SON DAKİKA
Hava Durumu

#Add Eskişehir Şubesi

Porsuk Haber Ajansı - Add Eskişehir Şubesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Add Eskişehir Şubesi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Atatürkçü Düşünce Derneği 36 Yaşında! Haber

Atatürkçü Düşünce Derneği 36 Yaşında!

Atatürkçü Düşünce Derneği kuruluşunun 36'ıncı yılını kutlarken, Gençlik Haftasında ADD Eskişehir Şubesi yaptığı etkinliklerle dikkatleri üzerine çekti. 19 Mayıs 1989 tarihinde kurulan Atatürkçü Düşünce Derneği bu yıl 36'ıncı yaşını kutluyor. Derneğin 36'ıncı kuruluş yılı, Gençlik Haftası ve 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla Eskişehir genelinde farklı etkinliklerde yer alan ADD Eskişehir Şubesi açtığı stantlarda Eskişehirlilerden ve gençlerden büyük ilgi gördü. Odunpazarı Belediyesi tarafından 16 - 17 - 18 Mayıs tarihlerinde Kanlıkavak Parkı’nda düzenlenen Uluslararası Odunpazarı 3D Gençlik Festivali’nde üç gün boyunca yer alan ADD Eskişehir Şube Başkanı Mehmet Avci ve Yönetim Kurulu üyeleri stantta yaptıkları Bilgi Yarışması ve Satranç Turnuvası etkinlikleri ile büyük ilgi gördü. Bilgi Yarışmasında ve Satranç Turnuvası'nda kazanan gençlere Nutuk, kitap ve dergiler hediye edildi. 18 Mayıs tarihinde Eskişehir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Gençlik Şenliği'ne katılan ADD Eskişehir Şube Yönetimi Adalar Porsuk Bulvarı üzerinde düzenlenen etkinliklerde yer aldı. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nda ilk olarak Valilik Meydanı’nda bulunan Atatürk Anıtı'na çelenk sunumunu ve basın açıklamasını yapan ADD Eskişehir Şubesi öğleden sonra ise Tepebaşı Belediyesi tarafından Vecihi Hürkuş Havacılık ve Teknoloji Parkı’nda düzenlenen Gençlik Şenliği'nde stant çalışması yaptı. Gençlere yönelik Bilgi Yarışması ve Satranç Turnuvası düzenlenlenen şenlikte kazananlara Nutuk hediye edildi. Stantta açılan "Bu Vatanda Benimde İmzam Var" imza çalışması ise şenliğe katılanlardan büyük ilgi gördü. Yapılan etkinliklerle ilgili olarak ADD Eskişehir Şubesi adına bir açıklama yapan Şube Başkanı Mehmet Avci; "Ebedi Liderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün doğduğum gün bu tarihtir dediği, Kurtuluş Savaşının ilk adımı olan, 1989 yılında Atatürkçü Düşünce Derneğimizin kurulduğu gündür 19 Mayıs. Çok bedeller verdik vermeye de hazırız. Çok canlar verdik vermeye de hazırız. Ne olursa olsun ne senden, ne izinden, ne eserlerinden vazgeçmeyiz. Biz şunu iyi biliriz yedi düvele diz çöktürmeyi, emperyalizme direnmeyi, birlikte yaşamayı. Biz her ne olursa olsun yorulmamayı durmamayı iyi biliriz. Yeniden Atatürk Cumhuriyeti ni inşa edeceğiz. Kemalizm'in Namus Sesini Yurdumuz Semalarına Bir Sis Çanı Gibi Asacağız. Ne mutlu Türküm diyene. Doğum günün kutlu olsun paşam. Gençlik izinde paşam. Yaktığın meşale elimizde paşam. Yitirdiğimiz devrim şehitlerimizi anıyoruz. Başta kurucu genel başkanımız Prof. Dr. Muammer AKSOY olmak üzere ebediyete intikal edenlerimizin ruhları şad olsun. Mektupları elimizde. Nicelerine." dedi.

