Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan kurultay davası, ekonomi ve Hasan Polatkan Havalimanı ile ilgili açıklamalarda bulundu.
CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı;
"Mahkemeden bir erteleme kararı çıktı. Aslında biz ret kararı çıkmasını bekliyorduk ama ne yazık ki yeni bir erteleme kararı çıktı. Şimdi bunu şöyle değerlendirmek lazım. Bu süreç tümüyle boşa düşecek. Neden? 21’inde, yani bu hafta sonu pazar günü kurultayımızı gerçekleştireceğiz. Bu kurultay, delegelerin talebiyle yapıldığı için genel başkanımız ve parti meclisi yönetimi neredeyse oy birliğiyle güvenoyu alacak ve yoluna devam edecektir. Hemen ardından yürüyen diğer dava olan İstanbul davası için 24’ünde İstanbul Olağanüstü Kongresi’ni gerçekleştirerek İstanbul’da da sorun çözülecek ve bu süreçlerin tamamı boşa düşecektir.
Ekim ayında mahkemenin ne yönde karar vereceğini hep birlikte izleyeceğiz. Ama bütün bu oyunları, bütün bu kumpasları boşa düşürmek bizim temel görevimiz. Bununla ilgili Cumhuriyet Halk Partisi her aşamada ayrı stratejiler izliyor." dedi.
Eskişehir Hasan Polatkan Havalimanı ile ilgili açıklamalarda bulunan Milletvekili Arslan şunları söyledi;
"Hasan Polatkan Havalimanı konusunu ben de bir Eskişehirli olarak, gerçekten yüreğim sızlayarak takip ediyorum.
Meselenin iki boyutu var. Birincisi, Türkiye maliyesine ve bütçesine verilmiş olan zararlar. Bunu bilerek ve seçerek söylüyorum. Zira iktidarın il başkanı, yaptığı son açıklamayla odalara çağrıda bulundu: “Bilet alın, tarifeli uçuşlar açılsın, elinizi taşın altına koyun. Devletin zarar etmesini öngöremeyiz” dedi. Zafer Havalimanı yapıldığında ve şu anda milyonlarca euro hazinemize ne yazık ki yük olmaktadır. Bunu hiç akıllarına getirmiyorlar.
Burada tartışma şu. Zafer Havalimanı’nın kuruluş amacı için “bölgesel hizmet vermek” ifadesi kullanıldı. Oysa Hasan Polatkan Havalimanı (Anadolu Üniversitesi Havalimanı) 1986 yılında kuruldu. Zafer Havalimanı’nın yapım tarihi ise 2012. Eğer bölgesel havalimanı düşünülüyorsa, Eskişehir, Afyon, Kütahya, Bilecik, Uşak hatta çevremize hizmet verebilecek Anadolu Üniversitesi havaalanı zaten vardı.
Yıllarca tartışmalar içerisinde pistin genişliği, uluslararası standartlara kavuşturulması ve son Cumhurbaşkanlığı kararıyla hudut kapısı ilan edilmesine rağmen, yanlış planlamalar ve kötü yönetim sonucu Zafer Havalimanı yapıldı. Hatta birkaç yıl önce havalimanımızın tamamen uçuşlara kapatılarak uçuşların Zafer’e kaydırılması planlandı, fakat kamuoyundan gelen tepkilerle püskürtüldü.
Bizim havalimanımız tarifeli uçuşlara (yurt içi ve yurt dışı) açık olmamasına rağmen, sadece ağırlıklı olarak Belçika üzerinden bir uçuşumuz ve hac seferlerimiz var. Buna rağmen, mevcut Zafer Havalimanı’nın tarifeli uçuşlarının iki katı yolcuya şu anda hizmet verdik.
O nedenle zarar tartışmasına girmeden, bizim havalimanımızın tarifeli uçuşlara açılması, lojistik merkez olarak kullanılması ve eğitimle ilgili çalışmalar yapılmasında hiçbir beis yoktur.
Bu konunun takipçisi olacağız. Tüm Eskişehirlilerin havalimanımıza, şehrimize sahip çıkmasını ve bu konunun takip edilmesini bekliyoruz. Gündemi kapatmaya çalışıyorlar ama buna asla izin vermeyeceğiz." dedi.
Türkiye’nin temel birinci sorununun ekonomi olduğunu ifade eden Milletvekili İbrahim Arslan şu ifadeleri kullandı;
"Türkiye’nin ekonomisi başta olmak üzere, sokakta yaşayan yurttaşlarımızın, kurumların, esnafın, sanayicinin, üretenin ve tüketenin temel birinci sorunu ekonomidir. Geçim sıkıntısıdır. Bu doğal olarak sosyal hayata da yansıyor. Eğitimden sağlığa, üretimden tüketime kadar Türkiye’nin çok ciddi sorunları var. Üzülerek ifade etmeliyim ki, açıklanan Orta Vadeli Program’dan da bu sorunların büyüyeceği anlaşılmaktadır. 2026 yılı, inanın 2025’i aratacaktır. Bunu önümüzdeki günlerde rakamlarıyla birlikte ortaya koyacağız.
Elbette Cumhuriyet Halk Partisi üzerinden yürütülen bu kumpaslar, bu kuşatmalar, bu abluka, gündemi geride bırakıp başka noktalara evirmeye çalışıyor. Buna asla izin vermeyeceğiz.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin tartışılmasının bir nedeni de iktidarın korkusudur. Çünkü gideceklerini biliyorlar. İktidardan gidecek olanlar onlar, iktidara gelecek olan siyasal yapı ise Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Halk bu kararı vermiştir, geliştirmekte ve sürdürmektedir.
O nedenle iktidarın stratejisi; “Ne yapar ederiz de hem gündemi değiştiririz hem de Cumhuriyet Halk Partisi’ni kendi içinde bir tartışmaya, bir kaosa sürükleriz” anlayışına dayalıdır. Biz bunlara hiç tevessül etmeden yolumuza devam edeceğiz."