SON DAKİKA
Hava Durumu

#Anahtar Parti

Porsuk Haber Ajansı - Anahtar Parti haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Anahtar Parti haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Genel Başkanlar Özgür Özel ve Yavuz Ağıralioğlu Bir Araya Geldi Haber

Genel Başkanlar Özgür Özel ve Yavuz Ağıralioğlu Bir Araya Geldi

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu ve beraberindeki heyeti kabul etti. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu ile CHP Genel Merkezi'nde bir araya geldi. CHP lideri Özel’e, Genel Sekreter Selin Sayek Böke ile Genel Başkan Yardımcıları Gül Çiftçi, Namık Tan ve Serkan Özcan eşlik etti. Görüşme sonrası CHP lideri Özel ve Anahtar Parti Genel Başkanı Ağıralioğlu CHP Genel Merkezi'nde ortak basın açıklaması düzenledi. Görüşmenin ardından açıklamalarda bulunan Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özel, “Bugün, Anahtar Parti Genel Başkanı Sayın Yavuz Ağıralioğlu ve değerli heyetleri, kurultayımızdan sonra bizleri ziyaret ettiler. İlk ziyaretçimiz, Genel Merkezimizde siyasi parti olarak Anahtar Parti oldu. Bundan büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Kendileri bizi kutlamaya geldiler. Ben de birinci yaş günlerini, çok görkemle kutlayan Anahtar Parti’nin birinci yaşını kutladım. Güncel siyasi gelişmelere dair, Türkiye siyasetini okumamıza dair çok keyifli ve istifade ettiğimiz bir sohbet gerçekleşti. Kendilerine, değerli heyetlerine teşekkür ediyorum” dedi. “ANLAŞILMAZ OLAN, MECLİS KAPISI ÖNÜNDEKİ POLİS ENGELİ” Açıklamanın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özel, TBMM’de stajyer kız çocuklarının cinsel istismara uğradığı haberleri için şunları söyledi: “Büyük bir öfke ve mensubu olduğumuz Türkiye Büyük Millet Meclisi adına büyük bir utanç içindeyiz. Bu meselenin Meclis yönetimi tarafından en hızlı, en sert tedbirlerle ve tüm kamuoyunu tatmin edecek ve tekrarına imkan bırakmayacak şekilde, en sert şekilde kovuşturulması, soruşturulması ve cezalandırılması için Meclis üzerine düşeni yapmalıdır. Bu konuda Meclis’teki kadın çalışan arkadaşlarımızın bir tepkisi ve kadın milletvekillerinin bir tepkisi var. Bu tepki çok anlaşılır. Anlaşılmaz olan, Meclis’in kapısının önünde polisin bu tepkiye engel olmaya çalışması. Sayın Meclis Başkanımızla daha önce de konuşmuştuk. Meclis çoğu zaman son umut noktasıdır. Ve oraya sesini duyurmaya gelenlere polis engeli kabul edilemez. Elbette Meclis’in güvenliği sağlanır. Hatta biz Çankaya Belediyesi ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin de olumlu yaklaşımıyla, Meclis’in önündeki parkın Demokrasi Parkı’na çevrilmesi, bir serbest kürsü konulması, tepki, protesto, Meclis’e seslenişin yapılması için Sayın Başkana da söylemiştik. ‘Olabilir’ demişti. Halen daha Sayın Başkan, ‘Ya Meclis’e gelinebilir, burada basın açıklaması yapılabilir’ demesine rağmen, bugün iğneyi kendisine batırması gerektiği gün Meclis’in, bir anda karşısındaki kadın milletvekillerine, kadın çalışanlara, kadın örgütlerine karşı polis direnci gösteriliyor. Bu anlaşılabilir değil. Hiçbir yerde böyle kötü yaşanmışlıklar olmamalı, olduğunda en sert şekilde üzerine gidilmeli. Ama Meclis’te bunun bir kişinin aklının ucundan geçmesi, böyle bir şeye yeltenebilecek bir kişinin bu milletin en kıymetli, milli iradenin tecelligahının süzgeçlerinden sıyrılıp bu pisliğin içeri girebilmiş olması kabul edilebilir değil. Ayrıca 10 kişiden bahsediliyor. Ama şu ana kadar bir kişinin görevinden uzaklaştırıldığı söyleniyor. Bu konudaki kamuoyu merakı ve her birimizin tedirginliğini tatmin edecek şeffaf cevapları en kısa sürede bekliyoruz.” “DAHA FAZLA DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜK” Genel Başkan Özel, TBMM’deki Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’ndaki sürecin sorulması üzerine şöyle konuştu: “Biz, Türkiye’de Kürt sorununun çözülmesi, terörün bitmesi, terörsüz ve demokratik bir Türkiye’ye kavuşmanın umudu içindeyiz. Bu sorunların yegane çözüm yeri olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altı olduğunu ifade etmiştik. Bu konuda kararlı ve tutarlı tavrımız sürüyor. Biz terörün bitmesi için demokratik adımların atılmasının son derece önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu konuda hazırlıklarımızı elbette daha da geliştirerek, somutlaştırarak Meclis komisyonuna ve Meclis’te bulunan - bulunmayan bütün siyasi partilerin, kamuoyunun da bilgisine sunma niyetindeyiz. Yazılacak olan raporun Türkiye’de herkes için daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük ve terörü tamamen ülkenin gündeminden çıkaracak, silahların tamamen bırakıldığı ve bundan sonra Türkiye’nin gündemine bir daha silahlı terörün girmeyeceği tedbirlerin alınması için elimizden geleni yapıyoruz. Arkadaşlarımızın rapor için birkaç gün süre istediklerini sizden duyuyorum. Yani bir son süre olduğunu da bilmiyorum. Arkadaşlarımız kendi çalışma sistematikleri içinde herhalde birkaç güne daha ihtiyaç olduğunu söylemiş. Zaten Cumhuriyet Halk Partisi’nin 29 maddelik önerisi Merkez Yönetim Kurulu’nda son şekli verilip, olgunlaştırılıp yollanmıştı. Yine çalışmanın son halinden haberdar olacağız ve ardından bu konuda Merkez Yönetim Kurulu’nun da onayı ile arkadaşlarımız görüşlerimizi komisyona sunacaklar.” “TÜM SİYASİ PARTİLERLE DİYALOG HALİNDEYİZ” Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özel, genel seçime doğru bir ittifakın gündeme gelip gelmeyeceği konusunda şu değerlendirmeyi yaptı: “Ben de Sayın Ağıralioğlu’nun cevabını paylaştığımı şu yönüyle ifade edeyim. Biz siyasetin her şeye hakkı olduğunu, ama milletin seçtiği ya da milletin umut bağladığı siyasi partilerin birbiriyle diyalog kurmamaya hakkı olmadığını, milletin seçtiklerinin, milletin sorunlarını çözsün diye umut bağladıklarının birbirleriyle kavgaya ve kutuplaşmaya hakkı olmadıklarını düşünüyoruz. Maalesef Türkiye’yi kutuplaşmadan medet uman, sürekli birilerini kendisine şeytan olarak belirleyen ve ‘O şeytanın karşısında bana sığının’ diyerek yaptıklarıyla değil de, düşmanı üzerinden kendisini destek talep eden bir iktidar anlayışı var. Bugünlerde de rejim kendisi adına güya şeytan değiştiriyor. Dün şeytanlaştırdıklarına, bugün diyalog imkanı ve ülkenin Ana Muhalefet Partisi’ne, son seçimlerin birinci partisine, ülkenin yüzde 65’ini yerel yönetimlerde yöneten partiye, ekonominin yüzde 85’ine yerel yönetim hizmeti vermekle görevlendirdiği partiye de bir düşman hukuku uygulamaya çalışıyor. Biz her şeye rağmen tüm siyasi partilerle diyalog halindeyiz. Yavuz Başkan’la kendisinin Grup Başkanvekilliği sırasında partilerimiz adına diyaloğun, birlikte çalışmanın en iyi örneklerini vermiştik. Aramızdaki kişisel olarak da çok olumlu bir hukuk var. Anahtar Parti ile Cumhuriyet Halk Partisi arasında da kurumsal olarak iyi bir hukuk oluştu. Bunu memleket yararına, millet yararına sonuna kadar sürdüreceğiz.” “İNSANLAR AÇLIK SINIRININ ALTINDA” Genel Başkan Özel, partisinin asgari ücret ve en düşük emekli aylığı teklifinin hatırlatılması üzerine şöyle konuştu: “Bir kere açlık sınırının altında bir asgari ücret ve açlık sınırının altında emekli maaşı alıyor Türkiye’de insanlar. En düşük emekli maaşı 16 bin 800 lira, asgari ücret 22 bin 100 lira ve açlık sınavı 30 bin liraya geldi. Bir kere açlık sınırının altındaki bu rakamlarının, açlık sınırının üzerine çıkarılması gerek, çünkü açlık sınırının altında bir maaş zaten teklif edilemez. Geçtiğimiz enflasyonun ve refah payının da uygulanması lazım. Burada da ortaya çıkan rakam 39 bin lira olarak belirlendi. Ayrıca çok saygın birkaç anket kuruluşunun ‘Sizce hükümet asgari ücreti ne kadar beliler?’ sorusuna cevabın 27 - 28 bin lira ve ‘Sizce ne kadar olmalı?’ sorusuna da cevabın 40 bin lira civarında oluştuğunu görüyoruz. İnsanlar en mütevazi talepleri ile 40 bin liralık bir asgari ücretin ancak kendilerine nefes aldırabileceğini düşünüyorlar. Biz de 39 bin liralık bir asgari ücret talebini dillendirdik. Elimizden geldiğince bu mücadeleyi sürdürüyoruz. Ayrıca Türkiye’de yoksulluk sınırının da hane başına 97 bin lira olduğunu, yani bir eve 97 bin lira girmiyorsa o evin ‘fakir’, kişi eğer 30 bin lira altında maaş alıyorsa da kişinin ‘aç’ olduğu bir noktadayız. Bunu bütün milletimizin takdirine ve ülkeyi yönetenlerin insafına sunuyorum.”

