900 Yılda Oluşan Bir Avuç Toprak Yasayla Bir Günde Yok Olacak

CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve zeytinlik alanların da madencilik faaliyetlerine açılmasını öngören yasa teklifini sert sözlerle eleştirdi.

Haber Giriş Tarihi: 20.07.2025 11:08
Haber Güncellenme Tarihi: 20.07.2025 11:08
www.porsukhaberajansi.com

CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve zeytinlik alanların da madencilik faaliyetlerine açılmasını öngören yasa teklifini sert sözlerle eleştirdi. Yasanın yalnızca zeytinliklerle sınırlı kalmayıp tarım arazileri, su kaynakları, ormanlar, tarihi sit alanları ve yaşam alanlarını da tehdit ettiğini vurgulayan Süllü, teklifin doğaya ve geleceğe açık bir ihanet olduğunu ifade etti. Süllü, “Dostum Trump’ın ‘mine everywhere’ yani ‘Her Yerde Maden’, ‘Milli Parkları, Tarihi Anıtları Bile Kazın’ sözleri ve stratejik madenler vurgusu teklifinizle birebir örtüşüyor. İnsan, ‘bu kadar da tesadüf olur mu?’ diye düşünmeden edemiyor” diyerek iktidarın politikalarına dikkat çekti.

“İklim Yasası Değil, Kirletenin Aklandığı Yasa”

İklim Kriziyle mücadelede azaltım ve uyum süreçlerine dair önlem alınması gerekirken, iktidarın “İklim Yasası” adı altında şirketlerin bedelini ödeyerek daha fazla kirletmesinin önünü açtığını belirten Süllü, “Ardından, madencilerin tüm ülkeyi talan alanına çevirebileceği bir metni kucağımızda bulduk. Dostum Trump’ın ‘mine everywhere’ yani ‘Her Yerde Maden, Milli Parkları, Tarihi Anıtları Bile Kazın’ sözü ve stratejik madenler vurgusu, teklifinizle örtüştüğünden insan ‘bu kadar da tesadüf olur mu’ diye düşünmeden edemiyor” dedi.

“Tarım Alanları, Su Kaynakları, Ormanlar Tehlikede”

Teklifle sadece zeytinliklerin değil, tarım alanları, su kaynakları, ormanlar, tapulu araziler ve tarihi sit alanlarının da madencilik için kullanılabileceğini vurgulayan Süllü, “Gıdamız, suyumuz, geleceğimiz yok olacak. Bu yok oluşu rehabilitasyon maddeleriniz önleyemez” dedi.

Paralar Şirketlere, Maliyet Hepimize Kalıyor

Birleşmiş Milletler raporlarının, madenlerle tahrip edilen alanların geri getirilemeyeceğini açıkça ortaya koyduğunu hatırlatan Süllü, altın gibi metalik maden alanlarında fidan dikmenin çözüm olmadığını belirtti. Süllü, “Burada gösterilen sözde rehabilitasyon resimleri kömür madenlerine ait. Asıl gereken restorasyon ise büyük paralar gerektiriyor. Ama paralar şirketlere, maliyet hepimize kalıyor. Sağlığımız, toprağımız, suyumuz, coğrafyamız hepsi maliyetin içinde” diyerek tepki gösterdi.

“Toprak Sadece Ağaç Kökü Değil, Bir Ekosistem”

Süllü, teklifin savunulmasında sıkça kullanılan “ağaç dikeriz” söylemini de eleştirerek, “Ağaç sadece kökten ve yapraktan ibaret değil. Her biri, toprağı, yeraltı su kaynaklarını, her tür canlıyı ve yaban hayatını barındıran bütünsel bir ekosistemdir” dedi. “Bir avuç toprak 900 yılda oluşuyor. Topraklarımız 25–30 yıl ömrü olan termik santraller ya da madenler için heba edilemez” uyarısında bulunan Süllü, 2030 yılı itibarıyla Türkiye topraklarının yüzde 88’inin çölleşme riski altında olduğunu hatırlattı.

“Sakarya Vadisi Tehlike Altında, Kanser Vakaları Artıyor”

Eskişehir’in Sivrihisar ilçesine bağlı Kaymaz’da altın madenciliği nedeniyle fasulyenin artık yetişmediğini, ağaçların kuruduğunu ve kanser vakalarının arttığını belirten Süllü, aynı şirketin şimdi de Sakarya Vadisi’ne yöneldiğini ifade etti. “Mikroklima iklimine sahip, İstanbul’u zeytin, narenciye ve yeşillikle besleyen bu vadiye Cengiz Holding el attı. Daha maden açılmadan sondajlarla vadi delik deşik edildi. Siyanür sızması hâlinde Sakarya Nehri’nin geçtiği yedi il risk altında.” Trump’ın stratejik madenlere ilgisini hatırlatan Süllü, Beylikova’daki nadir toprak elementlerinin de ciddi endişe yarattığını söyledi.

“Vahşi Madencilikle Yürekler Ağzımızda”

Süllü, Türkiye’nin dört bir yanında süren madencilik faaliyetlerinin sömürge madenciliğiyle eşdeğer olduğunu ifade ederek Kazdağları, Mazıdağı, Muğla, Soma, Amasra ve İliç’teki örnekleri sıraladı: “Ne yazık ki ne denetim var, ne caydırıcılık. Bu teklif yasalaşırsa ülkemizin her köşesi yangın yerine dönecek. Bir yanda orman yangınları sürerken, diğer yanda bu yasa doğrudan felakete davetiye çıkarıyor.”

“Bu Yasayı Geri Çekin, Vicdanınıza Kulak Verin”

Süllü, konuşmasının sonunda Hatay’daki yangınla ilgili sanatçı Derya Cesur’un dizelerini Genel Kurul kürsüsünden okuyarak, AK Parti sıralarına vicdan çağrısı yaptı:

“Diyelim ki biz öldük, siz kaldınız.

Diyelim ki kurudu ormanlar, nehirler, yuvalarında kuşlar.

Diyelim ki ateş olup küller üfürdünüz memlekete.

Baktınız, kalmamış yakacak tek bir ağaç,

sönmeyen ocak, akacak tek damla gözyaşı.

Sonra? Geçip ortasına ölümün düğün mü kuracaksınız?”

“Diyelim ki kurdunuz, külden ağaçlar, uçmayan kuşlar,

ağıtlar, bu ziftli yaslar sarmışken toprağı,

mutlu mu olacaksınız?

Bize nasip bunca kalp ağrısından

size tatlı huzurlar kalır mı dersiniz?”

Bu dizelerin “görmeyen gözlere, duymayan kulaklara, vicdanlara ses” olmasını isteyen Süllü, teklifin derhâl geri çekilmesini talep etti.