyin fiyatı arttı. Hayvancılığı sürdürecek halimiz kalmadı” dedi. Özmen, sadece ekonomik kayıpları değil duygusal boyutu da vurguladı: “Böyle giderse bırakacağız. Göz göre göre batmak istemiyorum. Babamdan kalan malı da böyle giderse bitireceğim. Her sene daha kötüye gidiyoruz, nereye kadar gideceğini bilmiyorum. Geçen sene kurbana 20 büyükbaş, 50 küçükbaş hayvanla girdim. Bu sene sadece birkaç tane hayvanım kaldı. Onları da sevdiğim için tutuyorum. Para kazanamayacağımı bile bile uğraşıyorum. Yem desteği zaten yok. Bile bile zarar etmenin anlamı kalmadı”. GÜRER: “ÇİFTÇİ, BESİCİ, ÜRETİCİ ZARAR EDİYOR — RAF PAHALI, ÜRETİM ZARARINA” CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Sakintepe’deki üreticilerle görüştükten sonra hayvancılık sektöründeki genel tabloya dikkat çekti: “Ülkemizde 16 milyon 800 bin büyükbaş hayvan var. Yerli ırkımız ise 1 milyonun altına düştü. Hayvancılıkta sorunlar katlanarak artıyor. İthalat yapıyoruz ama yine de sorun bitmiyor. Artık ahırda ve ağılda hayvan varlığı azalıyor.” Diye konuştu. Gürer, “Çiftçi zarar ediyor, besici zarar ediyor, üretici zarar ediyor. Tarımdaki bu sorunlar büyüdükçe raftaki ürünün fiyatı da artıyor. Nasıl olacak bu iş?” diye sordu. Sektördeki maliyet kalemlerini tek tek sıralayan CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Ahır giderleri artıyor; veteriner, aşı, işçilik, yem maliyetleri katlanıyor. Ama hayvanı satarken para kazanamıyoruz. Vatandaş eti pahalıya alıyor, o da dertli. Demek ki birileri bu işten kazanıyor. Türkiye sürekli ithalat yapıyor, nereye gidiyor bu hayvanlar? 2010 yılında ithalat başladı, bugüne kadar 10 milyon hayvan geldi bu ülkeye. Buna rağmen hayvan açığı bitmedi. Varlığımız 16 milyon 800 bin büyükbaş görünüyor, 10 milyonu ithal geldiğine göre demek ki birileri bundan kazanç sağlıyor.” ÜRETİCİ KAZANAMIYOR Besici Ali Özmen, yerel düzeyde emek ve alın teriyle uğraşan çiftçilerin kazancının eridiğini söylerken, sorunun sadece saha koşullarından kaynaklanmadığını; sistemik ve yapısal bir eşitsizliğin var olduğunu belirtti: “Ankara’da birileri kazanıyor, biz burada kazanmıyoruz. Yani üretici, besici kazanmıyor ama kim kazanıyor bilmiyorum. Daha önce süt üreticiliği yapıyorduk. Şimdi besicilik yapıyorum ama seneye onu da bitireceğim. Şu anda sadece hayvan sevgimden devam ediyorum. Süt üretiminden para kazanamadık, besicilikten de kazanamıyoruz. Böyle giderse hayvanları satıp parasını bankaya koyacağım, altın alacağım. Altın hepsinden kârlı. Niye uğraşayım?” Dedi. CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer köy kahvesinde de besici ve üreticilerle biraraya gelerek sorunlarını dinledi. Burada yaptığı konuşmada Tarımın sorunlarını da çözümü de biliyoruz. İktidar ithalat ve tüccara bıraktığı tarımı kamucu bir yaklaşımla düzenleyeceğiz. Kooperatifçiliği geliştireceğiz. Tarımda kullanılan akaryakıt vergi almayacağız. Alım garantili maliyet artı makul kar ile ürünü üreticiden alacağız. Aracılık sistemini daraltacağız. İthalci değil yerli üretici ve besiciye sahip çıkacağız” dedi.

Gürer: "Besicide Çiğ Süt Fiyatı Yerinde Sayıyor" Haber

Gürer: "Besicide Çiğ Süt Fiyatı Yerinde Sayıyor"