Eskişehir Ticaret Odası Bu Duruma Neden Sessiz! Haber

Eskişehir Ticaret Odası Bu Duruma Neden Sessiz!

Anahtar Parti Eskişehir İl Başkanlığı tarafından son günlerde esnafların yaşadığı mağduriyetlerle ilgili olarak Eskişehir Ticaret Odası’na bir çağrı yapıldı. İki Eylül Caddesi üzerinde bir basın açıklaması yapan Anahtar Parti Eskişehir İl Başkanı Çağlar Ölce şu ifadeleri kullandı; “Eskişehir’de 5 binden fazla esnaf ciddi bir tehlike ile karşı karşıya. Binlerce işletme, müşterisine daha iyi hizmet verebilmek için dükkânın önüne açılır kapanır bir alan ekledi. Bu alanların ruhsata tam olarak uymadığını biliyoruz. Bu konuda kimse gerçeği inkâr etmiyor. Evet, bu alanlar “işgaliye” kapsamında değerlendirilebilir. Buna itiraz etmiyoruz. Ama başka bir gerçeği de görmek zorundayız. Hükümetin belediyeler aracılığıyla esnafın üzerine bu kadar ağır bir şekilde gitmesi kabul edilemez. Önce esnafa çok yüksek cezalar kesildi. Ardından da bu alanların tamamen yıkılması istendi. Bu yaklaşım ne insani ne adil ne de ekonomik şartlara uygundur. Çünkü esnaf zaten zor durumdadır. Esnaf ayakta kalmak için büyük mücadele veriyor. Bugün onlarca farklı sektör, binlerce işletme bu uygulamadan etkileniyor. İnsanlar zaten kazandığıyla güçlükle geçiniyor. Vergi yükü çok ağır. Denetimler sürekli. Borçlar büyüyor. Dükkan kiraları akılalmaz boyutlara ulaşmış durumda. Bu ekonomik şartlarda bir de yüksek cezalar ve yıkım kararları eklenince esnaf nefes alamaz hale geliyor. İnsanlar ekmek teknelerini kaybetme korkusu yaşıyor. Bu durum hem esnafı hem çalışanı hem de ailelerini etkiliyor. Biz kaldırım işgaline karşıyız. Kamusal alanı tamamen kapatan, masa ve sandalye ile yayaların geçişini zorlaştıran işletmeler konusunda tavrımız nettir. Ancak kimseye zararı olmayan, sokağı tıkamayan, sadece hizmet kalitesini artırmak için kullanılan alanlara ceza yağdırılması etik ve vicdani değildir. Bu işletmeler, kamunun düzenini bozmuyor. Bu işletmeler sadece ayakta kalmaya çalışıyor. Esnaf bu konuda oldukça mağdur. Eskişehir Ticaret Odası’nın esnafın temsilcisi olduğunu hatırlatan mağdurlar, “Eskişehir Ticaret Odası bu duruma neden sessiz kalıyor, neden çözüm üretmek için bir adım atmıyor?” diyerek tepkilerini dile getiriyor. Hatta bazı esnaf dostlarımız “Böyle bir durumda bile sessiz kalacaksa Eskişehir Ticaret Odası’nın varlık nedeni nedir?” şeklindeki şikayetlerini bizlere iletiyor. Aynı durum Eskişehir Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği için de geçerlidir. 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunu çözüm için bir kapı açıyor. Eğer sorun ruhsat uyumsuzluğuysa, kamusal zarar düşükse, çözüm bellidir. İşgal harcı alınır, konu barışçıl şekilde çözülür. Yıkıma gerek yok. Cezaya boğmaya gerek yok. Buradan hükümete güçlü bir çağrıda bulunuyoruz. Esnafı belediyeleri kullanarak Sayıştay raporlarıyla, yüksek cezalarla ve yıkım baskısıyla sıkıştırmayın. Bu sorun acilen çözülmelidir. Esnaf bu şehrin yükünü sırtlayan güçtür. Şehir, ancak esnafı ayakta olduğu sürece güçlü kalır. Anahtar Parti olarak biz her zaman esnafımızın yanındayız. Bu can sıkan uygulamalara karşı dimdik duracağız ve çözüm için mücadele edeceğiz.”