Emekli Albay Alican Türk 28 Şubat Soruşturma Sürecini Anlattı Haber

Emekli Albay Alican Türk 28 Şubat Soruşturma Sürecini Anlattı

Atatürkçü Düşünce Derneği Eskişehir Şubesi tarafından düzenlenen söyleşide 28 Şubat Soruşturmasının 13. Yılında Emekli Albay Alican Türk yaşadıklarını anlattı. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Taşbaşı Kültür Merkezi Kırmızı Salon’da gerçekleştirilen söyleşiye ADD Eskişehir Şube Başkanı Mehmet Avci ve Yönetim Kurulu üyeleri, Zafer Partisi Eskişehir İl Başkanı Hasan Demir ve Zafer Partisi İl ve İlçe Yöneticileri, İYİ Parti Eskişehir İl Yöneticileri, Sivil Toplum Kuruluşları ve sendika temsilcileri ile vatandaşlar katılım gösterdi. Söyleşi sunumunu ADD Eskişehir Şube Yönetim Kurulu Üyesi Batur Gürgan yaparken açılış konuşmasını ise ADD Eskişehir Şube Başkanı Mehmet Avci yaptı. "Doğu ve Güneydoğu'da Faili Meçhul Cinayetler ve Gerçekler",  "28 Şubat - Sincan'dan Tarihe Notlar" ve "Bitmeyen Sömürü - 28 Şubat" kitaplarının yazarı olan ve aynı zamanda Atatürkçü Düşünce Derneği Eskişehir Şubesi Üst Kurul Delegesi olan Emekli Albay Alican Türk söyleşisinde, 28 Şubat Soruşturma sürecinin 13. Yılında bu süreçte neler yapıldığını, nelerle karşılaştığını, 12 Nisan 2012'de başlatılan gözaltıların 15 - 16 Nisan'da tutuklamalara dönüşmesiyle yaşanan gelişmeleri, yaşanan o sürecin günümüzde yaşanan tutuklamalarla benzer yanları olup olmadığını ve arada bir bağ kurulup kurulamayacağını anlattı. Söyleşinin ardından ADD Eskişehir Şube Başkanı Mehmet Avci Emekli Albay Alican Türk'e plaket vererek teşekkür ederken, ilerleyen zamanlarda etkinliklerinin devam edeceğini ifade etti ve söyleşiye katılan herkese teşekkür etti.