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, küçük aile tipi işletmelerinde sıcak süt depolama olanağı bulamayan üreticinin, Ulusal Süt Konseyi’nin belirlediği fiyatın altında aracılara süt satmak zorunda kaldığını söyledi. Ulusal Süt Konseyi’nin tavsiye fiyatı olarak belirlediği 17.55 TL’den küçük aile tipi işletmelerin ürün satamadığını ve sütün 14.00 TL civarında aracılar tarafından toplandığını ifade eden Gürer, Ulusal Süt Konseyi’nin açıkladığı tavsiye fiyatının sanayiciye yaradığını ve sanayicinin satışa sunduğu süt ve sütten mamul ürünlerin raf fiyatına artışın derhal yansıdığını belirtti. Sürekli artan yem fiyatları ile süt inekçiliğinin küçük aile tipi işletmeleri için giderek sürdürülebilir olmaktan çıktığına dikkat çeken Ömer Fethi Gürer, Ulusal Süt Konseyi’nin tavsiye fiyatına küçük işletmelerin süt satamazken yem ve sanayi sütü ile sütten mamul ürünlerin raf fiyatına düzenli zam geldiğini ifade etti. Hayvancılık yaparak geçimini sağlayanın sıkıntısı sürerken, rafta ürün alan vatandaşın daralan alım gücü ile ürüne erişiminin de sorun olduğunu vurguladı. "Aracı, sanayici ve de marketçi satış fiyatlarını giderine göre artırmaya devam ediyor" dedi. KIRSAL KALKINMA DESTEKLERİ SADELEŞTİRİLMELİDİR CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, kırsal destekleme ile tarım kesimine yönelik düzenlemelerde de iyileştirmelere ihtiyaç olduğunu belirtti. Gürer, "KKYDP (Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı), tarımsal üretimi desteklemek ve kırsal kalkınmayı teşvik etmek amacıyla yürütülen hibe programı kapsamında sadece ithal hayvanda kapasite raporu verilmesinin başvuru aşamasında sorun oluşturduğunun dile getirildiğini söyledi. Gürer: 20-100 arası hayvanı olan başvuru yapan üreticilerden iş yeri açma ve çalışma ruhsatı köylerde özel idare, beldelerde belediyelerden isteniyor. Bu da başvuru sayısının az olması anlamına geliyor. Kapasite artırımı, teknoloji yenileme ve/veya modernizasyon niteliğindeki başvurular için başvuru konusu ve niteliği ile ilgili üretim izin belgesi (işletme kayıt belgesi/işletme onay/şartlı onay belgesi), işyeri açma ve çalışma ruhsatı, demirbaş kayıt listesi, yatırıma ait fotoğraflar ile kapasite raporu veya ekspertiz raporu; varsa tesisin hastalıktan ari işletme olduğuna dair belge talep ediliyor. Bu durumda altyapı yatırımlarında küçük çiftçilerimiz, hayvancılarımız başvuru yapamıyorlar. Bu nedenle bu ve benzer konularda düzenlemeler sağlanması bekleniyor" dedi. KIRSAL DÖNÜŞ İÇİN HİBE VE DESTEKLERDEN YARARLANILMALI CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, kırsalın desteklenip gelir düzeyini artırıcı ve yeniden geriye dönüşü teşvik edici uygulamaların önem arz ettiğine dikkat çekti. Gürer, "Aile işletmeciliği, tarımsal üretim ve tarıma dayalı sanayi için önemli bir destek noktasıdır. Dünyada hayvancılığın olduğu her yerde aile işletmelerinin varlığı, büyük çiftlikler için de dayanak noktasıdır. Bu nedenle mikro, küçük ve orta ölçekli işletmelere sağlanacak destekler önemlidir. Kırsalda ekonomik altyapının güçlendirilmesi, üretici besicinin teknoloji ile buluşması, sağlanan desteklerden beklenen faydanın oluşması ve teknolojik yatırımların desteklenmesi sürecin doğru ve planlı yürütülmesi ile olur. Kırsal Kalkınma Destekleri kapsamında tarıma dayalı ekonomik yatırımlar ve kırsal ekonomik altyapı yatırımlarının desteklenmesinde oluşmuş sorunlar, güncel çözümler üretilerek, tüm tarafların katkısı alınarak uygulanabilir ve yaygınlığı sağlanacak düzeyde değerlendirilmelidir" dedi. SÜT TOPLAMA MERKEZİ CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, küçük aile tipi işletmelerinde ve özellikle 1-20 süt ineği olan besicilerde süt sağımı sonrası sütün sıcak iken satışa sunulduğuna işaret ederek, çiğ süt toplama tankı yoksa sütün, Ulusal Süt Konseyi tavsiye fiyatı yerine aracı tarafından belirlenen fiyatla satıldığını ifade etti. "Aracı, topladığı sütü sanayiciye fabrikaya taşımaktadır. Böylece süt daha ilk aşamada iki el değiştirmekte ve rafa kadar toptancısı ve satıcısıyla en az dört elden geçmektedir. Sütün toplanması, süzülmesi, soğutulması ve uygun şartlar altında depolanması süt fiyatını doğrudan etkilemektedir" dedi. Ömer Fethi Gürer, "Süt toplama merkezleri yeni tesis ile teknoloji yenileme ve/veya modernizasyon niteliğindeki başvuruların hibe desteği kapsamında değerlendirildiğini; hem mevcut süt işleme tesisi olan yatırımcılar hem de işletmesi olmadığı halde sadece süt toplama merkezleri kuracak olan yatırımcıların proje başvurusunda bulunabildiklerini" belirtti. CHP Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman, Köyişleri Komisyonu üyesi Ömer Fethi Gürer, "Tesislerde süt; günlük toplanacaksa +8°C’den, günlük toplanmayacaksa +6°C’den yüksek olmayan sıcaklıklarda muhafaza edilmek durumundadır. Çiğ süt toplamada tankların en az 1000 L/gün kapasitede olması hibe desteğinde gerekli görülmektedir. Tank ve süt kamyonu için belirlenen kriterler ve süt kabulünde değer tespiti yapacak makine ve ekipmanlar hibe desteği kapsamında tanımlanmıştır. Süt ve süt ürünlerinin işlenmesi, paketlenmesi ve depolanmasına; işletmede üretim sırasında oluşan peynir altı suyunun süt ürünü olarak değerlendirilerek ekonomik değerinin artırılması için proje başvuruları yapılabilmektedir. Bu bağlamda hibe desteğinin erişiminin yaygınlaştırılması, kolaylaştırılması ve sadeleştirilmesi, daha çok işletme için yol gösterici ve uygulayıcı olmasına vesile olacaktır. Küçük aile tipi işletmelerinde sıcak süt sağım sonrası depolama olanağı olmaması, fiyatın belirlenmesinde besicinin belini bükmektedir. Hijyen şartlarında belli bir süre toplanma tanklarıyla süt alınması, ilk elde üreticinin ve besicinin elini güçlendirecektir. Bu nedenlerle hibe destekler kırsal yolunu açacak ve küçük aile tipi işletmelerin de yararlanmasını sağlayacaktır" dedi.

Hepimizin Sonu Hayvanları Kesime Yollamak! Haber

Hepimizin Sonu Hayvanları Kesime Yollamak!

CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, besicilerin sorunlarını dinledi. Ulusal Süt Konseyi’nin çiğ süt fiyatını 17 lira 15 kuruş açıklamasına rağmen, sütü en fazla 12-13 liradan satabilen besiciler, yem fiyatları artarken düşen süt fiyatları karşısında sürekli zarar eder noktaya geldi. Çiftliklerini kapatma aşamasında olan besiciler, Başevirgen’e dert yandı. Artık nakit para akışının olmadığını söyleyen bir besici, “Yemi alıyoruz, karşılığında süt veriyoruz. Para alışverişi 2 yıldan beri tamamen kalktı. Hayvanlarda da şu an bir para döngüsü yok. Tamamen kredi üzerine dönüyor. Bizden sonrası artık yok. Bu bölgede üretim tamamen bitecek. Hepimizin sonu hayvanları kesime yollamak” dedi. Bir diğer besici ise, “Bu işi en fazla yapabileceğimiz 5 sene bilemedin 10 sene daha, ondan sonra Allah kerim. Yapma şansım yok” sözleriyle besiciliği bırakacağını ifade etti. CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, Manisa’da besicileri ziyaret ederek sorunlarını dinledi. Ulusal Süt Konseyi’nin çiğ süt fiyatını 17 lira 15 kuruş olarak açıklamasına rağmen sütü 12-13 liradan satabilen besicilerin kazandıkları giderlerini karşılamaz hale geldi. Yem fiyatları artarken, süt fiyatlarının düşmesiyle sürekli zarar eden besicilerin süt hayvanlarını kesime göndermekten başka çareleri kalmadı. “MASRAFLARI BANKALARDAN KREDİ KULLANARAK KARŞILIYORUZ” Başevirgen’e dert yanan bir besici, “Devletin belirlediği rakam 17 lira 15 kuruş ama şu anda 12 buçuk liradan süt veriyoruz. Ayın birine kadar 12 buçuk liraydı ama şu anda fiyat belli değil. Hiç kimse bir şey açıklamıyor. Geçen yıl 480 liraya yemin çuvalını alıyorduk Nisan ayına kadar 14,5 liraya süt satıyorduk. Ondan sonra süt fiyatını 12,5 liraya düşürdüler, yem oldu 700 lira. Masrafları bankalardan kredi kullanarak karşılıyoruz, ayakta durmaya çalışıyoruz. 2 milyon lira yem için kredi aldım. O da 3 ayda bitti” dedi. “YEMİ ALIYORUZ, KARŞILIĞINDA SÜT VERİYORUZ. PARA ALIŞVERİŞİ 2 YILDAN BERİ TAMAMEN KALKTI” Verdikleri sütün karşısında para talep edemediklerine dikkat çeken bir diğer besici ise para talep etmeleri durumunda sütü almamakla tehdit edildiklerini belirtti. Besici, “Şu anda 17 lira 15 kuruştan süt satan besici yok. Bana son gelen süt alım fiyatı 12 liraydı. Yemi alıyoruz, karşılığında süt veriyoruz. Para alışverişi 2 yıldan beri tamamen kalktı. Hayvanlarda da şu an bir para döngüsü yok. Tamamen kredi üzerine dönüyor. Ziraat Bankası’ndan da kredi kullanamıyoruz. Özel bankalardan aldığımız kredilerle dönüyor. Ziraat Bankası gecikmelerden dolayı kredi vermiyor. Bu ortamda malın karşılığında para alamıyorsan gecikmeye düşmemen de mümkün değil” ifadelerini kullandı. Şartların zorlaştığından dolayı birçok kişinin devam edemediğini söyleyen besici, “Besi hayvanından daha çok süt hayvanı kesiliyor. Şu anda mükemmel derecede süt hayvanı kesiliyor. Kimsenin devam etme şansı kalmıyor. 6 ay 1 yıl sonrasında devam edemiyor. Hep zarar ederek ne kadar devam edebilirsin ki? Şu an da zaten her şeyi ithal ediyoruz ama herhalde daha da yüksek oranlarda ithal edeceğiz. Birçoğu hayvancılığı bırakıp büyük şehirlere göç ediyor. Bizden sonrası artık yok. Bu bölgede üretim tamamen bitecek. Hepimizin sonu hayvanları kesime yollamak” diye konuştu. “35 YILDIR BU İŞİ YAPIYORUM, BU KADAR ZOR BİR DÖNEMİ HİÇ GÖRMEDİM” Yem fiyatlarının yüksekliğinden şikayet eden bir diğer besici ise, “Satılacak 6-7 tane hayvanım var. Başka çıkar yolumuz yok. Masrafları çıkartamıyorum. Yıllarımızı döktük ama karşılığı yok. Kahvede bir bardak çay olmuş 7,5 lira, su 10 lira, sütün fiyatı ise 12 lira. 35 yıldır bu işi yapıyorum, bu kadar zor bir dönemi hiç görmedim. Bu sene bıçak kemiğe dayandı desem yeridir. Bu işi en fazla yapabileceğimiz 5 sene bilemedin 10 sene daha, ondan sonra Allah kerim. Yapma şansım yok” sözleriyle Başevirgen’e dert yandı. “KAZANMAK İÇİN SÜT FİYATININ 20 LİRA OLMASI LAZIM” Süt fiyatlarının düşüklüğünden, yem fiyatlarının ise çok artmasından şikayet eden besiciler ise Başevirgen’e sorunlarını şu sözlerle aktardı: “Sütü 14,5 liraya verdiğimiz zamanlar 520 liraya süt yemi alıyorduk. Sütü 12,5 liraya düşürdüler, süt yemi 650-730 lira arasında oldu. Arpa yemini bile 480 liraya alıyoruz, çok çılgın bir rakam. Bunun sonunda zamanla ufak çiftlikler kapanacak. Üç sene önce hayvancılığı daha da geliştireyim, sütü artırayım diyordum. Ama 2 sene sonra bütün fikirlerim değişti. Zaman artık aile ticareti oldu. Kazanmak için süt fiyatının 20 lira olması lazım. Geçtiğimiz yıl süt hayvanları kesime gidiyordu, yine aynısı olacak. Adam bakamayınca ne yapacak mecbur kestirecek. Yem geçen yıl 470 liraydı şimdi kalitesine göre 680, 730 liraya yem alanlar var. Sütü Haziran ayında 14,5 liraya verdim. Sütü 13,5 lira yaptılar, 13 yaptılar, en son 12,5 lira yaptılar. Yem fiyatı arttı süt fiyatı geriye geldi.”