Eskişehir Konseyi'nden Hiç Umutlu Değiliz Haber

Eskişehir Konseyi'nden Hiç Umutlu Değiliz

Anahtar Parti Eskişehir İl Başkanı Çağlar Ölce düzenlediği basın toplantısında oda, borsa ve birlik başkanları tarafından kurulan Eskişehir Konseyi'ne yönelik eleştirilerde bulundu. Anahtar Parti Eskişehir İl Başkanı Çağlar Ölce düzenlenen basın toplantısında şu ifadeleri kullandı; “Son günlerde Eskişehir’de “Eskişehir Konseyi” adını taşıyan bir yapı konuşuluyor. Eylül ayında kurulduğu açıklanan bu konseyin ne kadar resmi bir nitelik taşıdığı belli değil. Ancak kuruluş amacına bakılırsa, Eskişehir’in ekonomik ve sosyal kalkınmasında ortak akıl oluşturmayı hedefliyorlar. Celalettin Kesikbaş, Gürhan Albayrak, Nadir Küpeli, Metin Güler ve Ekrem Birsen gibi şehrin önde gelen iş insanları bu yapının içinde yer alıyor. Toplantılarında havaalanı seferlerinin artırılması, lojistik ve ulaşım projeleri, serbest bölge çalışmaları, yeni yatırımlar ve kalkınma planları gibi konular gündeme geliyormuş. Elbette bunlar Eskişehir için önemli başlıklar. Ancak dikkat çekici bir eksiklik var. Bu konseyde ne milletvekilleri var, ne belediye başkanları var, ne akademisyenler var ne de şehrin valisi var. Devletin, yerel yönetimlerin ve halkın temsilcileri masada yok. Şehrin geleceğini sadece iş dünyasının belirlemeye çalışması, daha baştan eksik bir yaklaşımdır. Eskişehir’in sorunları bir grubun tek başına çözebileceği meseleler değildir. Üstelik bu şehirde çözülmesi gereken meseleler az değil. Çoğu da Ankara ile doğrudan ilişkili konular. Dolayısıyla, “kalkınma” iddiasıyla yola çıkan bir yapının daha kapsayıcı olması gerekir. Ancak şu anki tabloya bakıldığında, “bizden olan gelsin, olmayan karşı dursun” anlayışı egemen görünüyor. Bu tavır güveni sarsar, birlik duygusunu zedeler. Oysa şehir adına söz söylemek isteyen herkes aynı masada buluşmalı. Samimiyet, kimin davet edildiğinde değil, kimlerin dışarıda bırakıldığında belli olur. Buradan Eskişehir Konseyi’ne açık bir çağrı yapıyoruz. Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nin depreme dayanıksız olduğu raporlarla ortada. İnsan hayatı söz konusu. Hadi harekete geçin. Yıkılan Eskişehir Devlet Hastanesi’nin arsasında hâlâ bir çalışma yok. 2025 yatırım programına alındığı söylendi ama ortada ihale bile yok. Hadi harekete geçin. Emek, 71 Evler ve Sultandere mahalleleri hizmet bekliyor. Bu mahalleler artık ayrı bir ilçe olmak istiyor. Hadi harekete geçin. Kent merkezinde trafik ve otopark sorunu artık içinden çıkılmaz bir hale geldi. Hadi harekete geçin. Ölüm yolları olarak bildiğimiz ilçe yolları hala neden yapılmıyor. Alpu’ya, Mihalıççık’a, Seyitgazi’ye insanlar gönül rahatlığı ile gidemiyor. Hadi harekete geçin. Eskişehirspor’un borcu 650 milyonu geçmiş durumda. Bu şehir için bir değerden fazlası olan takımın ayakta kalması yeni desteklerle mümkün. Hadi harekete geçin. Şehir ciddi bir susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya. Yeni su kaynaklarını kazandıracak projeler lazım. Hadi harekete geçin. Mihalgazi Alpagut Atalan’daki altın madeni projesine “ÇED olumlu” raporu verilmiş. Bu karar doğanın tahribatı demek. Eskişehir’in havası, suyu, toprağı tehlikede. Hadi harekete geçin. Biz Anahtar Parti olarak Eskişehir’in iş insanlarını daha da zengin edecek değil, halkın sorunlarını çözecek projeleri görmek istiyoruz. Masa kuruyorsanız halk için kurun. Gerçek bir “ortak akıl” platformu, halkın sesini duyan ve toplumun her kesimini kucaklayan bir yapı olmalı. O zaman biz de bu oluşumla gurur duyarız. Ama bugün itibarıyla açık konuşalım. Bu haliyle Eskişehir Konseyi’nden hiç umutlu değiliz.”

