SON DAKİKA
Hava Durumu

#Aile Ve Sosyal Hizmetler Bakanı

Porsuk Haber Ajansı - Aile Ve Sosyal Hizmetler Bakanı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Aile Ve Sosyal Hizmetler Bakanı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Bakan Göktaş: "Yaşlı Nüfus Oranı 2040 Yılında Yüzde 16'ya Çıkacak" Haber

Bakan Göktaş: "Yaşlı Nüfus Oranı 2040 Yılında Yüzde 16'ya Çıkacak"

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, "Tahminlere göre, yaşlı nüfus oranının 2040 yılında yüzde 16'ya ulaşacağı öngörülüyor. Etkili tedbirler alınmazsa 2100 yılına gelindiğinde ortanca yaşın 60'a çıkacağı belirtiliyor. Bu demografik dönüşüm, yeni politikalar geliştirmemizi zorunlu kılıyor." dedi Eskişehir’de Yaşlılık Çalıştayı'na katılan Bakan Göktaş, burada yaptığı konuşmada, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından ekim ayında gerçekleştirilecek 2. Yaşlılık Şurası kapsamında 81 ilde çalıştaylar düzenlediklerini söyledi. Çalıştaylarla yerel dinamikleri göz önünde bulundurarak politikalar geliştirmeyi amaçladıklarını belirten Göktaş, "Yaşlılarımızın aktif ve sağlıklı yaş almaları için hizmetlerimizi nasıl güçlendirebiliriz? Onlara daha iyi bir yaşam sunmak için neler yapabiliriz? Bu çalıştaylarda cevabını aradığımız sorulardan sadece bir kaçıdır." diye konuştu. Bakan Göktaş, Türkiye'de nüfus yapısının hızla değiştiğinin altını çizerek, şöyle devam etti: "Yaşlı nüfus oranı, yıldan yıla artıyor. Doğurganlık oranlarının düşmesiyle yaş ortalaması giderek artıyor. Eskişehir de doğurganlık hızının en düşük olduğu şehirlerden biri. Bu demografik dönüşüm, ülkemiz için bir sosyal politika seferberliği anlamına geliyor. Türkiye'de yaşlı nüfus oranı artık, yüzde 10,6 seviyesine ulaşmış durumda. Tahminlere göre, yaşlı nüfus oranının 2040 yılında yüzde 16'ya ulaşacağı öngörülüyor. Etkili tedbirler alınmazsa 2100 yılına gelindiğinde ortanca yaşın 60'a çıkacağı belirtiliyor. Bu demografik dönüşüm, yeni politikalar geliştirmemizi zorunlu kılıyor. Sağlıktan sosyal destek mekanizmalarına, emeklilik ve bakım hizmetlerinden şehir planlamasına kadar pek çok alanda yeni ihtiyaçlar ortaya çıkıyor. Bu mesele, hepimize önemli sorumluluklar yüklüyor. Yaşlılarımıza sunulan hizmetlerin sayısını ve niteliğini artırmak, farklı ihtiyaçlara göre çeşitliliğini artırmamız gerekiyor." Evde bakım hizmetlerinden gündüz yaşam merkezlerine, geriatri sağlığı altyapısından ulaşım ve barınma düzenlemelerine dek geniş bir yelpazede çalışmalara ihtiyaç olduğunu dile getiren Göktaş, şöyle devam etti: "Yaptığımız Yaşlı Profili Araştırması'nda Türkiye'deki yaşlıların yüzde 64,4'ünün kendilerini en çok mutlu eden şeyin aileleri olduğunu belirtmiştir. Yine araştırmayla Türkiye'de 1,6 milyon yaşlının tek başına yaşadığını ve yaşlıların yüzde 86,6'sının evde yalnızken bile kendini güvende hissettiğini belirttikleri tespit edilmiştir. Bu araştırmayı TÜİK ile 2023'te yapmıştık. Bu nedenle yaşlılarımızın kurum bakımı yerine evde aileleriyle ve yakın çevreleriyle beraber yaşamalarını önceleyen hizmetlerimizi güçlendiriyoruz. Bu alandaki hizmet ve politikaları da ancak, merkezi ve yerel düzeyde bütüncül bir anlayışla ortaya koyacağımıza inanıyoruz." "Büyüklerimizin huzur, güven ve saygı içinde yaşamaları hepimizin görevi" Bakan Göktaş, yaşlılara yönelik politikalarının kapsayıcı, sürdürülebilir, veriye dayalı ve hak temelli olması gerektiğine dikkati çekerek, bakanlığınca başlatılan ve çalışmaları devam eden Yaşlılık Saha Araştırması'nın politikaların referans belgelerinden biri olacağını, 81 ilde düzenlenen yaşlılık çalıştaylarından elde edilen bulguların da büyük önem taşıdığını aktardı. Yaşlıların hayat kalitesini yükseltecek ve toplumsal yaşama tam katılımını artıracak bir yol haritası çizilebileceğini ifade eden Göktaş, "Büyüklerimizin huzur, güven ve saygı içinde yaşamalarını temin etmek hepimizin önemli görevlerindendir. El ele verdiğimizde bunu sağlayacağımıza inancım tamdır." dedi. Göktaş, 2025 senesinin "Aile Yılı" olduğunu anımsatarak, "Aile Yılı'nın yaşlılık politikalarıyla ilişkisi, son derece güçlü. Yaşlılarımız, ailenin kuşaklar arası hafızası ve toplumsal değerlerin taşıyıcısıdır. Aile, sadece anne, baba ve çocuklardan oluşmaz. Dede ve ninelerin varlığı, anıları, nasihatleri ve tecrübeleri bizlere her daim yol gösteriyor. Aileyi güçlendirmek istiyorsak, önce aile büyüklerimize sahip çıkmalı, onları aile hayatının merkezinde tutmalıyız." değerlendirmesinde bulundu. Büyüklerine hürmet eden, onları baş tacı yapan bir aile yapısının genç nesillere en güzel örnek olduğunu vurgulayan Göktaş, "Bu nedenle 2025 Aile Yılı'nda, ailemizi koruyup güçlendirirken, büyüklerimizin rolünü de yüceltmek durumundayız. 