Köylerimiz Okulsuz, Öğretmensiz, Köylümüz Cehaletin Kucağında Çaresiz Haber

Köylerimiz Okulsuz, Öğretmensiz, Köylümüz Cehaletin Kucağında Çaresiz

Atatürkçü Düşünce Derneği Eskişehir Şube Başkanı Mehmet Avci Köy Enstitüleri’nin kuruluşunun 85. yılı dolayısıyla bir açıklama yaptı. ADD Eskişehir Şube Başkanı Mehmet Avci yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi; "Mustafa Kemal Paşa önderliğinde 3 yıl 3 ay 22 gün kadın, erkek ve çocuk topyekûn yedi düvelle boğuşup zaferle buluştuk, boynumuza aşılan idam fermanını yırtıp attık, bir vatan kurtardık, bir cumhuriyet kurduk. Kurduk ama, 29 Ekim 1923’de yanmış yıkılmış, tek fabrika bacası tütmeyen, gırtlağına kadar borca batırılmış bir ülke ile kalakalmıştık. Çok yoksulduk, cahil bırakılmıştık, uluslaşamamıştık ve yarımız salgınların pençesinde kıvranıyorduk. Ekmek yapacak buğdayımız, bebenin altını saracak bezimiz, duvara çakacak çivimiz, çaya koyacak şekerimiz, mektup yazacak kâğıdımız bile yoktu. Tuğla, kiremit, cam yoktu. Serum, aşı, ilaç yoktu. Zaten çok az olan eğitimli evlatlarımızın çoğunu savaş meydanlarında şehit vermiştik. Halkı doyurmak, tarımı ve hayvancılığı canlandırmak, fabrikalar kurmak, sanayileşmek, limanlara, demiryollarına sahip olmak, bunları başarmak için, para bulmak, parayı da Lozan’da diyeceğini demiş olan Lord Curzonlara avuç açmadan bulmak gerekiyordu. Ne yapılacaksa yine milletle yapılacağına göre millet eğitilmeli, asıl savaş, cehaletle savaş kazanılmalıydı. Kazanmalıydı da, nasıl? 12 milyon nüfusun okur yazar oranı erkeklerde yüzde 7, kadınlarda binde 4’le yerlerde sürünüyordu. Koca memlekette sadece 4894 ilkokul, 72 ortaokul, 23 lise vardı ve bu 23 lisede okuyan toplam kız öğrenci sayısı, hemen tamamı subay, bürokrat ve levanten çocukları olmak üzere sadece 230 idi. Darülfünun’a ise üniversite demek olanaksızdı. İlkokuldan Darülfünun’a toplam öğrenci sayısı 347 bin 821 ile nüfusun ancak% 2,8’i kadardı. Okul çağındaki her 4 çocuğumuzdan 3’ü okula gitmiyordu. Cehaletin en koyusu halkın %85’inin yaşadığı kırsal kesimde yuvalanmıştı. 40 bin köyün 38 bininde okul olmadığı gibi olsa gönderecek öğretmen de yoktu. En acil sorunumuz işte bu devasa eğitim(sizlik) sorunuydu. Kollar sıvandı. Önce Harf Devrimi ile ulus konuştuğu dilin alfabesine kavuşturuldu ve Millet Mektepleri ile okuma yazma seferberliğine girişildi. 1933 Üniversite Reformu gerçekleştirildi.  