Bu Şehri Ortak Akılla Yönetin! Haber

Bu Şehri Ortak Akılla Yönetin!

Anahtar Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Kültür,Sanat ve Turizm Politikaları Başkanı Muhammed Hakan Tanrıöver bir dizi ziyaret ve açılış için Eskişehir’e geldi. İlk olarak İl Binasında İl Başkanı Çağlar Ölce ve Yönetim Kurulu ile bir araya gelen Genel Başkan Yardımcısı Tanrıöver daha sonra basın mensupları ile bir araya geldi. Basın toplantısında konuşan Anahtar Parti Genel Başkan Yardımcısı Muhammed Hakan Tanrıöver şu ifadeleri kullandı; "Uzun yıllar Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda görev yaptım. Eskişehir’e hem özel tatil münasebetiyle hem de görev dolayısıyla çok sık çalışma, inceleme ve seyahat ziyaretlerimiz oldu. Gerçekten Eskişehir’de bu süreçte görev yapan belediye başkanlarımızı hayırla ve minnetle anmak istiyorum. Hakikaten Yılmaz Büyükerşen Hoca’nın çok vizyoner bakış açıları oldu. Odunpazarı ilçemizde o dönemdeki belediye başkanımızın da restorasyonla ilgili gerçekten güçlü bir yaklaşımı vardı ve bunu uygulamaya, hayata geçirdiler. Eskişehir, bu anlamda kültür, sanat ve turizm altyapısıyla oldukça güçlü bir şehir. Bunu şuna bağlıyoruz: Türkiye’nin önemli yol güzergâhlarının birçoğu bir şekilde Eskişehir’den geçiyor. Yine aynı şekilde, tematik müzecilik konusunda da Eskişehir’in çok yaygın ve güçlü müzeleri var; bu da çok önemli. Meydanlar ve parklar keza aynı şekilde çok değerli. Etkinlikler konusunda da oldukça iyi bir düzeyde. Dolayısıyla bu anlamda bir altyapı sıkıntısı yok. Yapılması gereken şey, bu unsurların doğru bir tanıtımla önce bölgeye çünkü bölgenin bile bazen haberi olmuyor, ardından Türkiye’ye ve sonrasında dünyaya tanıtımının çok iyi yapılmasıdır. Mesela Eskişehir’in termal kaynaklarının bu kadar zengin olması, Türkiye genelinde ve bölgesel ölçekte hâlâ yeterince bilinmiyor. Dolayısıyla bu çok mühim. Termal kaynaklarının dünyaya anlatılması da son derece önemli. Eskişehir, güçlü bir altyapıya sahip. Bunu da doğru şekilde anlatmamız gerekiyor. Eskişehir, aynı zamanda bir savunma ve direniş şehridir. II. Haçlı Seferi sırasında Selçuklu Sultanı I. Mesut, Haçlıları bu topraklarda durdurmuştur. Yine bildiğiniz üzere, Millî Mücadele döneminde de önemli bir savunma şehri olmuştur. Birinci ve İkinci İnönü Savaşları ile Sakarya Savaşı sürecinde Eskişehir, bu direnişin ve savunmanın önemli kalelerinden biri olmuştur. Özellikle Kırım Tatar bölgesinden gelen nüfus sayesinde, Eskişehir çok önemli bir kültür taşıyıcılığı ve kültürel altyapıya sahiptir. Bu çeşitlilik ve zenginlik, Eskişehir mutfağında ve gastronomisinde de kendini göstermektedir. Bu nedenle, Eskişehir’in gastronomi alanında da kendini daha çok ön plana çıkarması gerekmektedir. Bu tür şehirlerin tanıtımında, özellikle uluslararası kültür ve sanat organizasyonlarına dahil olmak büyük önem taşır. Avrupa Birliği ile ilişkili olan Europa Nostra gibi kuruluşlara miras alanlarımızın dâhil edilmesi ya da UNESCO’nun kültürel miras listelerinde yer alınması, şehirlerin tanıtımı açısından son derece değerlidir. Nitekim Eskişehir, yakın zamanda Sivrihisar’daki Ahşap Direkli Nadide Camisi ile UNESCO’nun listelerine dâhil olmuştur. Allah’ın izniyle, milletimizin desteğiyle, teşkilatımızın çabasıyla ve Anahtar Parti iktidarında Çağlar Başkanımızın önderliğinde; kültür, sanat ve turizm alanlarında Eskişehir’i hak ettiği noktaya taşıyacağız. Bu süreçte, kültür ve sanat konularına oldukça ilgili olan İl Başkan Yardımcımız Ece Bozkayı ile birlikte çalışıyoruz. Hedefimiz, Eskişehir’i UNESCO’nun Geçici Kültürel Miras Listesi’nden asıl listeye aldırmaktır. Özellikle Friglerin giriş kapısı olarak bilinen Yazılıkaya Vadisi ki bir süredir ihmal edilmiştir için gerekli altyapıyı oluşturacağız. Aynı şekilde, termal turizme bağlı sağlık turizminin gelişmesi adına da önemli yatırımların önünü açacağız. Türkmen Dağı, Yazılıkaya Platosu, Sündiken ve Bozdağlar gibi coğrafi bölgeleri turizme kazandıracağız. Yöresel lezzetleri ve ürünleri turistik birer altyapı haline getirip, Eskişehir’in kalkınmasında kültürü, sanatı, kültürel mirası ve arkeolojiyi itici bir güç olarak kullanacağız. Anahtar Parti’nin turizm anlayışı, Türkiye’nin her şeyini pazarlamak ya da her şeyi turiste göre şekillendirmek anlayışını reddetmektedir. Biz, ne kadar özgün olursak, ne kadar kendimiz kalabilirsek ve değerlerimizi doğru biçimde yaşatabilirsek, dünyanın ilgisini o kadar çok çekeceğimize inanıyoruz. Dolayısıyla kültürü, kültürel mirası, sanatı ve arkeolojiyi göz ardı etmeden; Eskişehir’in kalkınmasında sanayinin yanında, hatta belki sanayiden daha da ileri bir noktada turizmi ve kültürü itici bir güç olarak gördüğümüzü ifade etmek isterim. Şehrin altyapısı, güçlü şehrin tanıtım konusundaki eksikliklerini ifade etmiştik. Şimdi isterseniz eve misafir davet eden bir ev sahibesi olun, isterseniz de çok büyük bir ordunun kumandanı olun. Cevap vermeniz gereken ilk soru elimizde ne vardır? Dolayısıyla Eskişehir'in elinde ne olduğunun çok doğru bir şekilde envanterlenmesi lazım ve artık dijital bir çağda yaşıyoruz. Bunun dijital kültür altyapısıyla bölgeye, bölgede Ankara'da daha doğrusu plan yok. O yüzden bölge altyapısını çiziyorum. Türkiyemize ve dünyaya bunun anlatılması lazım. Çünkü