'Aile ve Nüfus 10 Yılı' da nesiller arası bağı güçlendirecek, aile kurumunu ülkemizin en sağlam dayanağı haline getirecek kapsamlı politikaları hayata geçireceğimiz bir dönem olacak." diye konuştu. Göktaş, üniversitelerden saygın akademisyenlerin, bakanlıkların il ve ilçe teşkilatlarından temsilcilerinin, yerel yöneticilerin, sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin, medya mensupları ve muhtarlar ile doğrudan tecrübeleriyle konulara ışık tutacak kişilerin katıldığı çalıştayın Türkiye'nin yaşlı politikalarının şekillenmesine vesile olacağını da sözlerine ekledi. Daha sonra huzurevi yaşlı bakım ve rehabilitasyon merkezinin açılışına katılan Bakan Göktaş, "Bakanlık olarak yaşlı hizmetlerini sadece bakım ve destekle sınırlı görmüyoruz. Onların sosyal hayata katılımlarını önemsiyor, sağlıklı bir yaşam sürmelerini sağlamak için her geçen gün yeni projeler üretiyoruz." dedi. Göktaş, Odunpazarı ilçesinde inşa edilen Fethi Yılmaz Sezer Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi'nin açılış töreninde, kuruluşun 203 kişilik kapasitesiyle önemli bir hizmet vereceğini söyledi. Büyüklere sevgi dolu bir yaşam alanı sunacak merkezi şehre kazandıran hayırsever Fethi Yılmaz Sezer'e teşekkür eden Göktaş, "Bizim medeniyetimiz, insanı yalnız bırakmayan, ihtiyacı olana el uzatan bir anlayış üzerine kuruludur. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, son 23 yılda yürüttüğümüz tüm politikalarımızın temeli olan 'sosyal devlet' dediğimiz anlayış, tam bu noktada hayat bulur." diye konuştu. Bakan Göktaş, sosyal devlet anlayışının sadece yönetim biçimi değil, bir medeniyet çağrısı olduğunun altını çizerek, şöyle konuştu: "Bu medeniyetin taşıyıcıları, bugünlere gelmesini sağlayanlar, kıymetli büyüklerimizdir. Onlar, dünümüzün emekçileri, bugünümüzün rehberleri, yarınımızın da duasıdır. Bu anlamda büyüklerimize ihtiyaç duydukları güveni ve huzuru hissettirmek, asli vazifemizdir. Bakanlık olarak yaşlı hizmetlerini sadece bakım ve destekle sınırlı görmüyoruz. Onların sosyal hayata katılımlarını önemsiyor, sağlıklı bir yaşam sürmelerini sağlamak için her geçen gün yeni projeler üretiyoruz. Hizmetlerimizi çeşitlendiriyoruz. İnanıyoruz ki yaşlılarımızın hayatına kattığımız her güzellik, aslında ülkemizin geleceğine yapılmış bir yatırımdır. Bunun için destek mekanizmalarımızı güçlendiriyoruz." Göktaş, Ulusal Vefa Programı ile yaşlılara kendi evlerinde, gündelik ihtiyaç desteği hizmeti sunulduğunu, Yaşlı Destek Programı ile yaşlıların hizmetlere daha kolay erişmesinin sağlandığını ve Evde Bakım Yardımı ile de bakıma ihtiyacı olanlara destek verildiğini aktardı. Gündüzlü bakım ve aktif yaşam merkezlerinde yaşlılara ve ailelerine, rehberlik, danışmanlık, psiko-sosyal destek hizmetleri sunulduğu bilgisini veren Göktaş, "Bugün, Türkiye'de 464 kamu ve özel huzurevinde, 29 bin 615 yaşlımız yatılı bakım ve rehabilitasyon hizmetinden faydalanıyor. Huzurevlerimizde kalan, ihtiyaç sahibi yaşlılarımızın tamamı bu hizmetten ücretsiz yararlanıyor." ifadesini kullandı. "Yaşlılarımız, aileyi ve toplumu güçlü kılan en temel unsurdur" Açılışı gerçekleştirilen merkezde yatak kapasitesinin genişleteceğini dile getiren Göktaş, şöyle devam etti: "Bu merkez kıymetli büyüklerimiz için dostluğun, muhabbetin ve sıcak bir aile ortamının yaşandığı bir mekan olacak. Burada gündüzlü bakım hizmeti de sunacağız. Böylece daha fazla yaşlımız, bu huzurevimizde sağlık, rehabilitasyon, kültürel etkinlikler ve sosyal yaşamın tüm imkanları sunulacak. Sunduğumuz hizmetle onların deneyimlerini, bilgeliğini, enerjisini topluma yeniden kazandıracağız. Ayrıca Eskişehir Tepebaşı'na bir huzurevi daha kazandırmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu hizmetlerimiz, büyüklerimize verdiğimiz değerin bir göstergesi, yarınlara bırakacağımız anlamlı birer mirastır. Çünkü yaşlılarımız, aileyi ve toplumu güçlü kılan en temel unsurdur. 2025 Aile Yılı da kuşaklar arası dayanışmayı artırarak aile yapımızı ve değerlerimizi güçlendireceğimiz bir dönüm noktasıdır. Böylece büyüklerimiz için büyük bir hassasiyetle çalışmaya ve ihtiyaçlarını karşılamaya devam edeceğiz. Devletimizin şefkat elini en çok ihtiyaç duyan vatandaşımıza ulaştırmak için çalışmayı sürdüreceğiz." Konuşmanın ardından İl Müftüsü Muharrem Gül tarafından dua edildi. Daha sonra Bakan Göktaş ve beraberindekiler, merkezin açılış kurdelesini kesti. Bakan Göktaş, günün anısına huzurevinin bahçesine kendi adına dikilen çınar fidanına can suyunu verdi.