Mucize çözüm ise, o güne kadar dünyada benzeri görülmemiş Köy Enstitüleri ile bulundu. Tamamen bize özgüydü. Yerli ve milliydi. İlkokulu bitirmiş yoksul köy çocukları, hem bilimsel bilgilerle, edebiyat ve sanatla, hem de köylünün gereksinimi olan tarım, hayvancılık, sağlık, demircilik, inşaat, marangozluk gibi pratik bilgilerle donatılıyordu. Her öğrencinin yılda 25 dünya klasiği roman okuması ve bir enstrüman çalması zorunluydu. Atatürk’ün 1936’da askerliğini çavuş ve onbaşı olarak yapmış gençlerle başlattığı Köy Eğitmenleri atılımının devamı olan Köy Enstitüleri, Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel ve İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç önderliğinde ilkokul öğretmeni yetiştirmek üzere 17 Nisan 1940’da açıldı. Yurdun her bölgesinde 21 enstitü hizmete sokuldu. “İş için, iş içinde eğitim” ilkesi uygulandı. Derslerin yarısı temel eğitim, diğer yarısı uygulamalı eğitim konularındaydı. Enstitüler, Demokrat Parti döneminde 27 Ocak 1954’de kapatılıncaya kadar 1398’i kız, 15943’ü erkek, toplam 17 bin 341 öğretmen yetiştirdi. 1936’dan 1947 yılına kadar çalışmalarını sürdüren Köy Eğitmen Kurslarından 8 bin 675 eğitmen, enstitülerin sağlık bölümlerinden de 1248 sağlık memuru mezun edildi, Enstitüler, Fakir Baykurt, Ümit Kaftancıoğlu, Talip Apaydın, Mahmut Makal, Mehmet Başaran, Dursun Akçam gibi ülkemizin yüz akı yazarlar, düşünürler, aydınlar armağan ettiler ulusumuza. Bütün dünyada örnek bir eğitim sistemi olarak kabul edilen bu model, ilk günden itibaren, “Kız ve erkek öğrencilerin bir arada okuması ahlaksızlıktır.”, “Köy enstitülerinde verilen eğitim dinimize aykırıdır.”, “Köy Enstitüleri komünist, dinsiz yetiştiren fuhuş yuvalarıdır” diye ortalığı ayağa kaldıran, esasında halkı cahil bırakmak ve biat kültürüne tutsak ederek sömürmek isteyen, örnekleri bugün de görülen dinci-gerici zihniyet tarafından hep karalandı, yok edilmek istendi ve maalesef yok edildi. Genç Cumhuriyet’in bu özgün ışığı söndürüldükten sonra da eğitim katliamı devam etti. Bugün köylerimiz okulsuz, öğretmensiz, köylümüz cehaletin kucağında çaresiz… Bu nedenle, Kemalistlerin en önemli görevlerden biri bu eğitim modelini günümüz koşullarına uyarlayarak yeniden hayata geçirmek olmalıdır. Taşımalı eğitim ve 4+4+4 ucube sistemleriyle bilimsel bilgiden yoksun bıraktıkları çocuklarımızı köy okullarını kapatarak tarikat şeyhlerine ve imamlara terk eden çağ ve akıl dışı zihniyet ancak böyle yok edilebilir. Atatürkçü Düşünce Derneği olarak, Köy Enstitüleri’nin kuruluşunun 85. yılında fikir babası Büyük Atatürk’ü, dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’yü, Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel’i, İlköğretim Genel Müdürü Tonguç Baba’yı ve bu kutlu ocaktan yetişen değerli öğretmenlerimizi şükran ve saygıyla anıyor, Kemalizm’in namus sesini bir siz cana gibi yurdumuz semalarına aşarak milletimizle birlikte Yeniden Atatürk Cumhuriyeti’ne ulaşmak için var gücümüzle çalışacağımıza söz veriyoruz."