Gürer: “Et Sorununun İthalatla Çözülmeyeceğini İktidar Görmelidir” Haber

Gürer: “Et Sorununun İthalatla Çözülmeyeceğini İktidar Görmelidir”

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, AKP iktidarları döneminde tarımın her alanının sorunlu kılındığını söyledi. Gürer, “2010 yılında başlayan canlı hayvan ve aralıklı olarak da devam eden et ithalatı ile 2024 yılına kadar yurt dışına akıtılan 11 milyar 357 milyon 207 dolar ile hayvancılıkta sorunları çözerdik. Bakanlık, ette Ramazan ayı öncesi fahiş fiyat oluşmasın diye 40 bin hayvan edileceğini duyurdu. Her ithalat hayvancılığı daha da sorunlu kılıyor. 14 yılda 10 milyon baş hayvan ithal edildi de et ucuzladı mı? 12 lira kilosu olan et, kesimhanede 400 TL, kasapta 600 TL’yi aştı. Çözüm, küçük aile tipi işletmelerde boşalan ahırları yeniden sisteme katmak. Hayvancılığı dahi yandaşa gelir kapısı kılan bir anlayış var.” dedi. BESİCİNİN YANINDAYIZ CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Sık sık hayvancılık yapanları ziyaret ediyorum. Niğde’nin Çiftlik ilçesinde, ‘Bu iş bitti’ diyen çok hayvan sahibi dinledim. Niğde’nin Altunhisar ilçesinde küçükbaş hayvancılık yapan üretici Çağlar Bayazıt ile ağılında görüştüm. 8 nüfusla koyun yetiştiriyorlar. Et için hayvancılık yapıyorlar ama çok dertliler.” diye konuştu. KÜÇÜKBAŞ HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİNE UYGUN CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, hayvancılığın artan maliyetleri karşısında üreticilerin yaşadığı zorluklara dikkat çekti. Gürer, “Ülkemizde hayvancılıkta sorunlar yaşanıyor. Hayvancılığın en önemli giderlerinden biri yem. Büyükbaş hayvanlar 12 ay kapalı ortamda beslenmek durumunda olduğu için daha çok giderleri var. Ülkemize en uygun olanın küçükbaş hayvan olduğu, daha çok koyunculuğun geliştirilmesi gerektiği sıkça dile getiriliyor. Bu yolla et açığının da ortadan kalkacağı belirtiliyor.Yem hammaddesi dışa bağlıyız o nedenle mera hayvancılığını geliştirerek maliyetleri düşünebiliriz Her ne kadar mera alanlarımız 1940’larda 44 milyon hektar olsa da günümüzde 14 milyon hektara gerilese de ıslah ederek bu meralarla dahi hayvancılığı geliştirebiliriz  .”dedi. “YEM FİYATLARINA YETİŞEMİYORUZ” Küçükbaş hayvan yetiştiricisi Çağlar Bayazıt ise artan maliyetlerin sektörü nasıl çıkmaza sürüklediğini şu sözlerle anlattı: “Çocukluğumdan beri küçükbaş hayvan yetiştiriciliği ile uğraşıyorum. Yem maliyetlerinin önüne geçemiyoruz. Geçen sene 500 lira olan yem bu yıl 750-800 lira. Baş edemiyoruz. Yem fiyatları uçuk, saman fiyatları uçuk. Meralarımız da kısıtlı; meralarda ot yok, yağış da az bu sene. Hayvan sayımızı azalttık, 150-200 hayvan kadar azalttık. Çünkü maliyetlerin önüne geçemedik.” Bayazıt, ayrıca kredi borçlarının yükü altında ezildiklerini belirterek, “Banka faizlerinin önüne geçemiyoruz. Çoğunluğumuz bankadan kredi kullanıyoruz. Kredi faizleri yüksek. Özel bankadan alıyoruz, %60 faiz. Ziraat Bankası’ndan almak istiyoruz ama Ziraat da çok zor veriyor. Kredi almakta zorlanıyoruz. Şu an banka borcuyla bu işi yapıyoruz. Yani fiyatlar sürekli artıyor. Ete 5 lira zam geliyorsa yeme 20 lira zam geliyor.” dedi. HAYVANCILIK YAPAN DA KALMADI Üretici Bayazıt, “Hayvancılığın sürdürülebilirliği geçmişe göre ciddi anlamda sorunlu. Çoban da biziz, her işiyle biz ilgileniyoruz. Burası bir aile işletmesi zaten. Çoban tutsak bu maliyetlerin içinden hiç çıkamayız. Bir çobanın aylığı olmuş 50 bin lira. Bu gidişle bu işin sürdürülebilirliği zor. Bu bölgede zaten küçükbaş yapan da kalmadı. Eskiden daha fazlaydı, şimdi azaldı.” diye konuştu. Gürer ise “Yıllardır küçükbaş hayvancılıkla uğraşanlar para kazanamadığını söylüyorlar. Yani küçükbaş hayvancılık, büyük fazla hayvanı olan işletmeler için getirisi olan bir konumda olabilir ama küçük aile tipi işletmeleri dediğimiz yerlerde sorun var”dedi. “PARA KAZANMA DEVRİ BİTTİ” Üreticilerin yaşadığı