Eskişehir İl Yaşlılık Çalıştayı Gerçekleşti Haber

Eskişehir İl Yaşlılık Çalıştayı Gerçekleşti

Eskişehir İl Yaşlılık Çalıştayı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'ın katılımıyla gerçekleştirildi. Yaşlı nüfusun yaşam kalitesini yükseltmek, karşılaştıkları sorunlara çözüm üretmek amacıyla düzenlenen çalıştaya AK Parti Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Ayşen Gürcan, Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy, kamu kurum ve kuruluş temsilcileri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve alanında uzman akademisyenler katıldı. Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy programda yaptığı konuşmada; "Yaşlılıkla ilgili ülke çapında yürütülen çalışmalara altlık oluşturması bakımından bu çalıştayın Eskişehir özelinde çok değerli katkılar sunacağına yürekten inanıyorum. Türkiye genelinde ortanca yaş %34,4 iken Eskişehir’de bu oran %38,2’dir. Sayın Bakanımız ve kıymetli milletvekilimizin de ifade ettiği üzere Eskişehir, yaş ortalaması bakımından ülke genelinin üzerinde bir konumdadır." dedi. Bakan Mahinur Özdemir Göktaş ise yaptığı konuşmada; "Bakanlığımız koordinasyonunda 81 ilimizde çalıştaylar düzenliyoruz. Bu çalıştaylarla esas amacımız, yerel dinamikleri göz önünde bulundurarak politikalarımızı geliştirmektir. 2025 yılının Sayın Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle “Aile Yılı” ilan edilmesi çok anlamlı bir adımdır. Bu özel yıl kapsamında ailenin korunması ve güçlendirilmesine yönelik birçok proje ve etkinliği hayata geçiriyoruz. Yaşlılık politikalarını uzun vadeli ve daha bütüncül bir bakış açısıyla ele almamızın bir yansıması olan Yaşlılık Şûrası da bu çalışmalarımızdan sadece biridir. Aile Yılı’nın yaşlılık politikalarıyla ilişkisi son derece güçlüdür." dedi.