artık dünyanın yeni şehirleri, dünyanın yeni ülkeleri artık şehirler. Şehirler rekabetçi yapılarıyla ön plana çıkıyor. Eskişehir'e bu anlamda hem coğrafi konumundaki avantajı, hem sanayi altyapısının güçlü olması, hem de son günlerde sıkça gündeme gelen toprak elementleri ve madenler konusundaki zenginliği büyük bir imkan. Yine termal, kültür ve sanat altyapısı da bu anlamda çok önemli. Kurşunlu Camii Anadolu'nun nadide eserlerinden biri ve bu itibarla Türk estetik ve mimarisinin en çok öne çıkan alanlarından bir tanesi. Bu itibarla biz Anahtar Parti olarak Eskişehir İl Başkanımız Sayın Çağlar Ölçe'nin önderliğinde Eskişehir'e şunu teklif ediyoruz: Bu şehri ortak akılla yönetin. Bizim kültür, sanat ve turizm konularındaki tecrübelerimizi de şehrin karar alma mekanizmalarında bugünden kullanmaya başlayın. Çünkü Farabi'nin Medinetül Fazıla'sında belirtmiş olduğu Erdemli Kent'te Farabi şu şekilde tarif eder: Erdemli kentler hikmetle yönetilen kentlerdir der. Hikmetle yönetilen kentlerden kastettiği bu kentlerin ortak akılla yönetilmesidir. Dolayısıyla bu akıl, bu altyapı partimizin de girişinde görmüş olduğunuz gibi liyakatli şöhretsizler anahtar parti kadrolarında vardır ve göreve hazırdır. Bir diğer husus, Farabi'den günümüze geldiğimizde yeni dünyanın yeni ülkeleri artık şehirlerdir teorisini dünyada savunan İngiliz kent tasarımcısı Charles Landry de tasarım kentini şu şekilde tarif eder: O kente ait her türlü somut ve somut olmayan kültürel öğesini tanımlayıp tanıtabilen kentler tasarım kenti olmaya adaydır der. Farabi ile Charles Landry arasında kurmuş olduğumuz bu felsefi altyapının kendisinde vücut bulduğu şehir Eskişehir'dir. Dolayısıyla bu somut ve somut olmayan kültürel mirasına dair Eskişehir'in her türlü envanteri çıkartılacak ve bunlar teker teker, teker teker bölgeye, Türkiye'ye ve dünyaya anlatılarak bu sorunun üstesinden gelecektir. Eskişehir'de ortalama 2'ye yaklaşan, yani 1.7 geceleme sayısını biz önce 2,5'a, 3'e, 3,5'a, 4'e getirdiğimiz zaman bundan Eskişehir'deki birdenbire 36 sektör olumlu anlamda etkilemeye başlayacak ve bu lokomotif görevini görecektir. Zaten Türkiye'nin ilk lokomotif fabrikası da Eskişehir'de yapılmıştı. Kültür, Sanat ve Turizm İl Başkan Yardımcıları ile bir toplantı gerçekleştirdik. Eskişehir’i temsilen de Ece Bozkaya arkadaşımız katıldı. Toplantıda bu konuyu gündeme getirdik ve Anahtar Parti olarak 1 Kasım’dan sonra, 102 yıllık Cumhuriyet tarihinde ilk kez ilan edilecek olan bir Millî Kültür Siyaset Belgesi ile sahneye çıkacağız. Bu Millî Kültür Siyaset Belgesi’nde, şehirlerimizi geleceğe hazırlarken tarihî miras altyapılarını nasıl ele alacağımıza dair yol haritamızın ipuçlarını ve bunların uygulama örneklerini paylaşacağız. Türkiye’de bugüne kadar hazırlanan planların en büyük eksikliği, yüzeysel kalmalarıydı. Biz ise uygulama planlarını da içeren somut bir yol haritası sunacağız. Size küçük bir ipucu vermek isterim: Biz şehirlerimizi bu anlamda tematik olarak kategorilere ayıracağız. Örneğin, Dünya Kaleli Kentler Birliği gibi bir sınıflandırmadan yola çıkarak; kaleleri olan şehirlerimiz, kuleleri olan şehirlerimiz, termal zenginlikleri bulunan şehirlerimiz ve ayrıca şehir ve edebiyat dergisi bulunan şehirlerimiz gibi kategoriler oluşturacağız. Bu şehirlerin dünya kültür ve sanat altyapısında hak ettikleri yere ulaşabilmeleri için gerekli destekleri, uygulama planlarıyla birlikte sağlayacağız. Burada özellikle ifade etmek isterim: Sayın İl Başkanımızın, değerli teşkilatımızın ve basınımızın güzide temsilcilerinin huzurunda altını çizmek istiyorum; dünyadaki kültür ekonomisinin en güçlü lokomotifi hiç şüphesiz Hollywood’dur. Bu, aynı zamanda Amerika tarafından kültürel düşüncelerini bir hegemonya, bir propaganda aracı olarak kullanmanın da en etkili yoludur. Şöyle düşünün: Hepimiz televizyonlardan, sinemalardan ya da son dönemde yaygınlaşan dijital platformlardan film ve dizi izliyoruz. Ancak dikkat ederseniz, Hollywood’un ilgilenmediği veya mesafeli durduğu tek coğrafya Anadolu’dur. Ama er ya da geç buraya da gelecekler. Biz, ne kadar özgün olursak, kendi değerlerimize, köklerimize, kültürümüze ve geleneksel sanatlarımıza ne kadar sahip çıkarsak, o kadar güçlü, özgün ve kalıcı oluruz. Dolayısıyla bu anlayışla; camilerimizden tarihî miras alanlarımıza, toprağı vatan kılan ve vatanı da devlete millî kültürle bağlayan bir anlayışın taşıyıcısı olarak, Anahtar Parti kadroları Genel Başkanımız Sayın Yavuz Ağıralioğlu önderliğinde göreve hazırdır. 28 Ekim 2024 tarihinde Genel Başkanımız Sayın Yavuz Ağıralioğlu önderliğinde Anahtar Parti kurulmuştu. 1 Kasım 2025 tarihinde ise Ankara’da birinci yılımızı kutlayacağız. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı etkinlikleriyle çakışmaması için kutlamamızı 1 Kasım tarihinde gerçekleştireceğiz. Bu vesileyle, hem il başkanımız hem teşkilatımız hem de teşkilat başkanımız sizleri bu özel programa davet etmişti. Ben de genel merkezden gelen bir misafiriniz olarak, sizleri Ankara’daki bu anlamlı programa ev sahibi sıfatıyla davet ediyorum." Basın toplantısının ardından Genel Başkan Yardımcısı Tanrıöver, İl Başkanı Ölce ve Yönetim Kurulu üyeleri ile birlikte Anahtar Parti İnönü İlçe Başkanlığının açılışını gerçekleştirdi.