sorunları anlatan Çağlar Bayazıt, küçükbaş hayvancılığın sürdürülebilirliğinin giderek zorlaştığını belirterek, “Samanı, silajı yemin yarısını biz yetiştiriyoruz. Geri kalanının tamamını dışarıdan alıyoruz. Şu an saman hemen hemen 4-4,5 lira. Küçükbaş hayvancılık yapanlar para kazanmıyor. Bitti bu iş; para kazanma devri bitti. Kredi alırken araç, tarla, araba, evi ipotek veriyoruz. Ama ipoteğe karşı dolgun bir kredi de alamıyoruz. Hayvancılığı bırakıp çok sayıda icralık olan var. Kredilerin faizleri nedeniyle bu işi bırakıyorlar.” dedi. “ARACILAR KAZANIYOR, ÜRETİCİ VE TÜKETİCİ KAYBEDİYOR” Bayazıt, et fiyatlarının düşük, yem fiyatlarının ise yüksek olduğu bir ortamda üreticinin para kazanamadığını ifade etti: “Tüccar gelip benden 5 liraya alıyorsa, kasapta 10 lira. Mezbahane kesim fiyatı şu an 420 lira. Raf fiyatı 650’nin üzerinde. O zaman da besici bu işten para kazanamıyor ama vatandaş da pahalı et yiyor. Arada aracılar kazanıyor. Yetkililerden beklentimiz, yem maliyetlerini düşürmeleri, kredi verilmesini kolaylaştırmaları, faizlerin düşürülmesini sağlamaları. Bize destek olsalar bu işi severek yaparız. Ama öyle olmazsa bir iki seneye herkes bu işi bırakacak.” “GEÇMİŞTE SEVEREK YAPIYORDUK, ARTIK ZORLA DEVAM EDİYORUZ” Son yıllarda hayvancılığın sürdürülemez hale geldiğini vurgulayan Bayazıt, “600’e yakın hayvanım var. Bunlardan 500-550 kadar yavrulayacak. Yetkililerden beklentimiz, hayvancılık yapanlara biraz destek olmaları; yem maliyetlerini düşürmeleri, kredi verilmesinin kolaylaşmasını sağlamaları, faizlerin düşürülmesini istiyoruz.Bize destek olsalar bu işi biz severek yaparız. Ama öyle olmazsa bir iki seneye herkes bu işi bırakacak. Buralarda doğduk, buralarda büyüdük. Çocukluğumuzdan beri bu işi yapıyoruz. Ailemiz 8 nüfuslu; 8’imiz de bu işle uğraşıyoruz. Yeter ki para kazanalım, severek yaparız. Para kazanmazsak ne yapacağız? Satıp bitirip gideceğiz. Bundan 5-6 yıl önce hayvancılık çok iyiydi, para kazanıyorduk, severek yapıyorduk. Son 5-6 yıldır bir tat almıyoruz. Sene seneyi aratıyor; gelir-gider dengemiz geçmişe göre çok düştü.” şeklinde konuştu. BAKANLIK FAHİŞ FİYATA ÇÖZÜMÜ İTHALATTA DEĞİL, YERLİ ÜRETİMDE ARAMALIDIR CHP Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım Orman Köyişleri Komisyon Üyesi Ömer Fethi Gürer, Tarım ve Orman Bakanlığının Ramazan sürecinde et sorunu yaşanmaması için 40 bin baş hayvan ithal edileceği açıklamasını, "Hayvancılıkta sorunu çözemeyen iktidarın düştüğü durumun görülmesi adına ibret vericidir." diyerek eleştirdi. Gürer, “Ülkemizde hayvan varlığında Avrupa birincisiyiz diye türkü söyleyenler, Ramazan ayı için hayvan ithal edecek duruma düştüklerini itiraf ediyorlar.” dedi. Gürer, “Bakanlık açıklamasında bir skandal ifade de, fahiş fiyat artışlarının önüne geçmek amacıyla 40.000 canlı hayvan tedarik edileceği belirtilmesidir. Bakanlık, raftaki ette fahiş fiyat olabildiğini de bu yolla kabullenmektedir. Ayrıca karkas etler, uygun fiyattan PERDER üyesi marketlere, Tarım Kredi Kooperatifi marketlerine, yemek firmalarına ve et sanayicilerine ulaştırılacaktır. Böylelikle her Ramazan ayı öncesinde sebepsiz yere yapılan fahiş fiyat artışlarının önüne geçilmesi amaçlanmaktadır.” ifadesine dikkat çekerek, “Et ve Süt Kurumu ithal ettiği hayvanı ikinci bir el ile satışa sunarak fiyatına yansıtacaktır. Doğrudan Et ve Süt Kurumu, vatandaşa sürekli talebi karşılayacak doğrudan et satımı yapıp daha uygun fiyatla et ulaşımı sağlamalıdır. Son iki yılda yalnızca 1 milyon 200 bin baş büyükbaş ithalatı et sorununa çözüm oldu mu da 40 bin hayvan çözüm olsun? Hayvancılıkta yerli ve yerel desteklerle ve doğru bir planlama ile hem et ucuz tüketilir, hem ithalat yerine yerli besici desteklenir. Gittiğimiz ahır ve ağıllarda, 'Hayvancılığı bırakmayı düşünüyoruz.' diye dert yanıyorlar. Çözüm, ithal üründe değil, yerli besicide aranmalıdır.” ifadelerini kullandı.