Bu Zihniyetin Altında Yatan Gerici Fikirleri Biliyoruz Haber

Bu Zihniyetin Altında Yatan Gerici Fikirleri Biliyoruz

Atatürkçü Düşünce Derneği Eskişehir Şubesi, Memur Sen tarafından başlatılan 'Ailenin Korunması ve İnanca Dayalı Kıyafet Özgürlüğü' imza kampanyasına sert tepki gösterdi. ADD Eskişehir Şube Başkanı Mehmet Avci yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; "Değerli basın mensupları ve kıymetli Türk Halkı, Türkiye Cumhuriyeti ve Anayasası, her geçen gün yeni bir saldırıya maruz kalmaktadır. Gerici zihniyetler tarafından Atatürk ilke ve devrimleri, demokratik ve laik düzen, üniter ve ulus-devlet hedef yapılarak her gün yeni bir saldırı yapılıyor. Memur-Sen isimli bir sendika tarafından yurdumuz genelinde “Ailenin korunması ve inanca dayalı kılık kıyafet özgürlüğünün Anayasal güvence altına alınması” başlığıyla 13 Mart 2025 Perşembe günü Çarşı Camii önünde bir basın açıklaması yapılmış ve akabinde imza kampanyası başlatıldığı tarafımızdan tespit edilmiştir. Bu süslü masum sözcüklerin altında yatan tehlikenin farkındayız. Görevinin ve sorumluluğunun konusu memurların mesleki hakları olan bir sendika Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik, laik, üniter ve sosyal hukuk yapısına açıkça meydan okumaktadır. Bunu da Yüce Türk Halkı’nın manevi duygularını kullanarak yapmak istemektedir. “Ailenin korunması” ne demektir? Türkiye Cumhuriyeti Anayası’nın 41. Maddesi ailenin tanımı, çocukların hakları, ailenin korunması ile direk ilgilidir. Aileyi korumak tanımlarla değil: Ekonomik, kültürel ve toplumsal gerekçelerle olur. Maddi sorunlardan dolayı şuan yurdumuzdaki aile yapıları dağılıyorken bu sendikanın anayasayı değiştirmek yerine geçim sıkıntıları için çağrı yapmasını beklerdik. Aileyi korumaksa konu aile içi şiddete, kadın tecavüzlerine, kadın ölümlerine karşı açıklama yapmasını, kampanya oluşturmasını ve mücadele etmesini beklerdik. İstanbul sözleşmesine geri dönülmesi için imza toplanmasını beklerdik. Çocuklarımızın korunması ise konu tarikatlarda ve cemaatlerde çocuklarımıza karşı yapılan istismar ve tecavüzlere karşı bu yapıların kapatılması için çalışmalar beklerdik. Bizler bu konuda sizin derdinizin aile korunması olmadığını biliyoruz. “İnanca dayalı kılık kıyafet özgürlüğü” ne demektir? Ki zaten özgürlüğün olduğunu kabul ediyor Anayasal güvence istiyorsunuz. Bu konu en hafif haliyle Anayasal suçtur. Bu konu bütün inançlara eşit bakan Laik Türkiye Cumhuriyet yapısının altına dinamit koymaktır. Anayasamızın 174. Maddesinde açıkça belirtilen inançlara ait kıyafetlerin ibadet yerleri dışında giyilemeyeceği nettir ve anayasal güvence altındadır. Peki inanca dayalı kılık kıyafet derken neyi kastediyorsunuz; Sarıklı öğretmeler, Cübbeli avukatlar, Peçeli memurlar, Kipalı din adamları mı istiyorsunuz? Samimi olunuz. Türkiye Cumhuriyeti laik demokratik üniter ve sosyal hukuk devletidir. Atatürkçü Düşünce Derneği Eskişehir Şubesi olarak bu zihniyetin altında yatan gerici fikirleri biliyoruz. Yüce Türk Halkı’nın maneviyatı kullanılarak varılmak istenen noktayı biliyoruz. Bizler Laik, Demokratik, Çağdaş Hukuk Devletimizi koruyacağımızı, Atatürk İlke ve Devrimlerini sonsuza kadar savunacağımızı, çağ dışı ve gerici faaliyetlerle mücadele edeceğimizi ve Yeniden Atatürk Cumhuriyetini inşa edeceğimizi Yüce Türk Halkı’mıza duyuruyoruz. Bu yapılan açıklama ve kampanyanın açıkça Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Anayasası’na açıkça aykırı olduğu görülmektedir. Bu sebeple Cumhuriyet Savcılarımızı göreve davet ediyoruz. Yüce Türk Halkımıza saygılarımızla."

ADD Eskişehir Şube Başkanı Mehmet Avci: "Yol Haritamızı Oluşturduk" Haber

ADD Eskişehir Şube Başkanı Mehmet Avci: "Yol Haritamızı Oluşturduk"

Hafta sonu yapılan Atatürkçü Düşünce Derneği Eskişehir Şubesi Olağan Genel Kurulu'nun ardından oluşan yeni yönetim kurulu ilk toplantısını yaparak görev dağılımını gerçekleştirdi. Mehmet Avci'nin Başkanlığında oluşan yeni yönetim kurulunda görev dağılımı şu şekilde gerçekleştirildi; Başkan Mehmet Avci Başkan Yardımcısı Mustafa Savaş Sayman ve Basın - Yayından Sorumlu Üye Tolga Savaş Yazman ve Örgütlenmeden Sorumlu Üye Yasemin Özmutlu Kültür ve Sanattan Sorumlu Üye Ziya Coşkun Sivil Toplum Kuruluşlarından Sorumlu Üye Canan Ekinci Gençlikten ve Sosyal Medyadan Sorumlu Üye Metehan Karakaya Hukuk İşlerinden Sorumlu Üye Batur Gürgan Sosyal Çalışmalardan Sorumlu Üye Hülya Çiftçi Yönetim Kurulu toplantısının ardından kısa bir açıklama yapan Şube Başkanı Mehmet Avci şu ifadelere yer verdi; "Olağan Genel Kurulumuzun ardından ilk toplantımızı gerçekleştirdik ve görev dağılımımızı yaptık. Tüm arkadaşlarıma başarılar diliyorum. Şubemiz bünyesinde en kısa zamanda danışma ve çalışma kurullarımızı da oluşturarak toplantılar yapacağız. Yeni dönemde Eskişehir’de farklı ve ses getirecek projeler geliştireceğiz. Yaptığımız toplantıda hayata geçireceğimiz kısa, orta ve uzun vadeli planlarımızla ilgili yol haritamızı da oluşturduk. Önümüzde ki dönem yapacağımız toplantılarda katılımcı bir yönetim anlayışıyla üyelerimizle sık sık bir araya gelerek görüş ve önerilerini dinleyeceğiz. Yeniden Atatürk Cumhuriyeti'ni inşa etmek için el birliğiyle Eskişehir’den güçlü bir ses vereceğiz."