Eskişehir'in Üçüncü Bir Merkez İlçeye İhtiyacı Var! Haber

Eskişehir'in Üçüncü Bir Merkez İlçeye İhtiyacı Var!

Anahtar Parti Eskişehir İl Başkanlığı tarafından Emek Mahallesi’nde düzenlenen basın toplantısında Emek, 71 Evler ve 75. Yıl Mahallelerinin yeni bir merkez ilçeye bağlanması yönünde çağrıda bulunuldu. Emek Mahalle Muhtarlığı önünde, Anahtar Parti Eskişehir İl Başkanı Çağlar Ölce, İlçe Başkanları, İl ve İlçe Yöneticileri ile partililerin katılım sağladığı basın toplantısında konuşan İl Başkanı Ölce şu ifadelere yer verdi; “Bugün burada sizlerle Eskişehirimizin göz ardı edilen, ihmal edilen mahallelerinden söz etmek için bulunuyorum. Emek, 71 Evler ve 75. Yıl Mahalleleri… Bu üç mahallede yaşayan insanlarımızın sesi olmak, onların haklı taleplerini dile getirmek bizim görevimizdir. Bugün Odunpazarı’nın en kalabalık bölgeleri arasında yer alan bu mahallelerin toplam nüfusu 100 bini aşmış durumda. Sadece Emek Mahallesi’nde 60 bine yakın vatandaşımız yaşıyor. Yüz ölçümü 4,6 milyon metrekare olan, 15 cadde, 3 bulvar ve 376 sokağıyla adeta başlı başına bir şehir olan Emek Mahallesi ne yazık ki hak ettiği ilgiyi görmüyor. Yaptığımız görüşmelerde vatandaşlarımızın şikayetleri çok net. Kışın çamurdan, yazın ise tozdan nefes almak mümkün değil. Parklar kent merkezindekiler kadar özenle bakılmıyor, çöp konteynerleri yetersiz, yollar bakımsız. Kısacası, insanların günlük yaşamlarını doğrudan etkileyen onlarca sorun çözüm bekliyor. Emek Mahallesi Muhtarımız Sayın Sibel Akın da defalarca basın aracılığıyla bu sorunları dile getirdi. Ancak görüyoruz ki Odunpazarı Belediyesi bu mahallelere gereken yatırımı yapmıyor, sadece seçimden seçime hatırlıyor. Oysa bu mahalleler sıradan değil, Eskişehir’in geleceğinde söz sahibi olacak, potansiyeli yüksek yerleşim alanlarıdır. Biz, Anahtar Parti olarak diyoruz ki; artık köklü bir adım atılmalıdır. Emek, 71 Evler ve 75. Yıl Mahalleleri Odunpazarı’ndan ayrılıp yeni bir ilçeye bağlanmalıdır. İsmi ne olursa olsun, ama mutlaka farklı bir ilçe olsun. Çünkü yeni kurulacak bir belediye bu mahalleleri gerçek anlamda hak ettiği cazibe merkezine dönüştürecektir.” Hemşehrilerimiz yalnızca seçim zamanı değil, her zaman hizmet bekliyor. Bizim amacımız da vatandaşlarımızın bu talebine sahip çıkmak, sorunları çözmek ve onlara daha kaliteli bir yaşam alanı sunmaktır. Eskişehir’in üçüncü bir merkez ilçeye ihtiyacı vardır. Bu sadece bir siyasi talep değil, aynı zamanda sosyal bir zorunluluktur. Çünkü bu mahalleler Eskişehir’in kalbinin attığı, emeğin ve alın terinin yoğunlaştığı yerlerdir.”