Gürer: “Çiftçinin, Besicinin Psikolojisi Bozuk” Haber

Gürer: “Çiftçinin, Besicinin Psikolojisi Bozuk”

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, besicilerin sorunlarını dinledi. Hayvancılıkla uğraşan Çiftçi Hasan Erdal, CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer’e tarım ve hayvancılık sektöründe yaşadığı sorunları anlatatı.Erdal sektörün ne denli zor bir süreçten geçtiğini Çocukluk hayali olarak başladığı hayvancılık serüveninin geldiği noktada, artan maliyetler ve destek eksikliği nedeniyle büyük zorluklar yaşadığını ifade etti. Psikolojimiz bozuldu diyen Erdal, sektörde üretici olmanın giderek daha da  zor hale geldiğini belirtti. "ÇOCUKLUK HAYALİMİZ, BORÇ VE MÜCADELEYLE DEVAM EDİYOR" 2014 yılında başladığı hayvancılık faaliyetlerine dair süreci aktaran Hasan  Erdal, "Kendi öz sermayemizle başladık. Ancak 2016-2018 yıllarında karşılaştığımız sıkıntılar halen devam ediyor. Çiftçilik ve hayvancılık adına ne destek ne de iyileşme gördük, durum daha da kötüleşti. Tüm sermayemizi kaybetmemize rağmen hayalimizden vazgeçmedik. Yeniden başlayabilmek için hem yerlerimizi sattık,hem de bankadan kredi aldık, ancak aynı sorunlarla karşı karşıyayız," dedi. "MALİYETLER ARTIYOR, ÜRETİCİNİN GELİRİ AZALIYOR" Erdal, hayvancılığın temel sorunlarından birinin artan girdi maliyetleri olduğunu vurguladı: "Girdi maliyetlerine yön veremiyoruz. Yem, elektrik, mazot gibi kalemler sürekli zamlanıyor ama süt fiyatları aynı oranda artmıyor. Sütü sanayiciye veriyoruz,gelir-gider dengesi bozuk. 1 litre sütle 1,5 kilo yem almamız gerekiyor ama şu an mümkün değil." Erdal, süt üretiminden kazanç elde edemediği için buzağı yetiştirmeye yöneldiğini, ancak bu sürecin de zorluklarla dolu olduğunu belirtti: "Bir ineğin buzağısından kazanç sağlamak en az üç yıl alıyor. Bu süreçte yem ve üretim maliyetleri sürekli artıyor. Örneğin, şu anda kesimhanede bir dananın kilosu 330-350 lira arasında, ama markette kıymanın kilosu 600 liraya satılıyor. Vatandaş et fiyatlarının yüksek olduğunu düşünüyor, ancak biz üreticiler bu işten kazanç sağlayamıyoruz." "TARIM ÜRÜNLERİNDE İTHALAT DARBESİ" Hayvancılık yapmanın yanı sıra çiftçilikle de uğraştığını belirten Erdal, tarım ürünlerinde ithalatın yerli üreticiyi olumsuz etkilediğini de ifade etti.”iÜretici kazanç sağlayamazken ithalat politikalarıyla karşı karşıya kalıyor””dedi. "ÜRETİCİ DESTEKLENMELİ, PLANLAMA ŞART" Ömer Fethi Gürer ise üreticinin yaşadığı bu sorunların, plansızlık ve yanlış tarım politikalarının bir sonucu olduğunu belirterek şunları söyledi: "Hayvancılıkta ithalat politikaları, üreticiyi her geçen gün daha da zorluyor. Üretim planlamasının olmaması nedeniyle çiftçi zarar ediyor, hayvancılık ve tarım sürdürülemez hale geliyor. Bu durum yalnızca üreticiyi değil, tüketiciyi de olumsuz etkiliyor. Hem hayvancılık hem de tarımda kalıcı çözümler üretilmeli." Tarım ve hayvancılık sektörünün geleceği için kapsamlı bir  üretim planlamasının hayata geçirilmesi gerektiğini ifade eden Gürer, girdi maliyetlerinin düşürülmesi ve yerli üreticinin desteklenmesinin şart olduğunu vurguladı. ÜRETİCİ NE YAPACAĞINI BİLEMİYOR.PSİKOLOJİSİ BOZUK Çiftliğinde sorunları CHP’li vekil Ömer Fethi Gürer’e anlatan çiftçi ve besici Besici Hasan  Erdal  mevcut tarım ve hayvancılık politikalarının kendilerini çıkmaza sürüklediğini belirterek, “Tarım ve hayvancılığın en büyük sorunlarından biri bence planlama eksikliği. Kendi adıma söylüyorum, psikolojimiz bozuldu. Ne zaman ne yapacağımıza karar veremiyoruz. 2025 yılı Ekim ayı için bir planlama yapamıyorum. Çekirdek nasıl olacak, pancar nasıl olacak, et fiyatları nasıl olacak bilmiyoruz. Bir gün destekleme yapıyorlar, ertesi gün ithalatla müdahale ediyorlar. Fiyatlar bir anda düşüyor. Çekirdek ekeyim diyorum, bir önceki senenin fiyatını bile bulamadık. Seneye ne olur hiçbir fikrimiz yok.” diye konuştu. ÜRETİM PLANLAMASI YOK Üretim planlamasının eksikliğine dikkat çeken üretici Erdal , “Tarım İl Müdürlüklerinin Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS)  sistemi var. Bu sistem üzerinden Türkiye’de kim ne ekiyor, ne kadar üretiyor, hepsini görebilirler. Ama bunu kullanmıyorlar. Türkiye’nin ihtiyacını bilmeden ithalat programları yapılıyor. Hasat döneminde ithalat yaparak üreticiyi bitiriyorlar.” dedi. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, üreticinin sözlerine destek vererek, plansızlığın üretici üzerindeki etkilerini değerlendirdi. Gürer “Üretim planlaması yok. Bunun yanında çiftçi büyük ölçüde mağdur oluyor. Hayvancılıkta tam para kazanacak derken ithal hayvan geliyor. Bu da yetmiyor, et ithalatıyla piyasanın dengesi bozuluyor. Üretici, emeğinin karşılığını alamıyor, et sorununu iktidar yaratıyor. Çözümcü politika yerine ithalci ve yanlış politikalar ile sorun artıyor. Besici kazanamıyor. Vatandaş artan et fiyatı ile sofrasında et yemeği göremez duruma geliyor. Kesimhane fiyatı kasapta markette katlıyor. El değişen et fiyatı zamlanıyor. Et ve süt kurumu piyasayı dengeleyemiyor” dedi İTHALAT ÜRETİCİYİ BİTİRİYOR CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, çiftçinin yaşadığı sorunların temelinde ithalat politikalarının yattığını ifade ederek, ““Son iki yılda 1 milyon 200 bin baş büyükbaş hayvan ithal edildi. Bunun yanında et ithalatı da yapılıyor ve Cumhurbaşkanlığı verilerine göre bu ithalat devam edecek. Böyle olunca bu işi yapan, emek veren üreticiler kazanç sağlayamıyor. Girdi maliyetleri düşmediği için üreticiler her geçen gün daha fazla borca giriyor.” PSİKOLOJİMİZ BOZULDU! Besici Hasan Erdal , plansızlık ve müdahaleler nedeniyle tüm çiftçilerin motivasyonunu kaybettiğini belirterek “Bütün çiftçilerin psikolojisi bozuk. Destekleme yapmasınlar ama müdahale de etmesinler. Piyasayı kendi haline bıraksalar, biz bundan daha iyi oluruz. 3-5 yıl içinde et ve süt üretimi de rayına oturur. Ama öyle bir oynanıyor ki ne yapacağımızı bilmiyoruz.” şeklinde konuştu. Gürer, çiftçilerin emeğinin karşılığını alabilmesi için ithalat yerine üretimi teşvik eden, sürdürülebilir bir planlamaya ihtiyaç olduğunu, çiftçilerin ve besicilerin geleceğe güvenle bakabilmeleri ancak bu şekilde mümkün olacağını ifade etti.