Çocuk Hakları Sözleşmesinin Gereklilikleri Uygulanmıyor Haber

Çocuk Hakları Sözleşmesinin Gereklilikleri Uygulanmıyor

CHP Eskişehir İl Kadın Kolları Başkanı Sibel Yeşildal Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla bir mesaj yayınlarken Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'a tepki gösterdi. İl Kadın Kolları Başkanı Sibel Yeşildal yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi; "Bugün, 1989 yılından bu yana BM tarafından kabul edilen 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü. Bugünün amacı; dünyanın her yerinde yaşamını zor koşullar altında geçiren, yaşam mücadelesi veren, yoksulluk içinde yaşayan çocukları korumak ve sefaletin, savaşın hüküm sürdüğü coğrafyalarda yaşam mücadelesi veren çocukların koşullarını iyileştirmektir. Türkiye ise 1990 yılında ‘Çocuk Hakları Sözleşmesini’ kabul etmiş ve uluslararası bağlayıcılık kazanmıştır. Ancak bu sözleşme de tıpkı diğer sözleşmeler gibi Türkiye’nin uluslararası bağlayıcılığının olduğu fakat ‘gelir, geçer’ olarak görülen sözleşmelerden biri olarak rafa kaldırılmıştır. Rafa kaldırılmıştır diyoruz çünkü ne 2011 yılında yürürlüğe koyulan 'Çocukların Cinsel Suistimal ve Cinsel İstismara Karşı Korunmasına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi' olan Lanzarote ne “6284 varken İstanbul Sözleşmesine ne gerek var?” dedikleri 6284, ne de bizleri bugün açıklama yapmamız için buraya toplayan günün bağlayıcı sözleşmesi olan Çocuk Hakları Sözleşmesinin gereklilikleri uygulanmıyor. Gereklilikler uygulanmazken bizler bir avuç toprağın üstüne atıldığı çocukların yasını tutuyor, olay yeri haline getirdikleri bebek küvözleri için mahkeme salonlarında adalet arıyoruz. Ancak geldiğimiz noktada adalet birilerinin elinde oyuncağa dönüşmüş, çocuk hakları, insan hakları ayaklar altına alınmış, imzacı oldukları bağlayıcı sözleşmelere de tıpkı meclis önergelerine dedikleri gibi ‘HAYIR’ denmiş, ülke acı içindeyken kendileri için her türlü imkanı kullananlar; 5 çocuğu 18 kez ziyaret etmelerine rağmen alevlere mahkum etmiştir. Halkın feryadı da isyanı da sarayın kapısından içeri girememiştir. Bugün geldiğimiz ‘kör’ noktada iktidar; kaybolan çocukların verisini vermeye tenezzül etmezken, sorumlusu olduğu çocuk istismarlarını ve çocuk katliamlarını ‘kınamaktan’ başka bir şey yapmazken, kahkahalarla çocuk istismarlarını araştırmayı reddetmiştir. Bugün geldiğimiz ‘kör’ noktada iktidar; 22 yıllık acının hesabını vermek yerine ‘hayret bir şey anlayamıyorum’ demiştir. İnanın bizler de hayret ediyoruz. Ancak biz anlıyoruz. Ahmak dediğiniz bu ülkenin her ferdi anlıyor. Sizin neden anlamadığınızı da, çocuk cinayetlerini araştırmaya neden ‘HAYIR’ dediğinizi de anlıyor! Yarattığınız toplumsal çürümenin sebebini de anlıyor; Leyla’yı, Rabia Naz’ı, Oğuz Arda’yı, Müslüme’yi ve sorumlusu olduğunuz binlerce çocuğun kaybını neden unutturmaya çalıştığınızı da anlıyor. Gelelim iktidarın günlerdir sessizliğini koruyan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanına. 