Geçmişle Hesaplaşmadan, Adaletle Yüzleşmeden Demokrasi Kurulamaz Haber

Geçmişle Hesaplaşmadan, Adaletle Yüzleşmeden Demokrasi Kurulamaz

Anahtar Parti Eskişehir İl Başkanlığı tarafından 12 Eylül askeri darbesinin yıl dönümü dolayısıyla bir basın açıklaması yapıldı. Anahtar Parti STK İlişkileri Başkanı Servet Kanramaner tarafından yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi; "Bugün, ülkemiz demokrasisine ağır darbeler vurmuş 12 Eylül 1980 askeri darbesini bir kez daha hatırlama ve hatırlatma sorumluluğuyla karşı karşıyayız. 12 Eylül 1980; yalnızca siyasi partilerin kapatıldığı, Meclis’in dağıtıldığı, anayasal düzenin rafa kaldırıldığı bir askeri müdahale değildir. Aynı zamanda yüz binlerce vatandaşın gözaltına alındığı, işkence gördüğü, cezaevlerinde yaşamını yitirdiği, onlarca insanın idam edildiği karanlık bir dönemdir. 12 Eylül 1980 darbesiyle birlikte onbinlerce kişi tutuklanmış, işkenceden geçirilmiş, 50 kişi idam edilmiş ve binlerce TSK mensubu asker ve memur mesleklerinden ihraç edilmiştir. Bu darbe döneminde, özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde görev yapan birçok subay ve astsubay, herhangi bir mahkeme kararı olmadan, yalnızca fişlemeler, istihbarat notları veya ideolojik değerlendirmelerle hukuksuzca mesleklerinden ihraç edilmiştir. Bu kişilerin büyük bölümü neyle suçlandığını dahi öğrenememiş, savunma hakkı tanınmamış, ailesiyle birlikte sivil ölüme terk edilmiştir. Darbelerin sadece siyasi sonuçları olmamıştır: Toplumsal kutuplaşma artmış, Ekonomik kayıplar yaşanmış, Demokratik kültür zayıflamış, Adalet duygusu zedelenmiş, hukuka güven büyük yara almıştır. Unutulmamalıdır ki; Geçmişle hesaplaşmadan, adaletle yüzleşmeden gerçek bir demokrasi kurulamaz. Bu nedenle biz Anahtar Parti olarak; Darbe dönemlerinde mahkeme kararı olmadan meslekten ihraç edilen tüm asker, memur ve kamu görevlilerinin durumunun yeniden incelenmesini, Haksız ihraçlar ile itibarlarının iadesini ve maddi manevi tazminatlarının sağlanmasını, Tüm darbelerle ve darbeci anlayışla toplumsal ve hukuki düzeyde samimi bir yüzleşme yapılmasını, Sivil toplumun, hukukun ve demokrasinin kurumsal olarak güçlendirilmesini talep ediyoruz. Darbe yalnızca bir iktidar değişimi değildir. Darbe, bir milletin hafızasına, geleceğine, umuduna vurulan zincirdir. Bu karanlık dönemlerde hayatını kaybeden tüm yurttaşlarımızı saygıyla anıyor, haksızlığa uğrayan tüm mağdurların haklarının iadesi için mücadelemizi sürdüreceğimizi bir kez daha kamuoyuna ilan ediyoruz."

Bizim Eleştirimiz Bu Zamları Mecburi Hale Getirenlere! Haber

Bizim Eleştirimiz Bu Zamları Mecburi Hale Getirenlere!

Anahtar Parti Eskişehir İl Başkanlığı tarafından kalabak suyuna gelen zam ile ilgili olarak Köprübaşı bölgesinde bulunan ESKİ Bürosu önünde bir basın açıklaması yapıldı. Anahtar Parti Eskişehir İl Başkanı Çağlar Ölce yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı; “Bugün burada sizlerle paylaşmak istediğim mesele aslında hepimizin evinde doğrudan hissedilen bir gerçektir. Kalabak Su fiyatları. Eskişehir’in markası, yıllardır güvenle içtiğimiz, şehrimizin gururu olan Kalabak Su’ya son iki yılda ardı ardına zamlar yapıldı. Rakamları sizlerle birlikte bir kez daha hatırlayalım. 4 Şubat 2023 tarihinde Kalabak Su 12 liraydı. 8 Temmuz 2023’te 15 liraya çıktı. 9 Ekim 2023’te 17 lira 50 kuruş oldu. Ardından 1 Mayıs 2024’te 25 liraya yükseldi. 9 Kasım 2024’te fiyat 30 liraya çıktı. 12 Nisan 2024’te 35 lirayı gördük. Ve en son 1 Ağustos’ta yapılan zamla Kalabak Su artık 40 lira oldu. Yani sadece 2 buçuk yıl içinde Kalabak Su’ya 3 kattan daha fazla oranda zam geldi. Bu tabloya bakıldığında elbette vatandaşın cebine yansıyan yükün çok ağır olduğunu söylemek zorundayız. Ancak altını çizerek ifade ediyorum. Burada suç Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nde değildir. Çünkü bu kurum da tıpkı vatandaş gibi artan maliyetlerin, yükselen enerji fiyatlarının, taşımacılık giderlerinin ve genel ekonomik tablonun baskısı altındadır. Eskişehir’de bulunan Kent Lokantalarında da 4 kap yemeğin fiyatı 65 liradan 75 liraya çıkarıldı. Bizim eleştirimiz Kalabak Su’ya veya Kent Lokantalarındaki yemeklere zam yapmak zorunda kalanlara değil, bu zamları mecburi hale getirenlere yöneliktir. Yani ülke ekonomisini yönetenlere. Maalesef bugün geldiğimiz noktada, 2023 yılında aldığımız birçok ürün 2025’te 4-5 katına çıkmış durumda. Vatandaş sadece suya değil, ekmeğe, süt ürünlerine, sebzeye, meyveye, elektriğe ve doğalgaza gelen zamlarla yaşam mücadelesi veriyor. Burada asıl sorulması gereken soru şudur. İnsanımız neden en temel ihtiyacı olan suyu bile bu kadar pahalıya almak zorunda kalıyor? Cevabı açık. Ekonomiyi yönetenler, bu ülkenin kaynaklarını doğru kullanamıyor. Üretimi destekleyecek, enflasyonu kontrol altına alacak, vatandaşın alım gücünü koruyacak politikaları hayata geçiremiyorlar. Anahtar Parti olarak bizler, vatandaşımızın çıkarını merkeze koyuyoruz. Bizim anlayışımızda devlet, vatandaşa yük olan değil, vatandaşın yükünü alan kurumdur. Bugün suya, yarın ekmeğe, ertesi gün elektriğe zam geliyorsa bu, vatandaşın değil yönetenlerin ayıbıdır. Eskişehir halkının sesi olarak buradan çağrıda bulunuyorum. Hemşehrilerimiz asla yalnız değildir. Biz, halkın yanında olmaya ve gerçekleri dile getirmeye devam edeceğiz. Çünkü mesele sadece Kalabak Su değil, mesele vatandaşın hakkı, alın teri ve geleceğidir.”