CHP'li Gürer: “İthalat Yerli Besiciyi Zorluyor” Haber

CHP'li Gürer: “İthalat Yerli Besiciyi Zorluyor”

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, hayvancılık sektördeki sıkıntıları yerinde dinledi. Gürer, vatandaşların raflardaki et fiyatlarından şikâyet ettiğini belirtirek, üreticilerin de kazanç sağlayamadığını anlattığına dikkat çekti. RAFLARDAKİ ET PAHALI, ÜRETİCİ KAZANAMIYOR CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Rafta eti alan vatandaş pahalıya eti aldığını söylüyor ama üretici de ‘Ben bu hayvanlara bakıyorum, besliyorum, kesime götürüyorum, para kazanamıyorum. Kesimhaneden sonra fiyat artışı başlıyor ama bu bize yansımıyor ’ diyor.” dedi. Kırıkkale ili Balışeyh ilçesi Beyobası köyünde hayvancılık yapan Fatih Keskin, “Damızlık hayvanlarımız var. Ancak ciddi problemlerimiz ve sıkıntılarımız var. Televizyonda sürekli ‘et pahalı’ diye konuşuyorlar. Bizim hayvanlarımız mezbahada 350 TL’ye kesiliyor ama kasap tezgâhlarında et 650 TL. Aradaki 300 TL nerede? Televizyonda bağırıyorlar bağırıyorlar, “hayvan pahalı, et pahalı”, e biz 350 TL’ye kesiyoruz 300 TL’yi kim yiyor kardeşim. Biz onu merak ediyoruz.” dedi. HAYVANCILIK SÜRDÜRÜLEBİLİR OLMAKTAN ÇIKIYOR Beyobası köyüne Kırıkkale  CHP İl Başkanı Onur Yüksel Bozdağan Balışeyh  İlçe Başkanı Burhan Altıntop   İle birlikte giden CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer,  Et ve süt önemli gıda ürünü. Bu ürünler hayvancılık ile elde ediliyor. Bir büyükbaş hayvanın yetişmesi için en az 240 gün bakım gerekiyor, yem, ahır ve veteriner giderlerinin sürekli arttırıyor. Bu hayvancılığın sürdürülebilir bir yanı var mı böyle giderse?” diye besici Keskin’e sordu. Besici Keskin ise, “Sürdürebilmemiz için çeşitli şartlar bize elverirse, şartlarda yardımcı olsalar biz yaparız mesleğimizi. Köyümüzü terk etmeyiz.” yanıtını verdi. ÜRETMEK ZOR İŞ Ömer Fethi Gürer, yem fiyatlarının yüksekliği ve diğer maliyetlerin artışıyla köylünün yükünün ağırlaştığını vurguladı: “Doğal olarak buradaki sorun, önce yem fiyatlarının yüksek olması. Ahır giderleriniz arttı, veteriner gideri var, aşı var. Bayramınız yok, seyranınız yok, hep çalışmak zorunda kalıyorsunuz. Kolay değil yapılan iş” diye konuştu. Besici Keskin,  “Vallaha sayın vekilim, burada yağmur yağınca metropolde insanlar ‘Ayağım çamur oluyor’ diye üzülür, biz yağmur yağınca çamura yatarız. Biz köylüyüz. Biz bu rahmete, rahmana inanıyoruz. Bu memlekette üretimi seviyoruz. Üretmek istiyoruz ama şartlar pahalı.” DESTEKLER YETERSİZ, ÜRETİCİ AYAKTA KALMAKTA ZORLANIYOR Besici Fatih Keskin, mazot, yem ve buzağı desteğinin yetersizliğine dikkat çekerek, “Sorun akaryakıttan başlıyor. Şimdi Balkan ülkelerinin en küçüğü Yunanistan Bulgaristan’da 45 Cente kırmızı mazot satılır. Biz de o mazottan istiyoruz. Biz de tarımımızı öyle yapalım. Bize de çiftçi mazotu versinler. Buzağı desteği istiyoruz. 1000 TL buzağı desteği veriyorlar. 2 torba yem etmez buzağı desteği. Biz nasıl çıkacağız bu işin içinden? 1200-1300 TL 2 torba yem ediyor. Bu buzağıya ben nasıl bakayım. Bir buzağı 2 torba yemle olur mu?” ifadelerini kullandı. GİRDİLER PAHALI, İMKANLAR KISITLI Gürer, hayvancılık yapan Fatih Keskin'e, "Buzağı ölümü var mı burada?" diye sordu. Keskin, sektörde yaşadıkları zorlukları şu şekilde anlattı: “Buzağı ölümü elimizden geldiği kadar kendi çarelerimizle tedavi uygulamaya çalışıyoruz, fazla da yapmıyoruz sayın vekilim. Ama ilaçlar pahalı, veterinerler yetersiz. Şimdi tarım ilçe müdürlüğü hangi bir köylüye yetişecek? İlaçta destek yok, veterinerden destek yok, mazottan destek yok, buzağıdan destek yok, yemden destek yok.” Keskin, kaynakların yetersiz olduğunu belirterek şunları ekledi: “Aslında tarım ilçe müdürlüklerimiz falan da geliyorlar ama kadroları yetersiz. Geliyorlar ama imkanları yok, altlarında araçları yok.”dedi. “NEDEN İTHAL EDİYORUZ? BİZE DESTEK VERİN, BİZ ÜRETELİM” CHP’li vekil Ömer Fethi Gürer’in, hayvancılık maliyetleri ve zarar durumunu sorması üzerine Fatih Keskin şu ifadeleri kullandı: “Adam  ithal Angus mal getiriyor. Getir bana Avrupa’dan damızlık düveyi, ver benim elime; eti de ben üreteyim sana. Niye gidiyorsun Uruguay’dan mal getiriyorsun kardeşim? Ben yapamıyor muyum, ben beceremiyor muyum?” İthal hayvancılığa karşı olduğunu belirten Keskin, yerli üreticinin desteklenmesi gerektiğini vurguladı: “Uruguay’dan adam mal getiriyor. Bana destek ver, ben üreteyim. Ben karşılayayım senin et ihtiyacını.” “KÜÇÜLMEYE BAŞLADIK, GÜCÜMÜZ YETMİYOR” Fatih Keskin, hayvancılıkla başladığı dönemde hayvan sayısını artırmayı başarsa da son dönemde küçülmek zorunda kaldığını dile getirerek,“Bizim hayvanımız 10’du, 15’ti, 20 giderek sayı arttı ama şimdi tekrar küçülüyoruz. Çünkü niye? Giderimizi Karşılamıyor. Çoluk çocuk kimi okula gidiyor, kimi bilmem nereye gidiyor. Artık kendi gücümüz de yetmiyor. YEM, MAZOT VE GÜBRE DESTEĞİ TALEBİ Üretimin sürdürülebilirliği için girdi maliyetlerinin düşürülmesi gerektiğini belirten çiftçilikte yaptığını belirten Fatih Keskin, özellikle yem desteği talebini dile getirdi: “En az %50 yem desteği istiyoruz. Köylüye mazot istiyoruz, köylüye yem istiyoruz, köylüye gübre istiyoruz.” YEM MALİYETLERİ VE ÜRETİM ZORLUKLARI Fatih Keskin, yem maliyetlerinin hızla arttığını belirterek samanın 3 TL, yoncanın 8-9 TL, besi yeminin ise 50 kilogramının 550-600 TL arasında değiştiğini söyledi. CHP Milletvekili  Gürer, son zamlarla bu fiyatların 700 TL’ye ulaştığını vurgulayarak, yem maliyetlerinin üretimi nasıl zorlaştırdığını dile getirdi. “TÜRKİYE KENDİ KENDİNE YETERLİ OLABİLİR” Ömer Fethi Gürer, ithalat politikalarının yerli üretimi olumsuz etkilediğini belirterek, ““Yetkililer ‘sorun yok’ diyorlar, ama son 2 yılda Türkiye 1 milyon 200 bin hayvan ithal etti. Türkiye kendi kendine yeterli boyuta gelip, et sorununu da etten mamul ürün sorununa da çözüm bulabilir. Bunun için planlama, öngörü ve alana gelip bu işi yapan insanlarla konuşulursa çare var. Çare yok değil. O raftaki etin fiyatının düşmesi yemin fiyatının düşmesi ile doğru ilgili.” şeklinde konuştu. YEM VE SÜT ÜRETİCİLERİNE DESTEK ÇAĞRISI Hayvancılıkla uğraşanların girdilerdeki maliyet artışları nedeniyle zorluk yaşadığını ifade eden CHP Milletvekili Ömer Fethi  Gürer, süt üreticilerinin durumuna dikkat çekti ve, “Ulusal Süt Konseyi 14,65 TL fiyat verip onun altında da süt alımının yolu hala açıksa, bunun yansıması bu işi yapanlar bu işten vazgeçiyor. Süt üreticiliği yapan para kazanmazsa hayvanını kesime veriyor. Faiz de yüksek, götürüyor parasını faize yatırıyor. Yorulmadan para kazanıyor. Öyle olunca hayvancılık da zor bir iş. Yani ailece işin içindeler. Geliyorlar işte, tatili yok, bayramı yok, seyranı yok. Onun için yetkililere çağrımızdır. Yem sübvanse edilip en az %50 yemde destek verilmeli. Ahır giderleri karşılanmalı, hayvan refahını artırıcı önlemler alınıp hayvan refahı sağlanarak daha çok verim alınmalı.” ifadelerini kullandı. HAYVAN REFAHI VE BİLİMSEL DESTEK ŞART Hayvan refahının üretim verimliliğini doğrudan etkilediğini vurgulayan Gürer, bu konuda bilimsel yaklaşımların önemini belirterek, “Buradaki bir sorun da hayvanın da refahı tam sağlanmazsa ondan verim de alınamıyor. Onun da yolu; bu konuda bilgiyle, bilimsellikle sorunları doğru çözüm üreten veteriner destekli bir yapıyla halledebiliriz. Yetkililere buradan bir kez daha bu konuda da çağrı yapalım.” dedi.