5 çocuğun yangında hayatını kaybettiği gün mecliste nöbetçi Bakandınız. Bu acı durum hakkında tek bir açıklama yapmayıp, makamınıza ziyarete gelen milletvekillerinizi ağırladığınız görseller paylaştınız. Siz ünvanınız olan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı ifadesinin neresindesiniz? Ne Aile’de ne de Sosyal Hizmette değilsiniz. Olaydan bir gün sonra ‘Güçlü Aile, Güçlü Toplum, Güçlü Türkiye’ başlığı altında Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Koordinasyon Kurulu’nun ‘İLK’ toplantısını gerçekleştirdiniz. Siz göreve geleli neredeyse 18 ay oldu ve aileyi korumakta, güçlendirmekte şimdi mi aklınıza geldi? Sayın Özdemir, artık ne aile var ne toplum ne de güçlü bir ülke. Bebekler küvözde öldürüldü, çocuklar yanarak öldü, genç bir kız annesinin gözü önünde vahşice katledildi, küçücük bir çocuğun bedeni küçücük bir köyde 19 gün sonra bulundu, Leyla’ya kıyanların tek bir tanesi bile tutuklu değil ve siz tek bir açıklama yapmadan 18 ay sonra ilk kez toplantı yapıyorsunuz. Siz ülke yangın içindeyken hala tek kelime etmeden Yenidoğan çetesi davasından bir gün önce Çeşme 7. Olağan İlçe Kongrenizde gülerek poz veriyorsunuz. AK Parti umudun, icraatın, geleceğin adıdır diyorsunuz. Sayın Özdemir, siz icraat derken, 18 kere gittiğinizi iddia ettiğiniz ancak tek bir icraatta bulunmadığınız o evde 5 çocuk YANARAK (!) hayatını kaybetti. Siz gelecek derken geleceği çalınan onlarca bebek küvözdeyken öldürüldü. Çıkmışsınız milyonlarca insanın aklıyla dalga geçercesine hala umut diyorsunuz. Günler sonra İzmir’e gidip yanarak ölen 5 çocuğumuz hakkında tek bir açıklama yapmazken çıkıp “kapsayıcı sosyal politikalarla hizmet sunmaya devam edeceğiz” diyorsunuz. Siz hangi sosyal politikadan hangi hizmetten bahsediyorsunuz? Bizler 18 Kasım’da Bakırköy Adliyesinde bebek katillerinden hesap sorarken siz nasıl bir Aile Bakanı olarak tek kelime etmiyorsunuz? Sayın Özdemir, Günler önce, sessizliğinizi ya sorularımıza ithafen bozup istifa etmenizi ya da suskunluğunuzla istifa etmenizi söylemiştik. Suskunluğunuzu korudunuz ancak istifa etmediniz. Şimdi sorularımızı da tekrar soruyoruz, istifanızı da tekrar talep ediyoruz. Sayın Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının yayınladığı 2024 Bütçe Teklifi raporlarından elde ettiğimiz, yani sizlerin verilerine ilişkin sorularımızı makamınızda misafir ağırlamaktan ve ilçe kongrelerine gitmekten fırsat bulup cevaplayacağınızı ümit ediyoruz! İlk olarak, OECD verilerine göre Türkiye’deki 6,5 milyon çocuk aşırı yoksulluk içindeyken Bakanlığın ‘Çocukların Korunması ve Gelişiminin Sağlanması’ programında sosyal ve ekonomik destek ile ailesi yanında desteklenen çocuk sayısı nasıl 170 bin olmaktadır? Nasılın cevabını bütün ülke yanarak hayatını kaybeden 5 çocuğumuz ile aldı. Ancak sizin cevabınız ne olacak? İkincisi, TÜİK’e göre Türkiye’deki kadın işsiz yüzdeliği %12,4 iken Bakanlığın yoksullukla mücadele etmek adına ‘işe başlama yardımından yararlanan kişi sayısı’ nasıl 120 olmaktadır? Nasılın cevabını bütün ülke kağıt toplamak zorunda kalan bir annenin çocuklarını kaybetmesi üzerine ‘yaşam tarzı’ ile suçlanması bahane edilerek aldı. Ancak sizin cevabınız ne olacak? Üçüncüsü, 2023 yılında Bakanlığın başlangıç ödeneği 150 milyona yakın bir para iken bunun sadece 98.758 milyonu kullanılmış. 2024 yılında ise 334 milyon bütçe teklifinde bulunmuşsunuz. Biz, bu 99 milyona yakın ödeneğin ne kadarının tahtalarla kaplanmış bir evde 5 çocuğunu büyütmeye çalışan bir aileye kullanıldığını onların içler acısı sonunda gördük. Ancak sizin cevabınız ne olacak? Siz bu aile hayatını kaybetmeden önce neredeydiniz? Bu aile 334 milyonun neresinde, siz neresindesiniz? Bahsi geçen 119 bin Türk lirası ne için ve hangi zaman aralığında ödendi?   Ya suskunluğunuzu sorularımıza ithafen bozup istifa edin ya da ülkeyi içinde bıraktığınız yangını görüp suskunluğunuzla istifa edin!"    

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.