Muammer Aksoy ve Devrim Şehitlerimiz Her Zaman Rehberimiz Olacaktır Haber

Muammer Aksoy ve Devrim Şehitlerimiz Her Zaman Rehberimiz Olacaktır

Atatürkçü Düşünce Derneği Eskişehir Şubesi Atatürkçü Düşünce Derneği Kurucu Genel Başkanı Prof. Dr. Muammer Aksoy'u törenle andı. Valilik Meydanı’nda düzenlenen törene ADD Eskişehir Şube Başkanı Cihan Taşar, CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü, CHP Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz, ADD Eskişehir Şube Yönetimi ve vatandaşlar katılım sağladı. ValilikMeydanı’na çelenk sunumu, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan törende bir konuşma yapan ADD Eskişehir Şube Başkanı Cihan Taşar şu ifadelere yer verdi; "Kurucu Genel Başkanımız Muammer Aksoy’u anıyoruz. Atatürkçü Düşünce Derneği unutulmaz kurucu başkanı, Atatürkçülüğün ve tam bağımsızlığın ödün vermez savaşçısı, Prof. Dr. Muammer Aksoy, 35 yıl önce bugün Ankara’da evinin önünde uğradığı alçakça silahlı bir saldırı sonucu katledildi. Türkiye’nin laik demokratik yapısının değiştirilmesi, Atatürk devrim ve ilkelerinin yok edilmesini isteyenler tarafından öldürülen Muammer Aksoy, 1989 yılında ülkenin önde gelen aydınları ve hukukçuları ile Atatürkçü Düşünce Derneğini kurmuştur.             Muammer Aksoy, tüm devrim şehitleri gibi, yaşamanı tam bağımsızlık ve ulusal egemenlik temeline dayanan Cumhuriyetimizin laik, demokratik yapısını korumak ve üniter devletimizi sonsuza kadar yaşatmak için harcamıştır. Muammer Aksoy inançlı ve ilkeli bir hukuk ve dava adamı, gerçek bir Atatürkçü ve yurtseverdi. 1960 yılından sonra kurucu meclis üyeliği yapan Aksoy, 1961 Anayasasının hazırlanmasına katkı verirken, uzun süre Türkiye’yi Avrupa Konseyinde temsil etti. Bir dönemde Milletvekilliği yapan Muammer Aksoy, 40 yılı aşkın bir süre Türk Hukuk Kurumu Başkanlığında bulundu. Bağımsız ve çağdaş bir Türkiye mücadelesi verirken, ülkesinin yeraltı kaynaklarına sahip çıktı. Petrolün millileştirilmesi için verdiği mücadele hiçbir zaman unutulmayacaktır.     Ayrıca Devrimci Öğretmen Hareketi isimli iki cilt kitabında öğretmen mücadelesini anlatmıştır. Batılı emperyalistlerin, baskı ve yönlendirmeleriyle Türkiye’nin hızla Atatürk’ten uzaklaştırılmak istendiği bir dönemde, Atatürkçü Düşünce Derneğini kuran, kurucu genel başkanımızı bir kez daha saygı ve minnetle anıyoruz. Adalet ve Demokrasi Haftasında bir kez daha söylüyoruz, Muammer Aksoy ve tüm devrim şehitlerimiz her zaman rehberimiz olacaktır. Yaptıkları aydınlanma meşalesi hiçbir zaman sönmeyecektir."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.