Denizli Büyükşehir Mastit Hastalığıyla Mücadele Ediyor Haber

Denizli Büyükşehir Mastit Hastalığıyla Mücadele Ediyor

Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu’nun söz verdiği üreticilerin kalkınmasına destek olmak için çalışmalarını sürdürüyor. Büyükşehir Belediyesi, Kale ilçesi Gökçeören Mahallesinde büyükbaş hayvanlarda görülen mastit hastalığına karşı hayata geçirdiği aşılama projesinde 600 büyükbaş hayvanın ilk doz aşı uygulamasına başladı. Denizli Büyükşehir Belediyesi, büyükbaş hayvanlarda görülen mastit hastalığına karşı başlattığı aşılama projesinde Kale ilçesi Gökçeören Mahallesi’nde yer alan 600 büyükbaş hayvanın ilk doz aşı uygulamasına başladı. Denizli Büyükşehir Belediyesi, Kale ilçesi Gökçeören Mahallesi’ndeki büyükbaş hayvanlarda görülen mastit hastalığına karşı hayata geçirdiği “Mastit Hastalığı Enfeksiyonuna Karşı Koruma Amaçlı İnaktif Aşılama Projesi” kapsamında Kale ilçesi Gökçeören Mahallesi’nde toplam 600 büyükbaş hayvanın ilk doz aşılarına başladı. Görevli ziraat mühendisleri ve veterinerlerin yerinde gerçekleştirdiği aşılama uygulamasından besiciler büyük bir memnuniyet duyarken, ikinci doz aşının 2 hafta sonra gerçekleştirileceği ifade edildi. Besiciler memnun Besici Raşit Bütün yapılan aşı uygulamasından çok memnun kaldıklarını ifade ederek, bu desteğin verilmesinden dolayı büyük bir mutluluk duyduklarını kaydetti. Besici Süleyman Meydan, yapılan aşının çok iyi bir destek olduğunu ve aşının yapılmasını sağlayan Büyükşehir Belediyesine teşekkürlerini iletti. Besici Fatıma Hilal Eser ise, hayvanların sağlığı açısından yapılan çalışmayı güzel bulduğunu belirterek, kendilerine bu desteği sunan Denizli Büyükşehir Belediyesine sonsuz teşekkürlerini iletti. “Besicilerimizin her zaman yanındayız” Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, Denizli’nin dört bir tarafında üreticilerin talep ve ihtiyaçları doğrultusunda gayret ettiklerini, Büyükşehir Belediyesi olarak çalışmalara aralıksız devam edeceklerini belirtti. Başkan Çavuşoğlu, “Üreticimizin derdine derman olmak için çalışıyoruz. 600 büyükbaş hayvanın ilk doz aşıları yapıldı. Üretime katkımız olsun, insanlarımız mutlu olsun istiyoruz. Üreticimize destek olmaya devam edeceğiz. Besicilerimizin her zaman yanındayız” dedi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.