Bile İsteye Bir Cana Kıyan Herkes Canidir! Haber

Bile İsteye Bir Cana Kıyan Herkes Canidir!

Anahtar Parti Eskişehir İl Kadın, Aile ve Sosyal Politikalar Başkanı Meral Öztürk geçtiğimiz günlerde sosyal medyada gündeme gelen ve büyük tepkilere yol açan sokak hayvanına yönelik şiddete tepki gösterdi. Anahtar Parti Eskişehir İl Kadın, Aile ve Sosyal Politikalar Başkanı Meral Öztürk yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı; “Ülke olarak günlerdir içimizi yakan bir olayı konuşuyoruz. İstanbul’da tadilat için bir siteye gelen 34 yaşındaki Burak Alan, binanın önünde gördüğü Cezve isimli kediyi önce sever gibi yaptı. Kucağına aldı, ama sevmek için değil… Yere fırlattı, defalarca tekmeledi. Sonra binanın içine götürdü, işkence edip öldürdü. Bu görüntüleri izlemek bile insanın kanını donduruyor. Bile isteye bir cana kıyan herkes canidir. Nokta. Ne bahanesi var ne de hafifletici nedeni. Biz bu hale nasıl geldik? İnsan, el kadar hayvana bu kadar nefretle nasıl yaklaşır? Bu sadece bir kediye yapılan şiddet değil, bu toplum olarak geldiğimiz noktayı gösteren acı bir tablo. Cezasız kalan her şiddet, bir sonrakine davetiye çıkarır. “Nasıl olsa başıma bir şey gelmez” diyen her cani, daha da cesaretlenir. Cezve öldürüldü, katil tutuklandı ama hâlâ bu zihniyet bizimle aynı sokaklarda dolaşıyor. Bu mesele sadece Cezve’nin hikâyesi değil. Eğer sessiz kalırsak, yarın Eros’un, ertesi gün Tom’un, Limon’un başına gelecek. Hayvana şiddetin cezası caydırıcı olmalı. “Para cezası verir, kurtulur” mantığı bitmeli. Bizim istediğimiz şey basit. Bir cana kıyan, bunun bedelini ağır ödesin. İster insan olsun ister hayvan, can kutsaldır. Açık açık söylüyorum. Hayvana şiddet, insanlığa ihanettir. Bugün kediye tekme atan, yarın insana da atar. Şiddetin bahanesi olmaz. Bu memlekette cana kıymanın “ama”sı, “fakat”ı olmaz. Bunun peşini bırakmayacağız. Cezve’nin, Eros’un, Tom’un, Limon’un hesabını soracağız. Hayvana şiddetin cezasız kalmasına izin vermeyeceğiz. Bu mesele sadece hayvanseverlerin değil, vicdan sahibi herkesin meselesidir. Unutmayın sessizlik onaydır. Biz susarsak, yarın başka bir can daha eksilecek. Biz Anahtar Parti olarak hayvana şiddete dur denilecek adımları kanunlarla atacağız ve uygulanmasını da bizzat denetleyeceğiz. Bu iş sadece konuşmakla olmaz, meydana gelebilecek her olayın tek tek takipçisi olacağız.”

Şiddetin Her Türlüsüne Karşıyız ve Asla Sessiz Kalmayacağız Haber

Şiddetin Her Türlüsüne Karşıyız ve Asla Sessiz Kalmayacağız

Anahtar Parti Eskişehir İl Kadın, Aile ve Sosyal Politikalar Başkanı Meral Öztürk son günlerde yaşanan kadın cinayetleri ile kadına yönelik şiddet olaylarına tepki gösterdi. Anahtar Parti Eskişehir İl Kadın, Aile ve Sosyal Politikalar Başkanı Meral Öztürk şu ifadeleri kullandı; "Toplum olarak gün geçtikçe daha fazla şiddet haberine uyanıyoruz. Kadına, çocuğa, erkeğe, hayvana… Fark etmiyor. Şiddetin yöneldiği her varlık, her beden bizim için kırmızı çizgidir. Bugün burada, sadece bir kadının değil; bir annenin, bir kız kardeşin, bir yurttaşın, bir vicdanın sesi olarak konuşuyorum: Şiddetin her türlüsüne karşıyız ve asla sessiz kalmayacağız. Ne yazık ki Eskişehir gibi sosyal duyarlılığı yüksek bir şehirde bile zaman zaman akran zorbalığı, kadına yönelik şiddet ya da hayvana eziyet gibi kabul edilemez olaylar gündeme geliyor. Sessizlikle normalleştirilen her şiddet, başka bir şiddetin zeminini hazırlıyor. Bu nedenle biz Anahtar Parti olarak, şiddete karşı yalnızca kınamakla kalmayacak; bu eylemleri caydırıcı ve cezalandırıcı şekilde anayasada güvence altına alacak adımları atacağız. Akran zorbalığı da görmezden gelinemeyecek kadar büyük bir toplumsal sorundur. Okullarda, sosyal çevrelerde ya da dijital mecralarda çocuklarımızın, gençlerimizin maruz kaldığı baskılar, onları psikolojik çöküntülere sürüklüyor. Erken yaşta başlayan bu zorbalık, ilerleyen yıllarda şiddet sarmalına dönüşüyor. Bu zinciri kırmak, geleceğimizi korumak demektir. Anahtar Parti olarak çözüm odaklıyız. Kadına yönelik şiddeti engelleyecek yasal düzenlemeleri sadece hayata geçirmekle kalmayacağız, bunların uygulanmasını da tavizsiz bir biçimde takip edeceğiz. Aynı şekilde, hayvan haklarını da anayasal güvence altına alacak, eziyetin değil yaşam hakkının üstün tutulduğu bir hukuk sistemini inşa edeceğiz. Bu şehirde ve bu ülkede yaşayan her canlının eşit, özgür ve güven içinde yaşamasını savunuyoruz. Sözümüz nettir: Şiddeti durdurmadan, toplumu iyileştiremeyiz. Ve biz, iyileşmeye Anahtar’ız."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.